Balkan yarımadasında yaşamakta olan azınlıklar, Osmanlıya karşı isyanlar baş göstermeye başlamıştı.
Buralarda düne kadar kardeşçe yaşayan Milletlere, Milliyetçilik duygusunu aşılanmaya başlanmıştı. Tüm bunlara yön veren veya bunları kullanmak isteyen dış güçler vardı. Bu halkları kullanarak siyasi yönden çıkar veya yararlanmak isteyen devletler vardı bunların arkalarında.  Bu büyük devletler kendi çıkarları için bu halkların içinde Milliyetçiliği körüklemeye başladılar.

                Balkanlarda haydutluk moda olmuştu o zamanları, Bulgar gençler “Alama Ana, ben haydut olacağım…” diye şarkı söylerlerdi o zamanları. Birkaç kişi toplanıp haydut çeteleri oluşturuyorlardı ve Balkan semtlerinde haraca kesiyorlardı. Diğer yandan da Balkanlarda Pan –Slavizm işleniyordu. Şu şarkıda onların azından düşmüyordu: “Ey şahinler, kartallar, kalkınız, Slav namını tam bir asaletle taşımaya çalışınız. Haydi elimizi kuzey kartalına verelim. Bulgar, Rus, Çek, Sırp, Karadağ bunların hepsi aynı ananın çocukları, kamusu aynı din, aynı kan kardeşidirler. “ Böylece cesaret alarak ayaklanmalar başladı ve Türk idaresinden ayrıldılar.

                Balkanlarda Yoğunluklar, savaşlar hep Türk halkını ezmiştir. Osmanlı döneminde askere giden hep Türklerdi, azınlıklar ise askere bile alınmıyorlardı. Onlar ticaretiyle, işiyle ilgileniyorlardı. Böylece tüccarlar hep onlardandı, bu yüzdende iktisadi bakımdan üstündüler. Osmanlının içinde bulunan azınlıklar ilme sarıldılar, sanata sarıldılar servet sahibi oldular Milli duygular da birleşince, yabancılarında desteğiyle karşı gelebildiler.

Bulgarlar işe kiliselerden başladılar, önce kilise istiklalini aldılar. Osmanlı padişahının sayesinde Rumlardan ayrılabildiler. Yoksa Rumlardan kurtulmaları mümkün değildi, Rumca yerine Bulgarca ayinlere başladılar. Rumlaşmaktan yok olmaktan Bulgarları Türklere  borçludurlar, bunu onların tarihçileri çok iyi bilirler. O zamanlarda Rum patriği Bulgarlarında dini başkanıydı. Bulgarlara o zamanlarda Rum okulları açarlardı, ayinlerde Rumca kullanılırdı. Böylece 500 yıl sonra Bulgarlar Milliyetlerini korumuş bir halde dünya sahnesine çıkıverdiler. Halbuki kendileri ise 70 yıl sonra  İktidara gelen Komünistler Bulgaristan’da Türkleri dünyadan silmeye yok etmeye kalktılar. 93 harbinden sonra, oradaki zengin Türklerin çiftliklerine, vakıf yerlerine Balkanlardan inen Bulgarlar konuverdiler. Parasız pulsuz mülk sahibi oluverdiler. Daha sonra ise bir de yasa çıkarıp Türklerin topraklarını kendilerine tapulu mülk sahibi yaptılar. Harpten sonra geri dönen Türkler evlerine Bulgarların girdiğini görünce, tarlalarının da elinden alındığını anlayınca elleri boş kalınca göç etmekten başka ne yapabilirdi ki…

 

Prof.Dr.Hayati Durmaz
BULTÜRK Derneği
Genel Başkanı

01.02.2005

Yazar