Evrenos Ailesinin kökeni

Boz Oklu Han, Evrenosoğulları`nın bilinen en eski atasıdır. Gazi Evrenos, Boz Oklu Han`ın Vırsk Han, Kasun Han, Yoregür Han, Pranko İsa Bey, Koç Demir Han, Ozar Han ve Gündüz Alp Han adlı 7 oğlundan Pranko İsa Bey`in tek oğludur. Günümüz Evrenosoğulları Gazi Evrenos`un soyundan gelmektedirler.

1302 ve 1361 yılları arasında Karesioğulları Beyliği`ne hizmet etmiş olan bu Türkmen ailesi, Orhan Gazi`nin Karesi Beyliği`ni ilhak etmesi üzerine Gazi Evrenos Bey`in Pranko İsa Bey önderliğinde Osmanlı Devleti`nin hizmetine girmişlerdir. İsa Bey`in ön adı Dimetoka `nın 6 km doğusunda Meriç nehri yakınındaki Prangi kasabasından gelmektedir. Gazi Evrenos Bey ve oğulları, Osmanlı Devleti`nin MihaloğullarıMalkoçoğulları ve Turahanlıoğulları ile birlikte ilk akıncı ailelerindendirler.

Gazi Evrenos Bey

 Osmanlı Devletinin ilk yüzyılına damgasını vurmuş önemli bir kumandandır.

Gazi Evrenos veya Evrenuz Bey 1288 yılında Balıkesir`de doğmuş 1417 yılında Vardar Yenicesi`nde (bugün Yunanistan`ın Giannitsa şehri) ölmüştür. Evrenos Bey`in asıl ismi Evren`dir. Bazı kaynaklara göre eski Rumcada “Bey” anlamina gelen “os” eki Evren Bey`e Orhan Gazi`nin kardeşi Süleyman Paşa ile yaptıklari Rumeli seferleri sırasında yöre halkına adil davranışlarından ötürü Rum yerli halk tarafından verilmiştir. Aşıkpaşazade`de ismi Evrenuz olarak geçmekte, `Evren` ve `Uz` kelimelerinden bileştirilmiş olabileceğini düşündürmektedir. İsmini Bizans tarihçileri Avrenezis veya Verenezis, Batılı tarihçiler de Vrenez şeklinde yazarlar. Gazi Evrenos 129 yaşına dek yaşamış 4 Osmanı padişahına hizmet etmiştir: Orhan GaziI. MuratI. Bayezıt ve I. Mehmet.

Orhan Gazi`nin oğlu Süleyman Gazi`nin Sultan I. Murat`ın hükümdar olup Rumeli`ye gelmesine kadarki dönemde, karşı saldırılara maruz kalarak bir süre gerileyen Osmanlılar için hasıl olan tehlikeli durum Evrenos Bey ile Hacı İlbey `in ciddi faaliyetleriyle önlenmiştir.

Osmanlı hükümdarı I. Sultan Murad Rumeli`ye geçtiğinde Evrenos Bey Keşan ve İpsala `yı zaptetmiş, sonra Edirne üzerine yürüyen Türk kuvvetlerinin sol koluna tayin edilip ileri fırlayarak, doğu Makedonya `daki Sırp kuvvetlerinin Osmanlı ordusuna yapmaları muhtemel saldırıları önlemekle görevlendirilmiştir. Evrenos Bey`i daha sonra Serez `de akıncı kumandanı olarak görüyoruz. İkinci defa zaptedilen Serez`i kendisine merkez yapan Evrenos Makedonya`ya yaptığı akınlarla mühim şehir ve kasabaları elde etmiştir.

Evrenos Bey takriben 1385`de vezir Çandarlı Halil Hayreddin Paşa ile Makedonya harekatına katılmış ve ikinci defa Manastır elde edilmiş ve Hayreddin Paşa ile birlikte Arnavutluk `ta Elbasan taraflarına ve daha batıya kadar gitmiştir. Bundan sonra Evrenos Bey hacca gitmiş ve buradan dönüşte Birinci Kosova Muharebesi ne denk gelen günlere rastlamış ve bu muharebede kendisinin tecrübelerinden yararlanılmıştır.

Kosova muharebesi sonra Yıldırım`ın hükümdar olmasını müteakip Vodine ve Çitroz kasabalarını elde eden Evrenos Bey, 1390`dan itibaren beş, altı sene mütemadi olarak Arnavutluk`a akın yapmış 1396`da Niğbolu Savaşı nda ve Eflak seferinde bulunmuştur.

Evrenos Bey Ankara Savaşı `ndan sonra şehzadeler arasındaki mücadelede Süleyman Çelebi `den sonra ihtiyarlığına binaen bu gailelere karışmak istememiş ise de Rumeli`de hükümdar olan Musa Çelebi `nin kendisine baskı yapması üzerine el altından Çelebi Mehmet tarafını tutmuş ve Rumeli`deki harekat tarzı hakkında Çelebi Mehmet`e yol göstermiş ve onun planı üzere Çelebi Mehmet`in Rumeli`ye geçerek Sırp hududuna gelmesi üzerine diğer uçbeyleriyle beraber kendisine iltihak etmiştir. Evrenos Bey hayli yaşlı olduğu halde Kasım 1417`de vefat ederek Vardar Yenicesi`ndeki türbesine defnedilmiştir. Evrenos Bey `in burada türbesinden başka cami, medrese ve imareti ile diğer bazı yerlerde hayırlı tesisleri vardır.

Tarihler, Sultan Murad Hüdavendigar `ın oğlu Yıldırım Bayezid`i evlendirdiği zaman Evrenos Bey`in düğün hediyesi olarak elbiselik kumaşlardan başka 100 genç erkek ve 100 genç kız köle ve cariye takdim ettiğini; bu 100 köleden 10 kölenin elinde içi altın dolu altın tepsi ve 10 kız cariye elinde yine içleri altınla dolu 10 altın tepsi bulunduğunu, diğer 80`inin ellerinde de gümüş ibrik ve gümüş maşrapalar bulunduğunu anlatır. Sultan Murad Evrenos`un getirdiği saçıyı davetine icabet eden Mısır, Karaman, Hamidoğlu ve sair elçilere verdiği gibi, bütün elçilerin getirdikleri hediyeleri de Evrenos Bey`e vermiştir. Yine Evrenos`un getirdiği altınların bir kısmını elçilere, ve mütebakisini ulemaya ve fukaraya dağıtmıştır. Bu anekdot Osmanlı`nın daha ilk yüzyılında ulaştığı zenginlik derecesini ispatlaması bakımından önemlidir.
 

EVRANOS BEY IN TURBESI
 

En başarılı Osmanlı komutanlarından Evrenos önemli miktarda servet kazanmış ve sayısız bağış yapmıstır . Kendisine atfedilen çeşitli anıtlar güneydoğu Avrupa’da hayatta kalmaktadır. Birincil önemi, Giannitsa’da eşlik eden kitabesi ile onun türbesi veya türbe .  Türbenin güneyinde Evrenos hamamı duruyor. Yunan Trakya’da iki anıt daha var. 

Gazi Evrenos bey, Yenice Vardar’a geldiğinde  burada bulunan gölün güzel ikliminden ve dağın serinliğinden  faydalanmak istemiş ve şehri burada kurmaya karar vermiş. Ekonomik ve askeri alanda şehri organize etmiş. Gazi Evrenos bey  burayı bir ticaret merkezi haline getirmiş. Büyük bir Kervansaray, pazar yeri, çeşmeler, okullar, hamamlar, camiler, aşevleri, 740 dükkan yapmış, burada 1417 yılında  vefat etmiş ve aşağıda göreceğiniz türbesine defnedilmiş.

 

Türbe kitâbesine göre “Melikü’l-guzât ve’l-mücâhidîn” lakabını taşımaktaydı 

Gazi Evrenos Bey’e ait mezar taşı 

Türbenin asıl mezar yeri

Altın bulabiliriz umuduyla, mezar zamanında talan edilmiş, fakat içinden sadece Ya Ali yazılı tespih parçaları çıkmış.

Türbenin restorasyonu yekpare yapılmamış. Restorasyonu yapılan  ilk  bölüm asıl mezarın olduğu yermiş.

Üst tarafta  Gazi Evrenos Bey’in Türbesinin eski ihtişamlı görünümü 

Alt resimde ise; restorasyon çalışmaları sırasında Türbe

Türbe talan edilmeden önce bayağı görkemliymiş.

Türbeye ait kıbleyi gösteren  mihrap

Arka tarafta görünen İskender bey camii

Bugün Caminin minaresi ve üst kısmı yok olmuş.Şimdi ki saat kulesinin oradaymış. 

TİKA bir an önce bu duruma el atmalı….Birer birer yok oluyor kültür varlıklarımız……

Evliya Çelebi’nin Seyâhatnâme adlı on ciltlik eseriyle Türk edebiyatına ve kültürüne eşsiz bir eser armağan 

eden Evliyâ Çelebi’nin yolu, Yenice-i Vardar’a da uğradığında, şehri ayrıntılı bir şekilde tasvir 

eden Evliyâ Çelebi, burada bir tane medrese olduğunu bildirdikten sonra, söz konusu medrese 

hakkında kendine has üslûbuyla 

“Bir âdem her ne kadar ahmak hebennak-ı sa’le-bi‟l-humakâ olsa bu dershânede bir kere 

bismillahi dese, elbette bir yılda tefsîr-i şerîf istihrâc etmeğe liyâkat hâsıl eder, zîrâ Şeyh İlâhî 

hazretlerinin nazargâhıdır.” demiştir. 

“Nazargahın sözlük anlamı Allah-u Teala’nın baktığı (nazar ettiği) yer anlamına gelirmiş.”

Yani  Müslümanlar  için çok önemli bir mekanmış.

 O zaman ki yaşantılar ile ilgili olarak Seyyah Edward Lear’ın tasvirleri türbenin duvarlarını süslüyor.

Evrenosoğulları

Evrenos Gazi’nin 15. yüzyılda sayısız kahramanlıklar gösteren Hızır, İsa, Süleyman, Gazi Ali, Yakup, Barak ve Beyce adlı yedi oğlu vardır. Bunlardan Ali ve İsa beyler, çok ün kazanmış akıncı komutanlarındandır. Yıldırım Bayezid, Ali Bey’e Rumeli’deki başarıları karşılığında Ergiri sancağını vermiş ve Arnavut-ili uç beyliğini kendisine bırakmıştı. Ankara Savaşı’ndan sonra babasının isteği üzerine Mûsâ Çelebi’nin hizmetine giren Ali Bey, yine babasının tavsiyesi doğrultusunda Mehmed Çelebi ile de irtibata geçmiş ve onun hükümdar olmasında etkili olmuştu. Evrenosoğlu Ali Bey, II. Murad devrinde de Arnavutluk’taki faaliyetlerine devam etti. Düzmece Mustafa isyanında önce Mustafa’yı desteklediyse de daha sonra II. Murad tarafına geçti. Selânik’in fethinde (1430) büyük yararlık gösterdiği gibi 1432’den sonra Macaristan ve Erdel üzerine düzenlediği akınlarla ününü daha da arttırdı. 1437`de yaptığı Macaristan akınından 70.000 esir ve hesapsız ganimet malıyla dönmüştür. 1441’de Belgrad Kalesi’ni ilk defa kuşattı. Altı ay kadar süren bu kuşatma, Macaristan içlerine sevkedilen akıncı kollarının yenilgiye uğraması üzerine kaldırıldı. 1444 yılında Arnavutluk’ta isyan eden İskender Bey üzerine gönderilen Ali Bey’in son olarak Fâtih devrinde 1462 Eflak seferine katılmış olduğu bilinmektedir. Bu tarihten sonra vefat etmiş olan Ali Bey’in türbesi de Yenice-i Vardar’dadır.

Ali Bey’in oğullarından Şemseddin Ahmed Bey, babası ve kardeşi Evrenos Bey ile birlikte akıncı beyi olarak 1462’de yapılan Eflak seferine katılmış, daha sonraki yıllarda Arnavutluk taraflarına düzenlenen akınlara iştirak etmiştir. 1466 yılında Tırhala sancağının tahririnde görevlendirildiği anlaşılan Ahmed Bey Yenice-i Vardar’da cami, medrese ve imaret yaptırmış, bunlar için 1498’de bir vakfiye hazırlatmıştır. Bundan bir yıl sonra da vefat etmiş ve kendi yaptırdığı cami hazîresine defnedilmiştir. Oğulları Musa ve Süleyman beyler sancak beyliği ile Osmanlı ordusunda da çeşitli hizmetler yapmıslardır. 1488’de yapılan Osmanlı-Memlük savaşında şehid düşmüşlerdir.

Ali Bey’in diğer oğlu Evrenos Bey de 1462 Eflak seferine katıldıktan sonra Boğdan sınırlarında akıncı olarak savaşmıştır. Bundan sonraki faaliyetleri ve ölüm tarihi bilinmemektedir.

Evrenos Gazi’nin oğullarından Îsâ Bey ise sancak beyi olarak 1434-1438 yılları arasında Arnavutluk üzerine yapılan akınlara ve 1443 yılındaki Morava Savaşı’na katılmış, Fâtih Sultan Mehmed devrinde Arnavutluk’ta meydana gelen olaylarda önemli rol oynamıştır. Fâtih’in Sırbistan seferini fırsat bilen Arnavutluk Beyi İskender Bey, Napoli kuvvetleriyle birlikte Berat şehrini kuşatınca (1455) Fâtih Evrenosoğlu Îsâ Bey’i 40.000 kişilik bir kuvvetle derhal İskender Bey üzerine gönderdi. Yapılan savaşta İskender Bey’in kuvvetleri büyük bir yenilgiye uğratıldı (26 Temmuz 1456). Îsâ Bey kardeşi Ali Bey’den sonra vefat etmiş olup onun da türbesi Yenice-i Vardar’dadır. Ayrıca bu şehirde cami ve imareti de vardır. Îsâ Bey’in Mehmed Bey adındaki oğlunun 1501 yılında İlbasan sancak beyi olduğu ve Draç’ı fethettiği bilinmektedir.

 Evrenosoğulları kendileri gibi büyük akıncı aileleri ve bu arada Şahinoğulları, Candaroğulları, Mihaloğulları vb. ile kız alıp vermek suretiyle akrabalıklar kurarak etkinliklerini artırmışlardır. Evrenosoğulları 18. yüzyılda Rumeli’de kurulan Evlad-ı Fatihan adlı yörük örgütünün subayları arasında ünlerini sürdürdüler. 19. yüzyılda da Osmanlı Devleti’nde çeşitli görevlerde bulundular.

EVRENOSOĞULLARI AKINCILARININ  BIRAKTIGI MIRAS

Daha sonra Ali Bey`in oğullarından Ahmet ve Evrenos Beyler ve Ahmed Bey`in oğulları Musa ve Süleyman Beyler. Şemseddin künyeli Emir-i Kebir Evrenosoğlu Ahmed Bey`in 1498 tarihli vakfiyesinde Vardar Yenicesi`nde cami, medrese, imaret yaptırdığı görülmektedir. Vakfına oğlu Musa Bey`i mütevelli koymuştur.  Evrenosoğulları ailesi Rumeli`de evlad-ı fatihan teşkilatının başında olarak 19. yüzyıl ortalarına kadar gelmişlerdir.

Rumeli’nin fethinde ve Türkleşmesinde büyük yararlıklar gösteren Evrenosoğulları, özellikle Yenice-i Vardar’da yerleşerek burayı kendilerine merkez yapmışlardır. Selânik yakınlarında bu küçük kasabanın merkezi olduğu bölgeye Osmanlı fethinden sonra 1430’larda kalabalık Türkmen grupları iskân edilmiş ve burası önemli bir askerî ve kültürel gelişmeye sahne olmuştur. Ayrıca Selânik ile Yenice arasındaki bu bölgede Evrenosoğulları birçok vakıf da kurmuşlardır. Evrenosoğulları Osmanlılar’ın Rumeli’de ilk vakıf kurucuları arasında yer almaktadır.

1668 yılı baharında Yenice’yi ziyaret eden Evliya Çelebi, burasının Evrenosoğulları sayesinde oldukça zengin ve gelişmiş bir yer haline geldiğini belirtmektedir. “Evrenos Bey yöresi” olarak anılan Yenice-i Vardar’da Gazi Evrenos ve Gazi Ahmed beylerin türbeleri, Büyük Cami, Asker Camii, Evrenos Hamamı ve saat kulesi günümüze kadar gelmiştir. Bu saat kulesinin, Evrenos Bey’in torunu Ahmed Bey’in türbesinin yanına 1753’te ailenin başka bir ferdi tarafından inşa ettirildiği bilinmektedir. Bunların dışında 1912 yılına kadar burada yaşayan ailenin Yenice’yi terketmeden önceki son üyesinin yaptırdığı bir de büyük saray vardır.

Akıncılığın yavaş yavaş önemini kaybetmesi üzerine Evrenosoğulları’nın da XVI. yüzyılın ortalarından itibaren nüfuz ve şöhretleri giderek azaldı. Ancak XVIII. yüzyılın başlarında bu aile fertlerinden bazıları “evlâd-ı fâtihân” da denilen Rumeli yörük teşkilâtında idarecilik yapmışlardır. XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde siyasî ve idarî görevler alan bu aile mensupları çeşitli kollar halinde günümüze kadar gelmiştir.
 

Gazi Evrenos Bey Türbesi’nin 2006 yılında gerçekleştirilen restorasyondan sonraki hali.

GERİ DÖN

Günümüzde “Yanniçe” olarak isimlendirilen Yunanistan şehri, ilk bakışta olmasa bile, dikkatli bakan gözler için hala farkedilebilecek bir dokuyu içinde barındırıyor. Yüzyıllarca Osmanlı Devleti’nin bir akıncı ailesi olan Evrenosoğulları tarafından yönetilen, Osmanlı hâkimiyeti esnasında Vardar-ı Yenice olarak adlandırılan bu şehir; Birinci ve İkinci dünya savaşları esnasında yaşadığı tahribat dolayısıyla biraz silikleşmiş olsa da, yine de görülebilen bir Osmanlı mirasını bünyesinde taşıyor.

Evrenosğulları’nın şecerersi. (Görsel Heath W. Lowry’nin “Yenice-i Vardar’lı Evrenos Hanedanı:Notlar ve Belgeler” kitabından alınmıştır.)

Osmanlı’nın Rumeli’deki uçbeyleri olan akıncılar, bölgede fetih hareketlerini sürdürmekten, Rumeli’de kendilerine tahsis edilmiş olan toprakları yönetmeye kadar birçok vazife ile görevlendirmişlerdi. Bu akıncı beylerinden birisi de, tarihçiler tarafından Osmanlı’da Osmanoğulları ailesinden sonra en büyük aile sayılan Evrenosoğulları ailesinin kurucusu Gazi Evrenos Bey’di. Cesareti ve cengâverliği resmi kayıtlara dahi geçmiş olan Gazi Evrenos Bey, Tımar sisteminin getirileriyle birlikte Rumeli’deki topraklarını genişleterek, bölgedeki şehirleri ihya etmesiyle beraber yıllarca sürecek bir hâkimiyetin tohumunu atmış oldu.

Evrenos Bey Türbesi, 2006 yılında restore edilmeden önce çok kötü bir durumdaydı.

Evrenos Bey’in başarıları sadece kendisi ve ailesine bir getiri olarak dönmedi, bu başarıların Rumeli’nin Osmanlı topraklarına katılmasında da oldukça büyük bir etkisi oldu. 1356’da akıncı beyi olarak görevlendirilen Evrenos Gazi, görevi boyunca Orhan Gazi, Murad Hüdavendigâr, Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmed olmak üzere dört ayrı padişaha hizmet etti. Kasım 1417’de, Edirne fetihlerine katılan, Makedonya’nın büyük bir kısmını feth eden, I. Kosava savaşında büyük zaferler kazanan bir kumandan olarak, 100 aşkın yaşına rağmen hâlen Vardar-ı Yenice’de hakimiyet sürerken vefat etti.

Yanniçe içerisinde kalan Ahmet Bey Camii bugün halen harabe haldedir.

Evrenos Bey’in Balkanlar’da kurduğu düzen ve imar ettiği şehirler kendisinden sonra oğullarına geçti. Fatih Sultan Mehmet’in tahta geçmesiyle akıncılık önem kaybetmesine rağmen, aile bireyleri devlet işlerinde görevlendirilmeleri sebebiyle bölgede her daim etkili oldular. Sadece devlet görevleri değil aile bireyleri tarafından kurulan “Evrenos Vakfı” gibi vakıflar da haleflerinin Evrenos Gazi’nin miras bıraktığı hâkimiyeti sürdürmesine yardımcı oldu.

Evrenosoğulları tarafından yaptırılan saat kulesi de restorasyon kapsamına alınan yapılardan oldu.

Gazi Evrenos Bey’in tohumunu attığı bu miras bugün Yunanistan sınırları içerisinde kalan “Yanniçe” şehrinde kendi gösteriyor. Dünyanın geçirdiği iki cihan harbi; bölgenin yönetiminin, Müslümanların bıraktıkları eserlere çok da ilgi duymayan Yunanlara geçmesiyle bugün Evrenesoğullarının bıraktığı miraslar unutulmaya yüz tutmuş durumda. Fakat Yunanistan yönetiminin, Türkiye ile ilişki kurarak son yıllarda gerçekleştirdiği restorasyonlar, Gazi Evrenos Bey’in camileri, dükkanları, hanları ve kervansarayları içeren terekesinin tekrar gün yüzüne çıkmasını sağlayabilir.

 

Yazar