Yazan: Oya CANBAZOĞLU

Konu: Yalan üstüne büyük devlet kurulamaz. Her millet kendi devletini kendisi kurar.     

Bu yıl 3 Mart’ta devlet ve hükümet büyüklerinin Koca Balka’nın “Şipka” Tepesine çıkması beklenmiyor. Memleket 3 gün tatilde, 100 bin kişi Yunanistan’ın Ege sahiline, 30 bin kili de Edirne – İstanbul’a yöneldi. Şehirler köylere aktı.

26 Şubat günü Sofya’daki Rusya Büyük Elçiliği Rus Kültür Merkezinde “Graf İknatiev” filmi gösterdi. 1864 – 1877 yılları arasında Rusya İmparatoru’nun İstanbul Büyükelçisi olan General Nikola Pavloviç İgnatiev, “Bulgaristan’ın Osmanlı’dan Kurtuluş Günü” olarak anılan ve Bulgaristan’da Milli Bayram törenleriyle kutlanan 3 Mart 1878 tarihinde İstanbul kenarında bugünkü “Yeşil Köy” de imzalanan ve “93 Harbini” sonlandıran “Barış Protokolü” nün mimarlarından biri olarak anılır. Bu kutlamada, Bulgar Milli Deviminin Sofya’daki en önemli anıtlarından biri olan iç devrim örgütü lideri “Vasil Levski” anıtı yanına, bir de “Graf İgnatiev” anıtı dikilmesini önerenler oldu. Aslında Sofya’da bir “Graf İgnatiev Sokağı” var.

Olay çok farklı yorumlara neden oldu.

Bu yorumların başında İstanbul’daki Rus diplomatın III. Bulgar devletinin kurulmasına somut katkısı olmuş mudur, düğümünde gizlidir. Olayı 141.defa ballandıra ballandıra anlatmaları için Graf N. İgnatiev’in torununun kızı olan Olga Çevska’ya ile Moskova’da; Osmanlı Merkez Ordusu Komutanı Veysel Paşa’nın torununun oğlu Rauf Versan ile de İstanbul’da söyleşi yapıldı. Hepiniz bilirsiniz gerçekler torunlarla söyleşilerden fazla, tarih arşivlerinde gizlidir.

Generallerin ve Büyükelçilerin birçoğunun yaptığı gibi Graf İgnatiev de, not ve hatıra devleri yazmıştır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra, İstanbul’daki Osmanlı arşivinden bir kısmının vagonlara doldurup Şişli Garı’ndan Bulgaristan Çarlığı / Belovo kasabasındaki Alman Kağıt Fabrikasına hurda olarak gönderileceği, vagonlardan birinin Bulgar askeri istihbaratı tarafından katardan koparılıp ayrı bir depoya indirileceği ve bir cihan imparatorluğunu anlatan değerli belge tepesi içinde Rusya diplomatı Graf İgnatiev’in özel arşiv belgeleri, yazışması, aldığı mektuplar ve notların da bulunacağı kimin aklından geçebilirdi? Bugün artık bu belgeler tanzim edilmiş ve depolanmış olup ilgi duyan tarafından okunabilir.

Anlatmaya çalıştığımız şudur: Rusya İmparatoru II. Aleksandır’ın (1855-1881) Osmanlı’nın Rumeli ve İstanbul kilise ve komita merkezlerinde her papaz ve haydutta para verdiği yıllarda başkentte istasyon şefi Graf İgnatiev’tir. Büyük bir Bulgar devleti kurma gibi bir ödeve yardımda bulunmak gibi bir derdi olmadığını belgelemiştir. 3 Mart’ın Bulgarlar tarafından Milli Bayram olarak kutlanmasının anlamsızlığını kanıtlamak ve devlet ve hükumet yönetiminin 2019’da Şipka Tepesi törenine neden katılmayacağını açıklamaktır.

13 yıl İstanbul’da Büyük Elçilik yapan General İgnatiev’in toplu hatıratı ilk kez 1914 yılında Sank-Peterburg’da “Tarih Gazetesi” yayınında “San Stafano. Graf N.P. İgnatiev Notları” başlığı altında yayınlandı.

Bu çalışmamızda Sofya’da ki arşivden 8 alıntı vermek istiyoruz:

Bir)

“Rusya Kara Deniz’de sıkışık durumdadır. Rusya Kara Denizin çıkışlarını ele geçirmelidir. Yani Boğazları dolaylı veya dolaysız ele geçirmelidir. Bunun gerekçesi yalnız Güneye çıkmak değil, politik ve ekonomiktir.”

“Rusya nihayet İstanbul’u ve Boğazları ele geçirmelidir. Akdeniz’in giriş çıkışlarına hakim olmalıdır. Orada kuracağımız iktidarın güçlü olması ve devamlı destek sağlamamızı gerektirmemesi için İstanbul’a ve Boğazlar’a komşu bölgeleri manevi olarak kontrolümüz altında bulundurmalıyız. Bir yandan Bulgar ve Yunan nüfusu ve öte yandan da Ermeni nüfusu Rusya politikasına boyun eğmiş bir maşa ve daimi müttefik haline getirilmeli ve bunların düşman cephesine geçmesine asla olanak tanımamalıyız.”

İki)

“İslav probleminin Rusların anladığı gibi çözülebilmesinde ve İslavların doğal müttefikler olarak var olabilmelerini sağlama çabalarımızda önümüzdeki en büyük engel Lehler ve onların Katolik fanatizmi, Batıcı olmaları ve Ortodoksluğa olan Latin düşmanlığıdır.”

“Merkez konumlu olan eski Avusturya, Almanya ve İtalya’daki eski konumunu korumaya çalışırken, kolayca bizim müttefikimiz olabilir. Şu da var. Ege Denizine yönelmiş, Habsburgların Doğu İmparatorluğunu oluşturmaya ve Macarlarla Lehlere İslavlar karşısında öncelik tanıyarak İslav halklarını egemenliği altına almaya çalışan bir Avusturya doğal hasım ve düşmanımızdır ve asırlarca verilen çabalarla elde edilen ve Tanrı tarafından Rusya’ya tahsis edilen tarihsel birinciliği korumak için kıyasıya savaşmak zorunda kalacağız. Rusya Ortodoksluğun ve en büyük ve en güçlü İslav kavminin temsilcisidir.”

Üç)

“Biz düşman olan politikaya hizmet vermeleri için ve kendileri için elde edecekleri hümanist başarılardan sadece zevk almaları için İslavları kurtarmamız dikkate alındığında araçları hedef gösterme yanlışı yaparak, olağan üstü değerli Rus çıkarlarını kurban etmemiz çılgınlık olur ve yargılanmalıdır.”

Dört)

“Gençler artık bize değil Batı’ya bakıyor. Şimdi Romanya’da olan yarın Sırbistan’da ve Bulgaristan’da da olacak. Avrupa’da bize düşman olan her şey yarın Balkan devletlerindeki Hıristiyan nüfusu bizden koparmaya çalışacaktır. “

Beş)

“Müslüman devletlerin uzlaşıp anlaşmalarını ve Suniler ile Şiiler arasında dini yakınlaşma sağlanmasını engellemek amacıyla Asya’da İngilizler tarafından ekilen fikirlerin yeşermesini elimizden geldiğince desteklemek zorundayız. Ben, Türklere karşı kışkırtmak niyetiyle Kürtler’e özel dikkat çevrilmesini hep öğütledim ve eski Kilikya’daki Dağlı Ermenilerin desteklenmesini önerdim.”

Altı)

1871-1875 yılları arasında Osmanlı yönetimiyle, Avrupa halklarının gıpta ettikleri ve bütün Balkan halkları üzerinde büyük etkimizin kaynağı olan,  daha iyi olanı dileyemeyeceğimiz çok mükemmel ilişkiler geliştirdik. Sultan Rus Büyükelçisine yüzde yüz güven besliyor. Batının bizim için zararlı olan etkisini etkisizleştirme ve Doğu Sorununu kışkırtmak için Rusya için en uygun bir zamanda aynı soy ve dinden olan yandaşlarımızı uyanışa hazırlamayı aşama aşama ve barışçı yollardan yapılabilirdik. “

Yedi)

“Rusya Dış İşleri Bakanlığında, benim kişisel görüşlerimi bilenler, bana Türk sever diyordu. Böyle ithamları Petersburg ve Moskova’dan başka Viyana’da da işittim.”

Sekiz)

“Değişik nedenler yüzünden olmak üzere, Avrupa devletlerinden daha fazlasının Rusya’ya düşmanlığı bir tesadüf değildir, bunun gerekçileri vardır.

“Boğazları ele geçirmek, İstanbul’a yerleşmek, Türkiye ve Avusturya harabeliği üzerinde Rusya yönetiminde İslavları kurtarmak stratejik hedefimizde, ancak temel çıkarları bizimkilere ters olmayan ve belirli bir dönemde bize bilinçli olarak yardım eden ya da bizim tarihsel ödevimizin gerçekleştirilmesine yaklaşan Avrupa devlet ve halklarını bize dost ve müttefik olarak kabul ederiz.”

***

Bu alıntılar 3 Mart 1878’de San Stefano’da barış protokolünün imzalandığı günlerde Rus diplomat Graf İgnatiev’in yazdığı notlardan alınmıştır. Bulgaristan, Bulgar halkı, bağımsız ve egemen Bulgar devleri kurma vb fikirler bu belgelerde yer almıyor. 3 Mart’ta imzalanan tutanak geçici bir belgedir ve 3 ay sonra açılan Berlin Konferansında geçersiz kılınmıştır.

3 Mart 2019’da konuyla ilgili Bulgar Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in güncel siyasi son tavrı şöyledir:

4 gün önce Bulgaristan, Romanya, Çek, Estonya, Macaristan, Polonya, Slovakya, Litvanya, Litva Cumhurbaşkanları Koşitse kentinde bir ortak bildiri imzaladılar. Bu bildiride, Merkez ve Doğu Avrupalı NATO ülkeleri Baltık Denizinden Kara Denize kadar ABD ve Kanada güçlerinin etkisinin artmasını isterken, Rusya’nın Kırım Yarım adasını ilhak etmesini ve Ukrayna’nın bazı eyaletlerini işgalini yeniden kınadılar. Kara Denizde barış ve güvenlik sağlamada birleştiler.

Devam edecek; Yeni bölümde, Graf İgnatiev’in İstanbul dönemindeki tuzaklarından yenilerini anlatacağız. Bu General’in Sofya’da Anıtı olmasına karşıyız.

Lütfen çevrenizle paylaşınız.

Yazar