Irak yerin haberini kervan getirir: Erişemediğimiz şeyle aramızdaki ilişkiyi bir aracı sağlar. Irmak kenarına çeşme yapılmaz: Zaten

Zahmetsiz rahmet olmaz: Sıkıntı, güçlük çekmeden iyi ve güzel işler başarılamaz. Zaman sana uymazsa sen zamana

Yabancı koyun kenara yatar = Yabancı kuşun başı kanadı altında olur: Bir topluluğa yeni katılan kimseyi

Vakit nakittir: Zaman çok değerlidir, boşa harcanmamalıdır. Vakitsiz öten horozun başını keserler: Her söz yerinde ve zamanında

Üçlenmemiş eken, olmamış eker: Gerekli koşullarını yerine getirmeden bir işe başlayan kişi olumlu sonuç alamaz. (*üçlemek: Tarlayı

Ucuz alan, pahalı alır: Ucuz olan mal çabuk eskir, pahalıya alınmış gibi olur. Ucuz etin yahnisi

Tabak sevdiği deriyi taştan taşa (yerden yere) çalar: Birinin yakınlarına gösterdiği sert davranış onun iyiliği içindir.

Şahin ile deve avlanmaz: Küçük şeyleri elde etmek için yeterli olan araçla, büyük şeyler elde edilemez.

Sabah ola, hayrola: Sabah olsun, o vakte kadar iş belki düzelir. Sabah sürçen, geceye dek sürçer: Bir

Rahat ararsan mezarda: Herkesin bir sıkıntısı vardır, bu sıkıntılar ancak ölümle biter. Ramazanda yalan söyleyenin (oruç

Paça ıslanmadan balık tutulmaz: Hiçbir nimet zahmet çekilmeden, özveriye katlanılmadan elde edilemez. Padişahın bile arkasından kılıç

Öfke baldan tatlıdır: Öfkeye kapıldığında bağırıp çağırmak insanı rahatlatır. Öfkeyle kalkan zararla (ziyanla) oturur: Kişi, öfkeli zamanında

Oğlan anası kapı arkası, kız anası minder kabası: Eve gelin geldikten sonra oğlanın anası kapı dışarı

Namaza meyli olmayanın kulağı ezanda olmaz: Kişi yapmak istemediği işin ayrıntılarıyla ilgilenmez. Nasihat istersen tembele iş

Mahkeme kadıya mülk değil: Hiç kimse, bulunduğu kamu hizmetinde ömrünün sonuna kadar kalamaz. Mal adama hem

Laf lafı açar: Bir konu üzerinde konuşulurken ilgisi dolayısıyla söz başka bir konuya geçer, sohbet uzar,

İçi beni yakar, dışı eli (seni) yakar: Dış görünüşü ile başkalarının hoşuna giden bir şeyin veya

Hacı hacı olmaz gitmekle Mekke’ye, dede dede olmaz gitmekle tekkeye: Bir işi görünüşte ve biçimsel olarak

Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane: Herkesin ölümü için bir sebep vardır. Ecele çare bulunmaz: Ölüm dışında,

Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp: Yoksulluk utanılacak bir şey değildir, çalışmamak en büyük ayıptır. Fala inanma,

Gafile kelam, nafile kelam: Gaflet uykusunda olan kişiye söz kâr etmez. (gafil: Çevresinde olup biteni sezmeyen) Garibe

Dağ ardında olsun da, yer altında olmasın: Yaşasın da uzakta olsun. Dağ başına kış gelir, insanın

Cahile söz (laf) anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür (zordur): Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz,

Cahile söz (laf) anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür (zordur): Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz,

Abanın kadri yağmurda bilinir. Bir şeyin gerçek değeri, ancak ona çok gerekseme duyulduğu zaman iyi

Geçen gün bir radyo programında denk geldim. Yanlış bilinen deyimlerle ilgili bir söyleşi vardı. Meğer

Sık kullanıyoruz ama doğrularını bilmiyoruz, ya da yanlış biliyoruz. Yanlış bildiğimiz atasözü ve deyimler. Güzele

Soydaşlarım, Ülküdaşlarım, Yoldaşlarım, Bir dağ var! Bulgaristan’ı ikiye bölen Adı Koca Balkan. Koca Balkan’ın şanlı tepesi ŞİPKA’dan sert rüzgâr eser,