Türkiye “jeopolitik” yani bulunduğu konumun önemi konusunda sanıyorum dünyanı en önemli ülkelerinden birisi (ki bence en önemlisi) Çeşitli hakimiyet teorileri vardır; kara hakimiyet, kenar kuşak, deniz hakimiyet, hava hakimiyet teorilerine göre çok çok önemlidir.
Kara yoluyla Avrupa’yı Asya’ya bağladığı gibi; deniz ve hava yollarıyla Avrupa-Asya-Kuzey Afrika-Avrasya bölgelerini birbirine bağlar. Ülkemizde bir çok maden olduğu gibi; tarım ve hayvancılık konularında fazlasıyla elverişlidir ve “istenildiği ve yatırım yapıldığı zaman” Türkiye kendi kendine yeten bir ülke haline gelebilir. Bir tarafımızda petrol ve doğal gaz, diğer tarafımızda endüstriyel devrimin merkezi vardır. Bu yüzden Türkiye çok önemli…
Türkiye’nin güçlenmesiyle; Avrupa’dan Afrika’ya, Rusya’dan Ortadoğu’ya ve Avrasya’ya herkes etkilenir. Dünyanın en fazla “plan kurulan” bölgesidir Türkiye. Bir çok devlet, kendi plânlarını uygulamak ister. Türkiye ve civardaki çatışmaların nedeni budur. Peki Türkiye bu şartlar altında nasıl bölge gücü olacak?
Daha önce Türklük ve Türk Dünyası Üzerinde Oynanan Oyunlardan bahsetmiştim. Şimdi ise Türkiye’nin nasıl bölge gücü olacağını konuşalım.
Türkiye Nasıl Bölge Gücü Olur?
Ortadoğu’ya baktığımızda; tek adamlığı, “kullanılan İslam’ı” yani İslam’a dayanarak saçma sapan şeyler yapan terör örgütlerini, TERÖR ÖRGÜTLERİNİ ki bunlar İslami olmayanlar, çatışmaları, kanı, nefreti, öfkeyi, düşmanlığı görürüz. Geri kalmış ülkeleri görürüz. Kullanılan ülkeleri görürüz.
Batı’da ise Ortadoğu’nun aksine; demokrasi, laiklik, “uzlaşı sanatında uzman kişi ve ülkeler”, uzlaşı, sevgi, saygı, birlik görürüz.
Diğer taraftan üstümüzde dünya gücü Rusya vardır.
**
Türkiye Ne Zaman Bölge Gücü Olacak?
Kıbrıs Türklerini suçlamaktan vazgeçip, “neden Türkiye’yi istemiyor bu adamlar, Rumlarla birleşmek istiyor” diye düşündüğünüz oldu mu hiç?
Türkiye hiçbir şekilde cazibe merkezi değildir. Kıbrıs Türkleri için, eski Türk devletleri için, Avrupa ve Amerika için bir cazibe merkezi değildir. Arapçasını bırakıp Türkçesiyle söyleyecek olursan “çekim” gerekir. Çekim merkezi olmak gerekir (merkez de Arapça kökenlidir, Türkçe’nin Diriliş Hareketi’ne selam-ups selam’da Arapça…). Neyse…
EĞİTİMDE KÖTÜYÜZ!
Demokrasi konusunda kötüyüz,
Bilim ve teknolojide kötüyüz,
Uzlaşmada kötüyüz,
Sevgi ve saygıda kötüyüz,
İşbirliğinde kötüyüz,
Masada başında yapılan “siyaset ve uzlaşıda” kötüyüz,
Diğer yerlerde politika üretmekte kötüyüz (bknz: Suriye politikası),
Hukuk olarak kötüyüz,
Özgürlük haklarında kötüyüz,
Askeri güç alanında kötüyüz (ordu olarak iyiyiz ama bir Rus-Amerikan ordusu gibi teknolojik değiliz),
Sanat ve sporda kötüyüz.
Bakın hepsini geçtim yani bilim ve teknolojide geri olabiliriz, eğitimde sıkıntılar olabilir ama hepsinden çok ; saygı, sevgi, uzlaşı, duygudaşlık (empati) gibi alanlarda kötü olmamız bizi kötü bir yere itiyor. Ankara’da ölenleri anarken “ıslıklıyoruz”, DOSTLUK MAÇINDA(!) gelen takımın milli marşını ıslıklıyoruz, Paris’te ölenleri anarken yuhluyoruz…
Vallahi kusura bakmayın da kardeşim; tüm dünya tabi ki garip şekilde bakacak! Kıbrıs Türkleri tabi ki Türkiye yerine Avrupa’yı tercih edecek…
Sadece Ortadoğu ve Bizden Geri Ülkeler İçin Çekim Merkezi Oluruz
Herkes kendinden iyi olanları örnek alır. Araplar bizi örnek alır, biz Avrupa/Amerika’yı… Araplar bize göç eder, biz Avrupa Amerika’ya… Çünkü Avrupa ve Amerika bizden iyi, bizde Ortadoğu’dan iyiyiz.
Türkiye’nin Güçlü Olabilmesi İçin Yapması Gerekenler
Bakın Türkiye’nin gücü nedir? Bölgede kullanabileceğimiz şey? DEMOKRASİ VE İSLAMIN UYUMU!
Türkiye, birbirine düşman olan ve kendi gibi olmayanın yaşama hakkına saygı duymayan insanlarla dolmaya başladı. Oysa farklılıklara saygı duymayı öğrenmemiz gerek.
Türkiye Bir Model Olmalı
Tunus, Mısır, Libya, Yemen, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Fas, Irak, Kuveyt, Lübnan, Sudan, Umman, Ürdün…
Bu ülkelere “ÖRNEK OLMALIYIZ”! Eski Türk devletlerine örnek olmalıyız. Demokrasi’yi Avrupa ve Amerika gibi yaşamamız gerektiğini savunmuyorum. Bizim kültürümüze göre bir demokrasi gelmedi. Dünyanın saygı duyacağı, ancak Müslüman ve Türk kültürünü de barındıracak bir demokrasi geliştirmemiz şart. Bölgenin kültürünü, Türklerin tarihini bir kenara atıp Avrupa’dan aşı alıp, Türkiye’ye enjekte etmek çözüm değildir. Sürekli sorun çıkacaktır.
Farklılıkların buluştuğu; İslamın çağdaşlıkla buluştuğu bir model geliştirip, başarıya ulaşıp; ardından bölge ülkeleri için bir “çekim merkezi” olmamız gerekmektedir.
Avrupa’nın “gelişmemiş ülkeler için” işte çözüm bu diyeceği bir model. Ortadoğu’nun çıkışını görebileceği bir model… Ancak o zaman bölgede ve dünyada güçlü bir hâle geliriz ve sözümüz geçer. Kısacası sert güç (kaba güç) ile “heyt huyt” otur yerine, Kıbrıslılar hain, en iyi kürt ölü Kürt, aleviler defol, CHP zihniyetini istemiyoruz, türbanlılar meclise girmesin gibi söylemlerle olmaz.
Yumuşak güçle olur. Örnek alınacak, izlenecek bir ülke haline gelerek olur.
Yatırım Yapılması Gereken Alanlar
Öncelikle eğitimi sıfırdan geliştirmemiz gerek (bunun çözümü bende, 2030’dan sonra göreceksiniz). İnsanlar “bilgi öğrendikleri kadar”; davranış, ahlak, etik gibi kavramları da öğrenmeli. Nasıl iyi bir insan olacağını öğrenmeli.
Yerlere çöp atmayacak, kopya çekmeyecek, kadına şiddet uygulamayacak, kırmızı ışıkta geçmeyecek insanlar yetiştirmek gerek. Düzene, kurallara uyan insanlar.
Bunun dışında çocukları spor ve sanatla büyütmeliyiz. Bilim ve teknoloji ile iç içe olmalılar. SORGULAMAYI ÖĞRENMELİLER! Beyinlerini kullanmayı…
Hepsinden öte;
Nefret, kin, öfke duyguları yerine sevgi, saygı, duygudaşlık duygularıyla dolu olmaları gerekir. Çünkü birinin olduğu yerde diğeri olmaz.
Büyük atılımlardan sonra, Türkiye çekim merkezi olabilir.
İstihbarat Servisleri ve Akademik Çalışmalar Şart
Hücre tipi istihbarat servisleri olmalıdır. Yani merkez istihbarat birimi olacak, her şeyi koordine eder. Farklı istihbarat birimler olmalı. Birisinin konusu teror olacak, diğerinin propaganda ve karşı propaganda, biri kaçakçılık ile ilgilenecek..
Bütün raporlar merkeze gidecek ve değerlendirilip, görevlendirme olacak. Jandarma istihbarat, polis istihbarat, MİT, hava/kara/deniz birimlerinin istihbaratı da cabası…
Mossad, CIA, MI6, FSB (yeni KGB) gibi “profesyonel ve çok yönlü” istihbarat servislerinin cirit attığı bir bölgede “Türkiye’yi bölme, Ortadoğu’yu karıştırma” gibi amaçlarla propaganda yapan ve çeşitlik adımlar atan servisleri durduracak güçte olmaları gerekir.
**
Ayrıca üniversitelerdeki akademisyenler yüz binlerce araştırma yapmalı (artık Türkiye’de kaç üniversitede doğru düzgün akademisyen kalmışsa). Toplum psikolojisi, demokrasi ve İslam, Türkiye gibi bir çok alanda araştırmalar yapılmalı. Çözüm yolları, sorunların kaynağı, halkın tepkisi gibi olaylar araştırılmalı.
Akademik araştırmalar denenmeli, test edilmeli. Başarılı olursa hem okullarda öğretilmeli (müfredata girmeli), hem istihbarat servisleri ve gereken alanlarda kullanılmalı, hem de politikacılar bu çalışmalara dayalı politikalar üretmelidir.