Saygıdeğer okurlarımız,
BULTÜRK Derneğimiz Kuruluşumuzdan bu yana yaklaşık 25 yıla yakın bir zamandır Bulgaristan Devleti tarafından orada bulunan Türkler ve Müslüman tebaya karşı yapılan negatif ayrımcılık ve tehçir ile ilgili olarak yapılması gereken önlemler ve çalışmalar ile ilgili uyarılarımızı gerek Bulgaristan Devleti gerekse Türkiye Cumhuriyeti Devlet’imizin o günlerde sevk ve idaresinde bulunan seçilmiş ya da atanmış irade sahiplerine bıkmadan usanmadan arz etmiştik.
Tarih önünde Aziz Türk Milletimizin müstesna vicdanı ile birlikte yaratıcımız Yüce Allah (cc) ta bu çalışmalarımıza ve uyarılarımıza en büyük ve en güçlü şahidimizdir.
Bulgaristan Devleti tarafından Türk ve Müslümanlara karşı yıllardır süregelen zülüm, işkence, tehcir ile birlikte yok sayma hatta zaman zaman soykırıma varacak derecede şiddetli insani ve kültürel savaşa karşı maalesef güven duyduğumuz güçler ile yüce Türk Devletimizin basiretsiz yöneticileri duyarsız kalmışlardır. (İnsani işkence ve soykırım iddialarımız tarih ve tüm insanlığın âli vicdanında mevcuttur. Kültürel soykırım ise ecdat yadigârları cami, medrese, çeşme, köprü, imaretler vs.’lerin yanı sıra özellikle halen üzerinde Bulgaristan Parlamento binasının da bulunduğu Müslüman mezarlıklarının yok edilmesidir.)
Değerli okurlarımız,
Bulgaristan parlamentosunda 21 Nisan 2022 Perşembe günü “DİRİLİŞ” partisi Genel Başkanı, hâllen Milletvekili KostadinKostadinov kürsüye çıkarak yapmış olduğu bizce müessif konuşmasında;
“Türkiye Irak’a girdi ve Kürt köylerini bombalıyor, Kürtleri öldürüyor, bundan bahseden medya yok Bulgaristan da” diyor ilaveten Mensup olduğu davaya yakışır şekilde “Peki Rusya’ya yapılan yaptırımlar Türkiye ye de yapılacak mı” diyerek kin ve nefret dolu konuşmasını sürdürdü.
Ancak; Türk ve Müslüman oyları ile seçilmiş 9’u Türkiye’de yaşayan soydaşlarımızın oyları ile olmak üzre, toplam 34 sözde “Türk” milletvekillerinden bu konuşmaya karşı cevap verilmemiş olması adeta bu milletvekiline kanaatimizce destek olmuştur. (sükût ikrardandır)
Tarih boyunca olduğu gibi Vandallık ve katliamlarda sınır tanımayan sözde medeni batı ve haçlı zihniyeti kendilerini ve fikirlerini kabullendirmek ile ilgili olarak dünya üzerinde canlı ya da cansız tüm varlıklara şiddetli ve acımasız olarak müdahalede bulunarak ABD, AB, Rusya ve ÇİN’in birlikteliklerinde yakıp yıkmışlardır. Hatta kendi inançlarından oldukları halde mezhep ayrılıklarından dolayı günümüzde demokrat ve demokrasi hürriyet adı altında vahşet işlemekten kaçınmamışlardır. En bariz ve canlı örneği daha 90 günlük Rusya-Ukrayna savaşında görünmektedir.
Buna rağmen yıllardır terörle ve teröristlere karşı ayakta kalma, beka mücadelesi veren Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun kahraman evlatları güzide ordumuz Kuzey Irak, Suriye Başta olmak üzre, harekât icra ettiği tüm ülke ve bölgelerde başta siviller olmak üzre, hiçbir canlıya kasten imha hareketinde bulunmadıkları gibi Vandal batı ve peykindeki ülkelerin ortaklaşa olarak yakıp yıktıkları yaşanmaz hale getirdikleri coğrafyaları, Şeyh Edebali (1206-1326), Osman Beye telkin ve vasiyetine uygun olarak (Ey Oğul, İnsanı yaşat ki, Devlet yaşasın) tek tek imar ederek yaşam merkezleri haline getirmişlerdir.
Bulgaristan Devletinin sözde demokrasiye geçtiği 1990 yılından bu yana demokrasinin icabı olarak Azınlıklar ve insan haklarının vazgeçilmez unsurları demokrasilerin teminatları siyasi partilerin kurularak çok partili ve çok sesli özgürlükçü yönetim şekline geçildiğinde Bulgaristan’da Türkler ve azınlıkları temsilen kurulan partilerin başında bizlerin de zaman zaman destek verdiğimiz siyasi partiler, yöneticileri ve seçilmişleri ile birlikte temsil ettikleri tebalara maalesef yaraşır bir hizmet ve çalışma içerisinde bulunmamışlardır. 30 yılı aşkın bir süredir sanki 1990 öncesi Bulgaristan Devletinin siyasetini ve idaresini devam ettiren başta desteklerimiz ile seçilen sözde “Türk” milletvekilleri olmak üzre, tüm milletvekillerini sağduyulu Bulgaristan vatandaşları ve soydaşlarımız adına kınıyor lanetliyoruz.
Bulgaristan–Türkiye Cumhuriyetleri devletleri arasındaki her türlü anlamazlık ve sorunların çözümleri ile ilgili olarak kurulan “TBMM’de kurulmuş olan Bulgaristan Türkiye Parlamentolar arası dostluk komisyonu” ve komisyonun sorumlu olduğu Bakanlıklar ve yetkili kurum ve kuruluşlar Bulgaristan ve Bulgaristanlı soydaşlarımızı koruyucu ve kollayıcı görev ve sorumlulukları yerine getirmediklerini üzüntü ile gözlemliyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti devletimiz ve aziz Türk Milletinin tıpkı geçmişte olduğu gibi günümüzde ve gelecekte de dünyaya, insanlığa yeniden hakça ve adalet üzre, insanca yaşama haklarının verilerek güzel ahlak ve kardeşlik üzre, yeni bir dünya düzeninin kurulması görevinin başladığı hatta elzem olduğu gün gibi aşikârdır.
Netice olarak Türk-İslam kültürüne mensup devletler, milletler ve ecdat bakiyemiz olan coğrafyalarda yaşayan tüm insanlığın huzur ve refahı, yaşamış oldukları soykırıma varan insani ve kültürel, işkence ve katliamlardan kurtularak yeniden BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE olmazsa olmazımızdır.
Bunun gerçekleşmesi ise;
“BİRLİKTE HAYIR, AYRILIKTA AZAP VARDIR” hadisinin içeriğinde mevcuttur.
Saygılarımızla,