CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği teklifiyle ilgili, “Sayın Cumhurbaşkanı’ndan, Başbakan’dan, Meclis Başkanı’ndan rica ediyorum bu teklifi lütfen geri çekin.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği teklifiyle ilgili, “Sayın Cumhurbaşkanı’ndan, Başbakan’dan, Meclis Başkanı’ndan rica ediyorum bu teklifi lütfen geri çekin. Bu gerilimi Türkiye kaldıramaz. Böyle bir düzenlemeyi Türkiye kaldıramaz. Türkiye’nin tarihine ihanettir bu” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, etnik kimlik üzerinden, inanç üzerinden, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapılmamasını hep söylediklerini vurgulayarak, “Bu üç ana unsur terör örgütlerini besleyen unsurlardır. Etnik kimlik üzerinden, inanç üzerinden, yaşam tarzı üzerinden siyaset bölücülüktür, insanı insana düşman etmektir. Ben söyledim, hükümet sağır duymuyor, bazı çevreler de sağır onlar da duymuyorlar. Havuz medyası zaten dipten sağır o da duymuyor. Etnik kimlik üzerinden siyaset olur mu? Hangi Allah’ın kulu çıkıp da ‘ben annemi, babamı seçme özgürlüğüne sahibim’ diyecek. Herkesin kimliği kendisine aittir, insansan bitti, değerlidir, başımızın üstünde yeri vardır. Herkesin inancı kendisine ait, hele bizim dinimizde hele Müslümanlıkta Allah’la kul arasına zaten kimse giremiyor, kimsenin girmeye hakkı da yok, yetkisi de yok. Böyle bir teraziyi elinde tutacak kimseye de yetki verilmedi. Çıkıyor kendi kendisine bütün suçu Allah’a yüklüyor. Böyle bir şey olabilir mi ya? Böyle bir Müslümanlık olabilir mi? Hele Anadolu Müslümanlığı hele Mevlanaların, Yunusların yaşadığı Anadolu kültürü, böyle bir kültür dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Sevgi üzerine, dostluk üzerine inşa edilmiş. Hani Anadolu Halk Ozanı diyor ya; ‘Cehennem dediğin dal, odun yoktur. Herkes ateşini buradan götürür.’ Ne oldu? Suudi Arabistan’dan Selefileri Türkiye’ye getiriyoruz. Herkese düşman, kendisi gibi düşünmeyen herkesin katledilmesini öngörüyorlar. Böyle bir Müslümanlık anlayışı yoktur arkadaşlar. Hepimizin düşünmesi lazım, hepimizin sorgulaması lazım. Eğrisi doğrusu nedir oturup bakmamız lazım” ifadelerini kullandı.

“Peygamberimizin hayatını okuyun, kutsal kitabımızı okuyun”

Yılbaşı gecesi güvenlik önlemleri alındığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Terör örgütü militanı, taksiyle geliyor elinde Kalaşnikof, sokakta ateş ediyor, polisi öldürüyor, güvenlik görevlisini öldürüyor, içeri giriyor, herkesi tek tek öldürüyor, 39 kişinin hayatına kastediyor sonra elini kolunu sallayarak çıkıp gidiyor. 200 metre ötesinde de karakol var, etrafta polis kaynıyor, nasıl oluyor arkadaşlar bu? Şimdi ben bunu sordum diye yine bütün sosyal medyadan Aktroller bize saldıracaklar. İstediğiniz kadar saldırın, saldırmazsanız adam değilsiniz. Şimdi laikliği ayrışma aracı olarak görmeye başladılar. Laiklik din ve vicdan özgürlüğü demektir, kimsenin inancına bir başkasının müdahale etmemesi demektir. Kimsenin yaşam tarzına müdahale edilmemesi demektir, yasalara uygun olarak herkes istediği gibi yaşar. Şimdi bunun üzerinden toplumu ayrıştırmaya, bölmeye çalışıyorlar yine inançları kullanarak. Onlara şunu söylemek isterim: Sevgili Peygamberimizin hayatını okuyun, yeniden okuyun, nasıl yaşadığına bakın, yüreğindeki insan sevgisini görün, dostluğu görün, her insana nasıl baktığını görün. Size dayatılan kitapları değil, çocukken sizi yönlendirmek için verilen kitapları değil, hiçbir şey yapmıyorsanız açın kutsal kitabımızı okuyun. Orada göreceksiniz bütün gerçekler orada” diye konuştu.

“Zam üstüne zam yağdırdılar”

“Bütün bunları fırsat bilip zam yağmurunu yağdırdılar” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Terör var, herkes can derdinde ama bunlar aynı zamanda mal derdinde. Zam üstüne zam yağdırdılar. Kimse nasıl olsa farkına varmaz, giydir giydirdiğin kadar. Ne oldu bu arada? Asgari ücrete de zam yaptılar, ne kadar? Yüzde 8, bin 404 lira. Duyduğumda açıklama yaptım, dedim ki: Bin 404 lirayla istirham ediyorum Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, bakanlar, milletvekilleri bin 404 lirayla bir ay geçinsinler. Asgari ücretlinin derdi nedir öğrensinler. Bin 404 lirayla bir ev geçindirilebiliyor mu, geçindirilemiyor mu? Bunu sordum. Vay sen misin bunu soran? Bakın Çalışma Bakanının yaptığı açıklama: ‘Kılıçdaroğlu’nun duygusal, tahrik edici konuşmasını doğru bulmuyorum.’ Duygusal olur ama tahrik edici değil, bin 404 lira vermişsin, ben sana adam gibi soru soruyorum, bin 404 lirayla sen geçinebilir misin, geçinemez misin? Bir ay dene, ertesi ay yine maaşını alacaksın. Bir ay bir dene gerçeği gör. Devam ediyor: ‘Ama kendisi dahil Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, ben dahil çok az asgari ücretin altındaki rakamlarla geçindiğimizi biliyorum, kendisi de dahil.’ Ben Sayın Müezzinoğlu’na şunu söylemek isterim, hayatım boyunca hiçbir zaman asgari ücretle geçinmedim, hep asgari ücretin üzerinde gelir elde ettim. Devlete, öğrenciyken aldığım burs hariç devlete girdiğim andan itibaren ki en zor sınavları vererek girdim hep asgari ücretin üzerinde aylık aldım. Onlar da asgari ücretin altında aylık aldıklarını söylüyorlar ama benim gemilerim yok onların gemileri var, benim çocuklarımın durumu malum onların çocuklarının da durumu malum. Açık ve net söylüyorum ben kul hakkı yemem ama onların tamamı kul hakkı yer. Ben devletin malına el uzatmam, onların tamamı devlet malına el uzatmıştır. Benim evimdeki ayakkabı kutularında ayakkabı var onların evlerindeki ayakkabı kutularında dolarlar var ve şunu söylüyor: ‘Kendisi iktidar olsa yapabilecek midir bunları?’ Yani asgari ücreti arttıracak mıdır? Yaptığımızdan haberi de yok. Yine bilgi vereyim, seçimlerde dedik ki asgari ücret net bin 500 lira olacak. CHP’li bütün belediye başkanları doğu, batı, güney, kuzey nerede varsa asgari ücret net en az bin 500 liradır. Söz verdik ve gereğini yaptık.”

“Deli Dumrul Köprüsü istemiyoruz biz”

Elektriğe zam, Sosyal Güvenlik Kurumlarının muayene ücretine yüzde 20 ile yüzde 60 arasında zam, otoyollara yüzde 15 zam, köprü geçişlerine yüzde 48 zam, cep telefonlarına ÖTV yüzde 33 zam, müze ücretlerine yüzde 4 zam, otogaza, doğalgaza, benzine, mazota hepsine zam yapıldığını ama bir şeyde indirim yapıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Osmangazi Köprüsü’nün yol geçişinde indirim yapmışlar. Sanıyorlar ki milleti kandıracağız ya arkadaş her gün sen 40 bin araç üzerinden işverene para ödeyeceksin, 30 bin geçtiyse 10 binini ödeyeceksin, 5 bini geçtiyse 35 bininin ücretini sen ödeyeceksin. Nedir bu biliyor musunuz? Hayatı boyunca o köprüden geçmeyecek olan Bayburtlu da Ardahanlı da bu parayı ödüyor ve buna da diyorlar ki ‘biz köprü yaptık.’ Sen köprüyü bu milletin garibanının sırtından yaptın, kime? Kendi yandaşlarına daha büyük para aktarmak için. Köprü yapılsın mı? Elbette yapılsın ama böyle yapılmasın, böyle olmaz. Deli Dumrul Köprüsü istemiyoruz biz, bakın Boğaz Köprüsü’nden geçiş oluyor, parayı devlet alıyor bir mesele yok. Peki öbür köprüden parayı devlet almıyor tam tersine devlet cebinden onlara para ödüyor ve bütün bunlara Anadolu Ajansı şöyle bir ifade kullanıyor: ‘Köprü geçiş ücretleri güncellendi.’ Sevsinler senin güncellemeni. Zam yapıldı demiyor, hükümet var ya. Peki benzine, mazota, doğalgaza yapıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi otobüs ücretlerine zam yapmış, Anadolu Ajansı da onu öyle veriyor. Yüzde 48 zammı güncelleme olarak görüyor, çok daha küçük bir zammı CHP’li belediye yaptı ya onun sırtına yıkacak. Bunun adı da Anadolu Ajansı yani Mustafa Kemal Atatürk’ün Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında dünyayı bilgilendirmek için kurduğu ajans. Devlette liyakati çökertirsen, bu tür saçmalıklara ortam hazırlamış olursun. Anadolu Ajansı’nın Genel Müdürü’ne seslenmek isterim: Sen devletin memuru musun? İktidarın kölesi misin? Sen neden doğru haber vermezsin? Kölelik adamlık değildir, birisine kölelik yapacaksan otur adam gibi kölelik yap. O makamda aldığın parayı hak edeceksin, senin vergini ben ödüyorum, aylığını ben ödüyorum, oturup adam gibi haber yapacaksın, tarafsız haber yapacaksın, eğer tarafsız haber yapmazsan dünyada itibarın sarsılır zaten sarsılmış. ‘Anadolu Ajansı’ysa koy bir tarafa’ diyorlar nasıl olsa hükümetin sözcülüğünü yapıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Elektrik kesintilerine değinen Kılıçdaroğlu, “Milleti yanlış bilgilendiriyorlar. Doğalgaz çevrim santralleri elektrik üretmiyor. Kasım ayında elektriğin yüzde 37,9’unu çevrim santralleri üretiyordu, şimdi yüzde 17,4’e düştü. Üretim durmuş vaziyette büyük organize sanayi bölgelerinde. Bunlar Türkiye’yi yönetemiyorlar” açıklamasında bulundu.

“Bu teklifi lütfen geri çekin”

“Vatandaşın derdi ayrı bunların derdi ayrı. İlla bir kişiyi Türkiye Cumhuriyetine başkan yapacağız” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Anayasa değişikliği geldi gündeme. Anayasa komisyonunda komisyon üyeleri ve komisyon üyesi olmayıp komisyonda görüşünü bildiren bütün CHP milletvekillerine teşekkürlerimi sunuyorum. Bütün ayrıntıları anlattılar. Tarihe not düştüler. Bu anayasa değişikliği bir rejim değişikliğidir dediler. Demokratik parlamenter sistemi kaldırıp bir otoriter sistem başkanlık sistemi getirmek istiyorlar. Bütün bilgiler verildi. Esad’a kızan adamlar Esad’ı Esed diye tanımlayan adamlar koltuğundan edeceğiz diyen adamlar gidip Esad’ın anayasasını getirip Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasası olarak meclisten geçirmek istiyorlar. Meclisin yetkilerini elinden almak istiyorlar. 140 parlamento geleneğimizi yerle yeksan etmek istiyorlar. Tarihinize bağlı değil siz yeri geldiğinde tarihi inkar eden insanlarsınız. Biz artısıyla, eksisiyle tarihimize bağlıyız ve gurur duyarız. Ama bu anayasa değişikliğinin demokrasi açısından büyük bir ayıbı var. O ayıp da şu; bazı milletvekilleri AK Parti’nin milletvekilleri anayasa değişiklik metnini görmeden imzalar attılar. Açık ve net söylüyorum; ‘hayatımda hiç CHP’ye ol vermedim’ diyen vatandaşlarıma sesleniyorum; Türkiye Cumhuriyeti gibi bir ülkede anayasa değişiklik metnini görmeden o metni imzalayanlar insanlar milletin vekili olamazlar, onlar sarayın vekilleridir. Bu kadar büyük bir ayıbı bu parlamento kaldıramaz. Türkiye’de rejimi değiştiriyorsun, ne olduğunu bilmiyorsun kalkıyorsun altına imza atıyorsun Facebook sayfasında da yayımlıyorsun sen milletvekili olamazsın, sen adam da olamazsın, siyasetçi de, ahlaklı birisi olamazsın. Sen insan haklarına saygılı birisi de değilsin. TBMM’nin yetkileri devrediliyor. Kime? Bir kişiye devrediliyor. Çıkıyor havuz akademisyenleri meydanlara meclisin yetkisi arttı diyorlar. Onlar da kalemlerini ahlaklarını sattılar. Havuz medyasının ayrılmaz bir parçası. Ahlakı, sağlıklı tartışmayı, birlikte yaşamayı, farklı düşünsek bile saygı göstermeyi bu ülkede egemen kılacağız. Eğer TBMM’nin yetkilerini bir kişiye devrediyorsan TBMM’nin tarihine ihanet ediyorsun demektir. Manevi değerlerine ihanet ediyorsun demektir. O ihanet içindedirler. Bir kişiye Mustafa Kemal Atatürk’e verilmeyen bir yetkiyi bir kişiye TBMM’yi fesih yetkisi veriyorsun. Bunun altına imza atıyorlar ve savunuyorlar. Allah akıl fikir versin. Güçler ayrılığı ilkesini kaldırıyorlar. Türkiye daha karanlık bir ortamın içine süratle çekilmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan, Başbakan’dan, Meclis Başkanı’ndan rica ediyorum bu teklifi lütfen geri çekin. Bu gerilimi Türkiye kaldıramaz. Tarihe, dünyaya, demokrasiye, insan haklarına, bağımsız yargıya, dünyanın bütün uygar ülkelerine bakın. Böyle bir düzenlemeyi Türkiye kaldıramaz. Türkiye’nin tarihine ihanettir bu. TBMM eğer Gazi Meclis ise, milli kurtuluş savaşını yönetmişse, Mustafa Kemal Atatürk’e bile başkomutanlık yetkisini sınırlı günde vermişse, bu meclis en son 15 Temmuz darbe girişiminde bombalar yağarken, kurşunlar atılırken, çalışmasını sürdürmüş ve darbeyi püskürtmüşse bu teklifin geri çekilmesi lazım. Çekilmiyorsa bu parlamentoya ihanet ediliyor demektir. Bir kişiye birden fazla ili kapsayan bölgeler kurma yetkisini de veriyoruz. Yani eyalet sistemini de getiriyoruz. Bir kişiye devleti sıfırdan yeniden yapılandırma yetkisi de veriyoruz. Ne aklın, ne vicdanın, ne bilginin, birikimin, kaldıramayacağı bir düzenlemedir bu. Bu anayasa değişikliği CHP’nin sorunu değildir tek başına. Atatürkçüler, milliyetçiler, demokratlar, liberaller, samimi Müslümanlar, demokratlar, demokrasiyi isteyenler, evimizde huzur içinde yaşayalım diyenler, bu ülkede adalet bekleyenlerin ortak sorunudur. Muhafazakarların ortak sorunudur. Hep beraber bu anayasa değişikliğine karşı mücadele etmek zorundayız. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Meclis Başkanı, Sayın Başbakan lütfen bu anayasa teklifini geri çekiniz. Türkiye’ye en büyük hizmeti yapmış olursunuz.” – ANKARA

 

 

Yazar