Osmanlı ordusunda kılıç yaralarını tedavi etmek için kullanılan ve Kazdağları’nda da yetişen kantaron çiçeğinden üretilen yağ yüzyıllardır birçok derde derman oluyor.

Osmanlı ordusunda kılıç yaralarını tedavi etmek için kullanılan ve Kazdağları’nda da yetişen kantaron çiçeğinden üretilen yağ yüzyıllardır birçok derde derman oluyor. Kazdağları’nda yetişen kantaron çiçeklerinin etkin maddelerinin yüksek olduğu ortaya çıktı. Kantaron çiçeği ile zeytin yağının birleşiminden elde edilen yağ ise adeta bir yara iyileştirici iksir.

 

Kazdağları Sağlıklı Yaşam ve Bilim Köyünde bilimsel çalışmalar devam ediyor. Bölgenin değerlerini inceleyen Faruk Durukan liderliğindeki ekip, son olarak Kazdağları’nda da yetişen kılıç otu, kantaron çiçeği ile ilgili çalışmalar yaptı.

 

Çalışmalar hakkında bilgi veren Eczacı Filiz Özler, “Bitkilerin sağlık üzerindeki etkisi yüzyıllardan bu yana biliniyorr. Daha kimyasallar yokken bitkiler ile tedavi yapılırdı. Kantaron çok eskilere dayanan, halk tarafından en çok bilinen bitkilerden birisi. Binbirdelik otu, bir diğer adı kılıç otu. Osmanlı’da kılıç otu olarak bilinir. Kılıç yaralarını iyileştirirlerdi bununla. Bir yere savaşmaya gitmeden önce çok miktarda hazırlanırdı. Öncesinde kantaron ekilir ve yağlar hazırlanır ve ona göre gidilirdi” dedi.

 

Kazdağları’nın toprak yapısı, florası ve iklim şartlarının bitkiler üzerinde olumlu etkileri olduğuna değinen Özler “Kılıç otu, kantaron birçok dağda çıkar, ancak Kazdağları’ndaki etkisinin daha yüksek olduğu, etken maddesinin daha yüksek olduğunu tespit ettik. Başka yerlerdeki kantaronlar ile denemeler yaptık. Yine Kazdalar’ındaki zeytin yağı ile burada çıkan kantaronlar bir araya geldiğinde çok güçlü bir yapı oluşturuyor. Gerçek bir iksir haline geliyor” dedi.

 

 

Yazar