Osmanlı idaresi altında yaşayan Yunanlar, Ortodoks Hristiyanların kutsal günü kabul edilen “Müjde Bayramı” gününe tekâmül eden 25 Mart 1821 tarihinde isyan etmeyi planlamışlar ancak Yunan ayrılıkçı Filiki Eteria örgütünün planları, Osmanlı yönetimi tarafından deşifre edilmesi üzerine isyan 21 Şubat 1821 tarihinde başlamıştır. Silsileler halinde devam eden Yunan isyanları, 12 Eylül 1829 tarihinde bağımsızlıklarını kazanmaları ile sonuçlanmıştır.

Kilise öncülüğünde başlayan ve Rusya ile birlikte Batı tarafından da desteklenerek, ilk başlarda Mora merkezli olan Yunan isyanlarında Türk/Müslüman ve Yahudilere karşı vahşetin her türlüsünün uygulandığı bir süreç yaşanmıştır. Sadece Treliçe’de 35.000 Türk/Müslüman ve Yahudi’nin katledildiği Batılılar dahil çeşitli kaynaklarda geçmektedir. Öyle ki Treliçe ile sembolleşen soykırım; Yunan isyancıların girdiği bütün yerleşim birimlerinde uygulanmış, birbirinden vahşi yöntemlerle on binlerce masum Türk/Müslüman ve Yahudi, Yunan isyancıları tarafından katledilmiştir.

Bu süreçte Navarin baskını ile donanması yok edilen Osmanlı Devleti’nin Rusya’dan tazminat talebi üzerine başlayan Osmanlı-Rus Savaşı’nı kaybeden Osmanlı Devleti, Rusya ile 14 Eylül 1829 tarihinde imzaladığı Edirne Antlaşması içerisinde yer alan hükümler doğrultusunda Yunanistan’ın bağımsızlığını tanımak durumunda kalmıştır[1].

Yunanistan’ın ilk Kralı Otto, 1838 tarihinde almış olduğu bir kraliyet kararnamesi ile isyanın planlandığı güne atfen 25 Mart 1821 tarihini “Yunan Bağımsızlık Savaşı” nın başlangıcı olarak kabul edildiğini ve her yıl 25 Mart tarihinin “Yunanistan Bağımsızlık Günü” diğer anlamda ve genel olarak bilindiği şekli ile “Türklerden Kurtuluş Bayramı” olarak kutlanması kararlaştırılmıştır.

Bu kararname halen uygulanmakta ve Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Yunan diasporası tarafından her 25 Mart tarihi resmi bayram olarak kutlanmaktadır. Bu kapsamda askeri törenler düzenlenmekte, kiliselerde ve bütün okullarda resmî törenler tertip edilmektedir. Ayrıca yurt dışında faaliyet gösteren büyükelçiliklerde ve askeri ataşeliklerde de resmi resepsiyonlar verilmektedir. Dolayısı ile Türkiye’den de çeşitli resmi makamların, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsilen bu törenlere iştirak ettiği bilinmektedir.

***

Her bağımsız devlet gibi Yunanistan’ın da bir milli marşı vardır.

Yunan milli marşı, Dionysios Solomos tarafından 1823 yılında yani Yunan isyanları döneminde yazılmış olan 158 kıtalık bir şiirdir. Bu şiir, Nikolaos Mantzaros tarafından 1828 tarihinde bestelenmiş ve 1865 tarihinde müziğe ayarlanmıştır. Beste tüm şiiri kapsayan ve ilk iki kıta için olmak üzere iki versiyonlu olarak müziğe uyarlanmıştır. Kısa olan ikinci versiyon yani ilk iki dörtlük Yunan ulusal marşı olarak kabul edilmiştir. Yani törenlerde sadece ilk iki kıta çalınıp-söylenmektedir. Yunan milli marşı aynı zamanda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin de milli marşıdır[2].

Yunanistan milli marşı literatüre dünyanın en uzun milli marşı olarak girmiştir. Bir diğer özelliği ise birçok satırında açıkça Türk Milletine, Türkleri temsilen İslam’a hakaretler ve aşağılamalar yer almakta, ayrıca alenen Türk düşmanlığı empoze etmesidir. Dolayısı ile okula başladığı günden itibaren Yunanistan’da halk Türk düşmanı olarak yetişmektedir. Bir diğer vahim durum ise Batı Trakya bölgesinde yaşayan ve 1923 Lozan Antlaşması ile uluslararası hakları tanınan Türklerin çocukları da kendi milletine ve dinine hakaretler içeren bu marş okuyarak büyümeleridir.

Milli marş olarak okunan ilk iki dörtlüğü Yunan halkını öven ifadeler içeriyor olmakla birlikte, sonraki dörtlüklerin birçoğunda Türkler ve İslam’a karşı alenen düşmanca söylemler görülmektedir.

Öyle ki; “Daha fazla Türk kanı, Daha fazla Türk kanı…” gibi vahşet içeren ifadelerinin[3] de yer aldığı ve Türklere karşı kazandıkları zaferlerini anlatan Yunan ulusal marşında geçen cümlelerden örnekler[4] ile konunun daha iyi anlaşılır olacağı muhakkaktır;

Derin okyanus, işte böyle uğuldasın isterdim

Ve dalgasında boğulsun, her Türk tohumu

Neden muharebe yavaşladı biran?

Neden azaldı dökülen kan?

***

Hem palaskalar hem kılıçlar.

Etrafa saçılmış beyinlere.

Baştanbaşa yarılmış kafataslarına,

Kımıl kımıl oynayan iç organlarına bulanmış

***

Köpekler azalıyorlardı

Ve Allah diye bağırıyorlardı, Allah!

Fakat Hıristiyanların dudakları daha doğruydu

Ateş diye bağırıyorlardı Ateş!

***

Aslanlar gibi vuruşuyorlardı

Hep Ateş! Diye bağırıyorlardı

Ve pislikler ölüyorlardı.

Allah! Diye böğürerek

***

Pis kanları nehir olmuş

Ovada akmakta

Masum otlar su yerine

Kan içmekte

***

En cesurları sarsıldı.

Kör adımlarıyla,

Korint’ten kovuldular

Saklandılar ve kaçtılar

***

Ölüm meleğini gönderir.

Kıtlık ve hastalıkla dolar.

İskelete benzer şekilleri.

Yürürler öyle yan yana

***

Çimlerin üzerinde uzanıyor

Ve her yerde ölüyorlardı

Sefil ve umutsuzca

Bu terk edilmiş sefil artıklar

 

Sonuç Olarak;

Osmanlı yönetimi altındaki bütün tebaalar gibi müsamaha ve hoşgörü ile yönetilen Yunanlar, emperyalist ülkelerin kışkırtmaları ile isyan etmişler ve tarihte az görülür bir kindarlıkla Türkler ve Müslümanlarla birlikte Yahudilere de soykırım uygulamışlardır.

Yunanların Türklere olan soykırım ve katliamları isyanlar dönemi ile sınırlı kalmamıştır. 1829’dan 1912’ye kadar sürekli Osmanlı aleyhine topraklarını genişleten Yunanistan, ele geçirdiği Türk topraklarının tamamında da aynı vahşeti sergilemiştir. Hatta 15 Mayıs 1919’da İzmir’e asker çıkartan Yunanların, 9 Eylül 1922’de denize dökülmelerine kadar geçen süreç içerisinde Batı Anadolu’da işgal ettiği topraklarda da binlerce masum Türk halkını katletmiş oldukları da hatırda tutulmalıdır.

Bu makaleden maksat Yunan düşmanlığı yapmak veya Türk Milleti’ni Yunan halkına karşı kışkırtmak olmayıp, Yunan halkında bitmeyen hatta azalmayan Türk düşmanlığının sebeplerini ortaya koymaktır.

Zira aleni bir şekilde Türk düşmanlığı içeren Yunanistan milli marşını söyleyerek yetişen Yunanistan halkının Türkiye ve Türk Milletine nasıl bir bakış açısı olacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. Kaldı ki bu fikir ile donanarak devlet kademesine gelen bürokratların, hatta hükumet kanadının da Türk düşmanı olarak yetişmiş bir şekilde makamlarında yer aldığı düşünülürse Yunanlarda Türk düşmanlığının neden sona ermediği daha iyi anlaşılacaktır.

Ayrıca sözde medeniyetin beşiği olmakla övünen ve Batı tarafından da böylece empoze edilen Yunanistan’ın bu çağda böyle bir milli marşa sahip olması uluslararası kamuoyunun vicdanı ve değerlendirmesine kalmıştır.

Son günlerde Amerika Birleşik Devletleri’nin Yunanistan’a askeri yığınağından da güç alarak Türkiye karşıtı söylemlerini sertleştiren Yunanistan, 1821’den itibaren sürekli Batı ve Rusya tarafından desteklenmiş ve kendi gücünün üzerinde söylemlerle gündemde kalmıştır. Ancak bir avuç da olsa Yunanistan’ın Türkiye ile boy ölçüşemeyeceğini, emperyalist ülkelerin Yunanistan’ı paravan olarak kullandıklarını söyleyen aklı selim Yunanlar olsa da çoğunluğu Türk düşmanı toplum içerisinde seslerini duyuramadıkları görülmektedir.

Son Söz Olarak;

Muhtemel bir Türkiye-Yunanistan savaşının konuşulduğu bu günlerde, Türkiye karar alıcı mekanizmaları 25 Mart kutlamalarına katılma konusunu gözden geçirmelidir. Ayrıca Yunanistan milli marşının Türkleri, Türk Milleti özelinde İslam’a hakaret ve aşağılama içeren sözlerin revizesi için neler yapılabilirliğini gözden geçirerek, benzer örneklerden yola çıkılarak uluslararası bir mücadele başlatılabilirliğini değerlendirmelidir.

 

                        :

İsmail CİNGÖZ; Uluslararası Siyaset Uzmanı/M.A. – BULTÜRK Ankara Temsilcisi. TDPB Basın Kulübü Başkanı. cingozismail01@gmail.com

 

[1] Şerafeddin TURAN; “1829 Edirne Antlaşması”, https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/43776/12278.pdf?sequence=1&isAllowed=y (Erişim Tarih:16.10.2022)

[2] Lewis JACKSON; Yunanistan Ulusal Marşı”, 08.05.2021.

https://tr.svayambhava.org/hino-nacional-da-grecia-14330 (Erişim Tarihi: 16.10.2022)

[3] TimeTürk; “Cihat Yaycı: Türk Vatandaşları Yunan Milli Marşının Türkçesini Okusun”, 14.10.202.

https://www.timeturk.com/gundem/cihat-yayci-turk-vatandaslari-yunan-milli-marsinin-turkcesini-okusun/haber-1705713 (Erişim Tarihi: 16.10.2022)

[4] “Milli Marşında Türk Düşmanlığı! Yunandan Komşu Olur Mu?”, 24.03.2021. https://www.habererk.com/milli-marsinda-turk-dusmanligi-yunandan-komsu-olur-mu?ysclid=l9b4vv65gs324960417 (Erişim Tarihi: 16.10.2022)

Yazar