Tarih: 05 Mayıs 2020
Ağırbaşlı ve heybetli oluşuyla dikkati çeken Birleşik Amerika Dış İşleri Bakanı Mike Pompeo Kuzey Makedonya Cumhuriyeti (KMC) devletinin Avrupa Birliği üyeliğinin destekleyeceklerine dair demeç verdi.
Bulgaristan dış politikasını birden ateşleyen bu demeç sosyal medyada baş konu oldu.
Pompeo, KMC hakkında “yeni dost”, “başarılı NATO üyeliği, AB üyeliğine tam destek” gibi nitelemelerine bir de “Makedonya etnik sorunların çözümünde Balkan ülkelerine örnek olandır” sözlerini ekledi.
Bu yüksek değerlendirme, 13 Ağustos 2001 tarihinde Ohri şehrinde Makedonya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Başbakan, Arnavut azınlık yöneticileri ve ülkedeki diğer politik parti liderleri tarafından imzalanan, OHRİ ÇERÇEVE ANTLAŞMASI adıyla bilinen, bir İç Politik Barış Anlaşması’ dır. Bu anlaşmayla, Makedonya Cumhuriyetinde bir eyalette nüfusun 25’inden fazlası tarafından konuşulan her bir azınlık dili Makedon resmi dili ile birlikte resmi dil olarak kabul edilmiş, tüm etniklerin kendi dillerinde eğitim öğretim, basın yayın, nüfus oranında belediyelere, meclise ve devlet kurumlarına katılma hakkı yasallaşmıştır. Böylece Arnavut dili Makedonya’da 2. resmi dil olmuş, okullarda Türk çocuklara Türkçe, Ulah çocuklara Ulah dilinde, Yunan Çocuklara Rumca, Sırp çocuklarına Sırpça öğretim başlamıştır. 80 azınlık dili konuşulan Balkanlarda, ilk kez olmak üzere, her etnik azınlığın eğitim, öğretim vb kolektif (ortak) hakları, oranlı temsil olma hakkı serbestçe kullanılan ülke Makedonya olmuştur. Bu gelişme ve insan haklarının herkese eşit oranda tanınması arkada kalan 10 yılda Makedonya’yı Balkanlar’da etnik barışın garantörü durumuna getirmiştir.
Ohri Çerçeve Antlaşması’nı imzalayan taraflar:
- Makedonya Cumhurbaşkanı Boris Traykovski
- Makedonya Başbakanı VMRO-DPNM lideri Lübço Georgievski
- Sosyal Demokrat Partisi Lideri Branko Tservenkovski
- Arnavutluk Demokrat Partisi lideri Arben Caferi
- Demokratik Parti lideri İmer İmeri
- Avrupa Birliği Arabulucu Fransoa Leotard
- Birleşik Amerika arabulucusu Jeyms Pardyo
Görüldüğü üzere Bu anlaşmada AB ve ABD arabulucu garantör temsilcilerdir.
Kısa tarih:
Makedonya Cumhuriyeti (MC) 8 Eylül 1991’de Yugoslavya Federatif Cumhuriyeti’nin dağılmasıyla kuruldu. MC ismine Birleşmiş Milletler Örgütünde Yunanistan’ın itirazından sonra, Makedonya Cumhuriyeti ismi, 1993 yılında Makedonya Eski Yugoslavya Cumhuriyeti (MEYC) ismiyle değiştirdi. Ülkenin resmi ismi üstüne komşularından gelen yeni itirazlar, 2 yıl önce Üsküp ile Atina arasında yeni bir anlaşma imzalanmasına ve mutabık kalınan Kuzey Makedonya Cumhuriyeti (KMC) isminin 12 Haziran 2018’de son şekil olarak, ilan edilmesiyle son bulmuştur.
Makedon kimliğine Bulgaristan itirazları:
Ne var ki, KMC’nin dili ve tarihi yani Makedon kimliği gibi konularda Bulgaristan tarafından sert itirazlar yükseldi. Bilim insanlarından ortak Uzlaşma Komisyonu kuruldu ve ciddi tartışmalar başladı. Oysa iki komşu ülke arasında 1 Ağustos 2017’de Dostluk ve İşbirliği Antlaşması imzalanmıştı. Uzlaşmazlık dil, tarih ve kimlik gibi konular üzerinde kızışırken, bugün artık temaslar spot etmiştir. Bulgar hükümeti, Makedon dilinin Bulgarcanın bir lehçesi olduğunu, Makedon tarihinin Bulgar tarihi olduğunu ve kısacası Makedonların Bulgar olduğunu iddia ediyor. Kendi öz dilleri (Makedonca) ve şanlı tarihleri olduğunu savunan Makedonlar, Balkanlara, Avrupa’ya ve Dünyaya kendi bireysel ve milli kimliklerini tanıtıyorlar. Makedonlar sözlü ve yazı dili, edebiyat ve kültürü olan, Doğu Ortodoks Dinine bağlı bir millettir. Millî Makedon ruhu ve bilinci gelişerek güçlenmiş milli kültür oluşturmuştur. Makedon milletinin oluşmasında, millî birliğin kurulmasında ve güçlenmesinde Makedon dili çok önemli etken olmuştur.
Makedonya vatandaşları yetiştikleri toplumun etkisi altında gelişerek kimlik kazanmışlardır. Eğitim, sosyal ortam, gelenek, görenek, folklor, müzik, dil ve tarih anlayışı, kültürel yapıları Makedon kökenlidir. Bu açıdan bakıldığında Osmanlı bağrından (ümmetinden) çıkan diğer 56 millet gibi Makedon kimliği de, Osmanlı kökenli ve kültüründen izlerle süslüdür.
Tartışmaların düğüm noktası, Makedon politik kimliği oldu.
Avrupa Birliği’nin Batı Balkanlara genişlemesiyle ilgili Sofya Meclisi bir “Çerçeve Konum” onayladı ve Brüksel’e sundu. Bu belgede, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne üye görüşmelerinde “Makedon dili” kavramını kullanmaması ve yerine “KMC’nin resmi dili” kavramını kullanması istendi. İkinci olarak da, Bulgar devleri tarih konusunu öne sürdü ve “Makedon tarihinin Bulgar tarihi olduğunu” iddia ederek bu savın KMC tarafından kabul edilmesinde ısrar etti. Bu durumda, Makedonların tarihi olmadığı, dili olmadığı dolayısıyla MAKEDON KİMLİĞİ OLAMAYACAĞI ortaya çıktı. Halk ifadesiyle iki komşu ülke arasından kara kedi geçti.
Bulgar Dış İşleri Bakanının demeci:
Bu konuda bir demeç veren Bulgaristan Dış İşleri Bakanı Bayan Zaharieva, “Bizim çıkarımız onların tarihi tanımasıdır, bunu yaptıklarında biz de güncel gerçekleri tanırız.” dedi. Bakan Zaharieva’nın bu sözlerinde çelişki görenler, Makedon kimliğinin tanınması sanki “belirli ödünler verme” şeklinde gerçekleşecek ki, büyük sayıda Bulgar için Makedon Milleti Oluşmasına yol vermek, döneklik, “ayrılmayı kabul etmek” ve ihanet olarak nitelendi.
Tarih sayfalarında yazılanlara bakıldığında Makedon devrim örgütleri ve çeteleri Osmanlı’dan ayrılıp ayrı bir milli devlet kurmak uğruna değil, (Doğu Trakya misali) bağımsız otonom eyalet kurmaya ayaklanmışlardır. Bu hareketlenmelerin ideolojik ve örgütsel önderi Gotse Delçev’ın eserlerinde işlenen konu budur.
Öte yandan Kresna- Razlog Ayaklanmasını (1878-1879) ve İlinden Ayaklanmasını (1903) kışkırtan Bulgar Çarlığı, (1885’te ilhak ettiği Doğu Rumeli misali) Makedon topraklarını Bulgar Prensliği topraklarına katmayı hedeflemiştir. Bu amaçla Sofya askeri okulunda Makedon gençlere özel eğitim verilmiş ve onlar silahlandırılmışlardır.
Bulgar milliyetçilerinin görüşü:
Şu asla unutulmamalıdır ki, bu milli oluşum olayları Bulgaristan devlet toprakları dışında gelişmiş ve gelişmektedir. Olayı başka bir ülkenin iç işlerine karışmak şeklinde yorumlamak da olasıdır. Bu çarpıklığın en hararetli savunucularından biri olan, bugün Sofya’da hükümet ortağı olan İç Makedon Devrim Örgütü (VMRO) partisi Başkan Yardımcısı ve AB parlamentosu milletvekili Angel Cambazki, ABD Dış işleri Bakanı Pompeo’ya cevabında şöyle dedi: “1944’ten önce Makedon milleti diye bir şey yoktu. Bulgaristan’ın Batı illerinde konuşulan Bulgar lehçesinden başka bir Makedon dili yoktur!” 2017’den beri İktidar ortağı olan Bulgar VMRO- milliyetçileri, son 3 yılda 100 binden fazla Makedon vatandaşına Bulgar kırmızı pasaportu verip AB ülkelerinde işe gitmelerini sağlarken, onların Bulgar vatandaşı kaydını yapmışlardır.
Makedonların resmi görüşü:
Bulgar – Makedon Karma Tarih ve Eğitim Komisyonu üyesi Dragi Georgiev, “AB üyeliğimize Makedon dili şart olarak öne sürülürse, KMC Avrupa Birliği üyeliği görüşmelerinden çekilecek” dedi. “Faktor.bg” haberine göre, Makedon tarihçiler “Bulgarlarla ortak tarihleri olduğunu” kabul etmiyor.
Makedonya basınında Sofya’dan gelen baskılara yanıt olarak şu tez savunuluyor:
“Tarihimiz olmaksızın yaşadığımız asrın ve ülkemizin sınırları içine hapsedilmiş, özel bilgilerimizin ve kendi düşüncelerimizin dar çemberi içine sıkıştırılmış bir şekilde daima, dünyanın geri kalan kısmına karşı bizi yabancı bırakan bir tür çocukluk çağında ve bizden önce gelen ve bizi çevreleyen her şeye karşı derin bir cehalet içinde kalırız. Dil ve tarih milli kimliğimizin en önemeli iki oluşturucu unsurudur.”
Makedon milli kimliğinin oluşumundaki olmazla olmazlar şöyle tanımlanmaktadır: Anayasa esas, yasalar saygılı uymak. Ülkede yaşayan tüm azınlıkların ortak değeri olan Makedon vatanının birliği; Konuşulan resmi dilde buluşan dil birliği; azınlık dil ve kültürlerine saygı; Çok kültürlülüğe dayanan milli kültür birliği; aynı topraklarda yaşayanların tarih birliği ve ortak geleceği; Resmi tören ve bayramlarda gelenek birliği; layık devlette tüm dinlere saygıda birlik; tüm vatandaşların resmi ahlakta birlik olmaları esastır.
Bu anlamda Makedon millî kimliği, bir millî tarihe ve kültüre ait olmanın ifadesidir. Makedon kültürüne sahip olan insanlar Makedon kimliğini taşırlar; yani onlar Makedon’durlar.
***
Sonuç:
Milli bağımsızlık, egemenlik ve kimlik alış veriş ve pazarlık konusu olamaz, ipotek edilemez, ödünç verilemez ve üzerinden ödün de verilemez.
Uluslararası siyasette ve diplomatik ilişkilerde, insanın büyüklüğünü gösteren lokmasını paylaşmak, düşeni kaldırmak, bir ailenin büyüklüğünün ölçüsü komşunu aç iken yatamamak ise, bir devletin ve milletin büyüklüğüne kıstas da, yardım eli uzatırken şart koşmamaktır. Kısaca gerçek sevgi ve samimiyet herşeyin üstündedir. Fikrimi yakın geçmişimizden 2 önemli örnekle desteklemek istiyorum. Yunanistan Kuzey Atlantik Parti NATO’ya dönerken; Bulgaristan Cumhuriyeti de 2004’te NATO’ya aday olduğunda Türkiye Cumhuriyeti tarafından özel kararlarla kayıtsız koşulsuz desteklenmiştir. Oysa özellikle Bulgaristan’a hiçbir tarihsel ve kültürel kanıta dayanmayan ve baştan sona yalan dolanan ibaret olan, “Osmanlı döneminde Müslümanlaştırılmış ve Türkleştirilmiş Bulgaristan Müslümanları ve Türkleri tezinden vazgeçip, Bulgaristan’da yaşayan kardeşlerimizin Türk kimliğinin resmen yasallaştırılması ve Türk kimliğimizin bireysel ve kolektif haklarının eksiksiz tanınması” şartı koşulabilirdi. Türk devleti, milli kimlik olarak olgunlaşma süreci henüz dolmamış ve çok kültürlülük temelinde milli birlik oluşturma aşamasına henüz erişmemiş olan Bulgar halkını sabırlı beklemeyi seçti.
Makedon milli kimliğinin savunulması ve genç devletin NATO’dan sonra Avrupa Birliğine de şerefle üye olması, hepimizin kalpten dileğidir. Bu adımların atılması bizim için olağanüstü önemlidir. Ülkemizdeki Makedon azınlığına, Makedon kimliği haklarının tanınması olduğu gibi, Bulgaristan’da yaşayan tüm öteki etniklere de bireysel ve kolektif haklarının eksiksiz tanınması kapısı açılabilir.
Bulgar devleti bu uluslararası anlaşmaları defalarca imzalamış ama hiç birini uygulamaya koymamıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Bulgaristan’daki Makedon azınlık haklarının tanınmasına ilişkin birkaç karar almış ama onlara da hale uyulmamaktadır.
Bu kararların uygulanmasıyla ırkçı Bulgar güçlerinin hevesleri, planları ve Türk azınlığa anadil ve okul yasağını halen uyguladıkları gerekçeler tamamen çökecek ve vatanımızdaki azınlık hakları eksiksiz tanınacak ve Bulgaristan tarihinde de kardeşlik çağı açılacaktır. Bu haberin ve yorumun arkasındaki büyük gerçek budur.
Bu bakıma, ABD Dış İşleri Bakanı Pompeo’nun demeci yalnız Makedonya için değil, Balkanlar’daki tüm azınlıkların haklarının tanınması mücadelesin için son derece önemlidir.
Bizi izleyiniz.
Korona virüsü ile mücadelede birlikteyiz.
Sağlıklı olmak vatandaşın en temel hakkıdır.
Paylaşınız.
Teşekkürler.