Musa VATANSEVER
Hayatta kaçınılmaz bir gerçek var: İnsanlar farklıdır. Fikirleri, inançları, bakış açıları, hatta hayata dair öncelikleri birbirinden farklıdır. Bu farklılık, insanoğlunun en büyük zenginliğidir. Ama ne yazık ki, bu zenginlik çoğu zaman bir çatışma nedeni olarak görülüyor. Peki neden? Aynı fikirlerde buluşmanın ötesine geçip, farklı fikirlerde bir arada olabilmek neden bu kadar zor?
Anlaşmak mı, Anlayabilmek mi?
Birbirine tamamen katılan, aynı fikirleri savunan insanlar arasında bir uyum olması beklenir. Ancak asıl mesele, farklı fikirlerde olup yine de bir arada kalabilmek, birbirine saygı duyabilmektir. Çünkü insan, yalnızca kendi doğrularıyla var olmaz. Başkalarının doğrularını anlamaya, farklılıklarına saygı göstermeye başladığında, gerçekten insan olmanın gereğini yerine getirir.
Düşüncelerimiz bizi biz yapar, bu doğru. Ama başkalarının düşüncelerini reddederek, yok sayarak ya da zorla kendi fikirlerimizi kabul ettirerek bir toplumda huzur yaratamayız. Fikirlerin çeşitliliği bir tehdit değil, bir zenginliktir. Herkes aynı şeyi düşünseydi, dünya sıkıcı bir yer olurdu. İşte burada devreye saygı girer. Farklılıkların çatışmaya değil, diyaloğa kapı aralaması gerekir.
Neden Kavga Ediyoruz?
Ne yazık ki, insanlar genellikle ortak noktalarından değil, ayrıştıkları konulardan konuşmayı seçiyor. Bu durum, fikir alışverişinden çok bir üstünlük savaşına dönüşüyor. Kavganın temelinde ise çoğu zaman şu yatıyor: “Ben haklıyım, sen haksızsın.”
Haklı olmak, hepimizin savunduğu bir pozisyon. Ama haklı olma uğruna karşımızdakini dinlememek, onun görüşlerini küçümsemek veya öfkelenmek bizi gerçekten haklı yapar mı? Karşıt fikirleri dinlemek, onları anlamaya çalışmak, kendi düşüncelerimizi güçlendirebileceği gibi, ortak bir yol bulmamızı da sağlar. Ancak burada devreye giren ego ve sabırsızlık, bu süreci zehirliyor.
Boş ve Gereksiz Konuşma: Modern İnsanın Sorunu
İnsan, hayatının ilk yıllarında konuşmayı öğrenir. Ancak ne yazık ki ömrü boyunca konuşmanın asıl amacını öğrenemeyenlerin sayısı çoktur. Konuşmak, sadece ses çıkarmak ya da düşüncelerimizi dile getirmek değildir. Konuşmanın amacı, anlamak ve anlaşılmaktır. Bu amaç gerçekleşmediğinde, konuşmalar çoğu zaman boş ve gereksiz bir uğultudan ibaret olur.
Bazen konuşmaktan çok susmayı öğrenmek gerekir. Çünkü sessizlik, dinlemek için bir fırsattır. Karşımızdakini dinlemek, onu anlamanın ilk adımıdır. Ama biz, çoğu zaman dinlemek yerine hemen cevap vermeyi seçiyoruz. Bu da iletişimdeki en büyük engellerden biri.
Adalet ve Tarafsızlık: İki Tarafı Dinlemek
Adalet, insan olmanın en temel değerlerinden biridir. Ancak adalet, iki tarafı dinlemeden, tek bir tarafın görüşlerine dayanarak sağlanamaz. Bir tartışmada, bir anlaşmazlıkta veya bir çatışmada sadece kendi tarafımızı savunmak bizi haklı yapmaz. Bir insanı yargılamadan önce, onun ne söylediğini gerçekten anlamaya çalışmak gerekir.
Kendi fikirlerimizle başkalarını yargılamak, en büyük adaletsizliktir. Çünkü biz, kendi doğrularımızı mutlak kabul ederken, karşımızdakinin hakikatine kapılarımızı tamamen kapatmış oluruz. Adalet, sadece doğruyu savunmak değil, doğruyu aramak ve bulmaktır. Ve bu da, iki tarafı da dinlemeyi gerektirir.
Ortak Noktalar: Farkında Olmadığımız Bir Gerçek
Aslında insanların çoğu, düşündüğünden daha fazla ortak noktaya sahiptir. Ama farklılıklara odaklandığımızda, bu ortak noktaları göremeyiz. Bir tartışmada, karşımızdakinin ne dediğine değil, neyi yanlış yaptığına odaklanırsak, çözüm yerine sorun yaratırız. Oysa farklı fikirler, bir araya geldiğinde yeni bir perspektif doğar. Bu da iletişimin ve insanlığın büyümesini sağlar.
Sonuç: İnsan Olmanın Gereği
İnsanın insan olması, yalnızca konuşmasından değil, anlayışından ve saygısından gelir. Farklılıklar, bir kavga nedeni değil; bir öğrenme fırsatı olarak görülmelidir. Unutulmamalıdır ki, insanları bir arada tutan şey, aynı fikirde olmaları değil; birbirine duydukları saygıdır.
Eğer gerçekten adil, anlayışlı ve olgun bir toplum istiyorsak, karşımızdakini dinlemeyi, anlamayı ve onun fikirlerine saygı duymayı öğrenmeliyiz. Çünkü ancak o zaman “insan” olabiliriz. Ve unutmayalım: Fikirler tartışılır, ama insanlık tartışılmaz.