Memleketimizin büyük şehirlerinin hepsinde devam eden davullu zurnalı protesto alaylarında hükümetin istifası isteniyor. Üçüncü haftasına henüz giren Oreşarski hükümeti, duvağı inmemiş gelin gibi, aynı mehter takımı ve düğüncüler tarafından baba evine geri gönderiliyor. Yalandırılıp aldatılanların küskünlüğü sel oldu. Bir gup “Biz Ataka Partisine Türkler ile işbirliği yapsınlar diye oy vermedik” dier grup ise “Biz HÖH’e oylarımızı IRKÇI Ataka Partisi ile iş birliği yapsın diye oy vermedik” diyorlar. Protestolar seli her akşam kabarıyor.Orta yaşta göstericilerin mitinglerinde dikkatimi çeken herkesin bir ağızdan “MAFYA” haykırışıdır. Meydanlara sığmayanları balkonlardan alkışlayanlar da “mafya” korosuna katılıveriyorlar.
Ocak ayında patlayan protesto volkanı “MAFYA” çığlıklarıyla yola çıkmıştı. Aralık ayı elektrik faturalarını ödeyemeyenler soyulduklarını, dolandırıldıklarını, aldatıldıklarını haykırıyordu. 6 kişinin kendini yakması Borisov hükümetini yıktı, 12 Mayısta seçim yapıldı ama sular durulmadı.
Bulgaristan Ekonomisini çökerten büyük dalganın heybetinde bu defa Bulgaristan üzerinde oynanan enerji oyunları var. Buradaki enerji oyunun çok derin kökleri var. Enerji konusunda Avrupa Birliği ile Rus oligarşisi arasında kızışan büyük kapışma bizde kurban almaya devam ediyor. Bulgaristan üzerinden sahnelenen enerji oyunları bizi takatsız kılıyor. Balkanlarda ve Avrupa’da en ucuz elektrik enerjisini üretirken bugün elektrik faturalarını ödeyemez durumdayız.
Hak ve Özgürlükler Partisi Avrupa Birliği ile Rus oligarşisinin enerji kapışmasının içine düştü. Bizi bu kuyuya kapatan bu oyunun iplerini çekebileceğini zanneden Ahmet Doğan oldu.
Büyük oyun,  Sakkskoburgotski hükümetinde başladı. Bugün artık dayanılmaz oldu. Birkaç önek verelim. Bu örneklerin hepsinde A. Doğan başrolde ama hep başarısız. Bulgarlar bunu geç de olsa sezdiler ve şimdi öfke kusuyorlar.
1) Burgas Aleksandropolis petrol boru hattı ülkemiz üzerinden Rus ham petrolü taşıyacak ve bize (A.Doğan)  her yıl … milyon Dolar gelir sağlayacaktı. Toplantılar yapıldı, anlaşmalar imzalandı, şeritler kesildi, hatta Yambol bayırlarında kazılar yapıldı. Ardından her şey söndü. Bu işten kazanan kim oldu: Ahmet Doğan. Rus oligarşisi ona “işlerimize iyi bakıyor” diye Zırhlı Mercedes Jip hediye etti. Tutarı 1 milyon 200 bin Euro. Proje düştü. Ümitler kırıldı. Halkımız aldatıldı. Kazanan bir tek Ahmet oldu.
2) Belene Atom Elektik Santrali kurulacak diye yazdılar çizdiler yediler içtiler. Hani ne oldu?  O da boş çıktı. Bu işin ardında duran yine aynı şahıs yani Ahmet Doğan. O Türkiye Cumhuriyeti’ne elektrik satmaktan kazanacağı komisyonları gece gündüz aylarca hesapladı. Bu ümitleri besleyen ön komisyonları da hep gizlice o götürürdü.
3) Tunca Barajı ve Elektrik Santrali proje dosyaları da Ahmet Doğan’ın çekmecesinde.  Bu işten 1 milyon evrodan fazla hesaplamıştı ama güneş bir türlü doğmadı. “Ahmet HES işinden ne anlar” diyenlere cevap vermek için büyük büyük proje mühendisleri TV ‘ye çıktı ve onu savundular. TV Stüdyosundan çıktıktan sonra biriyle konuşuyorlar. Ya “sizin övdüğünüz kişi” üniversite sınavlarını kazanıp kaydını yaptıramamış, bu konuşmaları size kim yaptırıyor? Cevap: “Ahmet’i üniversiteye yazdıran ve eline diploma verenler!” Azımın tadını aldm diye cevplıyor.
4)  Rodop dağlarının yüksek tepelerindeki “Stırkelovo Gnezdo” (Leylek Yuvası) HES’inden A. Doğan’a 1. 250. 000. Evro komisyon verenler de aynı oligarşiler. Biserov’un oğlunu Bulgaristan’daki yabancı elektrik dağıtım şirketi yönetimine atayan, A. Doğan’ın eski eşlerini ve yeni sevgililerini yine bu kurumlarda yüksek maaşlı işverenler hep aynı kişilerdir. Bu planların, tasarımların ve hesapların tümü hep sarayda kilitli kapılar ve kalın perdeler ardında gözden kulaktan uzak yapıldı ama hepsi boş çıktı.
Bu örnekler saymakla bitmez. Önemli olan “Lider” bildiğimiz kişinin ve onun seçtiği HÖH yönetiminin 23 yıldan beri Bulgaristan, Bulgaristan halkı, Bulgaristan Türkleri ve diğer azınlıklar yararına hiçbir şey yapmamış olmasıdır. Bizi küstüren, canla başla bütün yürekle bütün sevgimizle kurduğumuz partimizi kişisel menfaatleri için kullanmaları ve bunu yaparken bizi hiçe saymasıdır.  Bu güzelim memleketi soya soya, halkı aldata aldata, insanımızın son lokmasını da kemire kemire çökerten ve hayatımızı ateşten gömlek eden bu yalancı ve soyguncu sürüsüdür. Onlardır partimizi çökerten. Partimizin çökertilmesi ruhumuzun kırılması, Türklüğümüzün ve Müslümanlığımızın yara alması anlamına gelir. 23 yıldan beri hiçbir şey yapmadıkları için bugün bizden destek ve yardım istemeye de yüzleri kalmadı.  Biz bugüne kadar hep sustuk. İntikamımızı bu defa sandık başına gitmiyerek aldık.  Bizleri, yalandırılıp aldatılanlar küskünüz. Gönlümüzle sokak sokak, meydan meydan her akşam dolaşan, “MAFYA” diye haykıranları destekliyor ve yanındayız.  Siz bizi incittiniz. Biz artık HÖH’lüyüz demekten utanır olduk. Şahsi menfaatleriniz  bardağı taşırdı…
 

Yazar