Konumuz: AB Parlamenterlerinin çalışmaları:

a) AP Parlamentosunda iş haftası:

Pazartesi başlayan iş haftası, Euro – Parlamenterlerin teorik olarak, komisyon toplantılarının son oturumunun kapanmasıyla Perşembe öğleden sonra biter. Fakat vekiller 298 Euro daha hak etmek için, Perşembe gün de orada geceleyip Cuma sabahı aynı cetvele bir imza daha çeker ve haftanın bu son imzasını sabahın köründe saat 7’de atıp saat 8 uçağını tutar.

Şimdi biz Bulgaristanlı Euro-Parlamenterlerin hemen Sofya’ya uçtuğunu düşünürsek, yanılmış oluruz.

Onların, Karaib Denizi Adaları,  Latin Amerika ve Afrika ile ilişkileri pekiştirmek için son 12 ay içinde ziyaret ettikleri yerlere birlikte bakalım. Pek tabii ki, bu uçuşların hepsi Brüksel Parlamentosu hesabına yapılıyor.

Euro-  Parlamenterlerin stüdyo ziyaretleri olarak kayda geçirilerek ödenir. Bu harcamalar için her EU – milletvekilinin bireysel bütçesi var. Bu ödemenin yapılabilmesi için herhangi bir dış ülkeden davetiye alması yeterlidir.

EU – milletvekillerinin gördüğü işi değerlendirmeye hiç kimsenin hakkı ve yetkisi yoktur. Bulgaristan’dan hiçbir kimse bizim Euro – Parlamenterlerin Brüksel’de ne iş yaptığını bilmiyor, ne üstüne, nasıl ve ne biçim raporlar hazırladıklarından haberi olan yok, bu raporları kime sundukları, alınan sonuçları, bizim çıkarlarımızı nasıl savunduklarını vb. vb. bilen tek bir yetkili yok.

 

Euro – Parlamenterlerin bütçesinde çok önemli bir kalem de otel paralarıdır. EU otel parası ödemediğinden, herkes kendi çaresine bakıyor. Bazıları artık Brüksel’de daire sahibi oldu.

Bulgaristan’dan ailelerini de Brüksel’e davet edenlerden kirada oturanlar da var. En ucuz otellerde kalanlar da var. Geçen dönemde, para ödememek için, ofislerinde divan üzerinde geceleyenler de vardı. Şimdi artık korumalar ofis odalarını denetlediğinden ötürü, iş yerinde gecelemek yasaklandı.

 

Euro – Parlamenterler kaç para alıyor?

 

Genelleştiriyoruz:

  • Aylıkları 7 665 (yedi bin altı yüz almış beş) Euro’dur.
  • AB Parlamentosu onların vatanlarındaki iş yeri olmadığından bir günlük harcırah olarak 298 (iki yüz doksan sekiz) Euro alıyorlar.
  • AP Parlamenterlerinden her biri her ay ofisini çalıştırmak için, asistan ve politik çalışmalar için olmak üzere 17 540 (on yedi bin beş yüz kırk) Euro alıyor.

TOPLAM:  Bir EU-milletvekilinin aylık geliri 40 000 (kırk bin) Euro’dur.

 

Tabii böyle maaşın meraklıları da binlerce olacaktır.

 

ÖNEMLİ OLAN BRÜKSELE VARMAK.

BEŞ YIL HİÇ BİR ANGAJMANIN OLMADAN YAŞAMAK.

GEL KEYFİM GEL!

VER ELİNİ GÜZEL DÜNYA.

ANAM BENİ KISMETİMLE DOĞURMUŞ, SİZE NE…

 

İstatistikler lüks ofislerde asistan olarak sevgililer ya da yeğenler çalıştığını doğruluyor.

Brüksel güzel ve elit bir şehirdir. Öğle saatlerinde her yerde hardal soslu böbrek ya da kapama dana eti ve beraberinde kırmızı şarap sunulur.

Euro-Parlamenterlerin önemli derlerinden biri, kendi ülkelerinde, örneğin bizimkilerin Bulgaristan’daki ofisleri için verilen ayda 4 000 (dört bin) Euro’yu harcamaktır. Bizimkilerin uyguladığı usul şudur. Bir akraba ile kira sözleşmesi imzalayıp parayı paylaşıyorlar.

Asistanlarla da aynı usule göre çalışılıyor. Asistan çok yüksek maaşla işe alınıyor ve sonra paralar % 50 paylaşılıyor.

Politik faaliyetler için ödenen paraları harcamak ise çok daha kolaydır. EU- milletvekillerine her yıl 33 000 (otuz üç bin) Euro politik etkinlik parası veriliyor.Bizim oraya gönderdiğimiz milletvekilleri bir iki okul tamir ettirseler, Türkçe dersliği açsalar, Bulgaristan’ın 3 (üç) şehrinde Türkçe kitap okuma ve kültürel etkinlik merkezi çalıştırsalar, paralar boşa gitmemiş olur.Bu paraların aklanması ise naylon faturalarla, görüşme masrafları, toplantı giderleri gibi evraklarla gerçekleşiyor.

 

Bulgaristan’da ve belki Türkiye’de de AB Parlamentosu’nun 3 (üç) merkezi olduğunu bilen azdır. Onlar Brüksel’de komisyonlarda çalışmakla birlikte, her ay Genel Kurul bileşimine katılmak üzere dört gün birkaç bin kişilik bir memur, tercüman, yardımcı, danışman ve diplomat ordusuyla birlikte Strazburg’a yolculuk etmek zorundadırlar.

Öte yandan EU – Parlamentosu’nun daimi oturum merkezi Lüksenburg’ta bulunur.

Parlamento dönem toplantılarının Strazburg’a taşınması her yıl 200 000 000 (iki yüz milyon) Euro’ya mal oluyor. Şuna da hemen işaret edelim, EU-Meclisinde milletvekilleri milliyetlerine göre değil, ancak politik partilerine göre dağılır. Bu gruplaşmaların arasında en etkin olan 3 (üç) gruba var: Hıristiyan demokratlar; Sosyalistler ve Liberaller.

Brüksel’deki komisyonda, EU – Parlamentosunun politik depo ya da emekliler kulübü şeklinde konuşulur. Buradaki politikacılardan çoğu – eski bakan, başbakanlar veya cumhurbaşkanları kendi memleketlerinde işledikleri günahlar unutulunca geri döneceklerini ve yeniden yıldızlarının parlayacağını sayıklıyorlar.

Bu milletvekillerinden yarıdan fazlasının gerekli dil bilgisi, uzmanlık derecesi yoktur.

Bu seçimlerin e gösterdiği üzere, EU – parlamenterler seçimlerine Bulgaristan’da da ilgi ve güven giderek azalıyor.

 

Seçmenlerin sorduğu sorular şunlardır:

Bizdeki kesin kanıya göre, EU-Parlamentosuna ihtiyaç yoktur.  Bu milletvekilleri ne iş yapıyor? Bu soru cevap bekliyor. Hiç birisinin ülkemize beş paralık faydası olmadı. Bulgar milletvekilleri ve özellikle de DPS – HÖH EU – milletvekilleri bu soruya esaslı bir cevap vermek zorundadır.

Halkımız hiçbir işe yaramayan ve hiçbir iş yapmayan boş insanlara tomar tomar para ödemekten bıktı. Bu adamlar halkı temsil etmediklerine göre kimi temsil ediyor ve kime hizmet sağlıyor?

 

Şu dönemde yapılacak olan işlerden biri şudur: Parti yönetimleri tarafından EU milletvekili adayı olarak gösterilen kişilerin her birinin değişik gizli polis örgütlerine hafiyelik yapıp yapmadığı, sabıkalı olup olmadığı, banka hesapları, aile durumu, mal mülkü, çocukları, daire ve evleri, sevgili, zevcen ve metresleri, şimdiye kadar kime ne kadar rüşvet verdiği, dolandırıcılık oyunlarına karışıp karışmadığı, eski mahpusçularla ilişkileri, soyu sülalesi yedi kuşak yoklanmalı ve sorgulanmalıdır. Her şey didik didik edilmelidir. Örneğin Filiz Hüsmenova’nın Amerika’da varlıklı bir yakını olduğu ortaya çıktı. Bu adam kimdir, neden onun EU Parlamento vekili olmasında ısrar ettiği, incelenmelidir. A. Doğan’da bazı aktifliklerine son vermelidir. Hiçbir iş yapmayan insanları oraya buraya göndermek anlamsızdır. Benzer derin bir incelemenin Ç. Kazak’ın Ahmet Doğan ile ilişkileri açısından da yapılması kaçınılmaz oldu. Bu inceleme aralarındaki sırrı ortaya çıkarmalıdır. Bu vekilimizin Brüksel’de dururken Stockholm, Oslo, Lahey ve başka Avrupa başkent ve şehirlerinde işçi lokanta ve kulüplerini gezip, gurbetçilere türkü söylemekten başka iş yapmadığı dikkati çekmiştir.

EU Tüzüğünde yer alan bir başka özel duruma da dikkatinizi çekmek istiyoruz: Örneğin, Bulgaristan ortamında bir trafik kazası yapmak bir yana, alkollü araç süren bir EU – Parlamenteri bile Brüksel’deki görevinden hemen serbest bırakılmalıdır. Bizde bu gibi suçlar ne zamana kadar gizlenecek? Trafik kazası yapmış bir şahsın EU milletvekili adayı olmaya hakkı yoktur.

Bununla birlikte sabıkalı, sorgulama durumunda ya da mahkemelik olan bir kişi EU – Milletvekili adayı olamaz.

Bununla birlikte, ruh hastası olan Başkan ya da “fahri” başkanlar EU –Milletvekili adayı gösteremez. HÖH fahri başkanı ruh hastası olarak raporlu ve uzman incelemelidir. Brüksel onun gösterdiği milletvekili adaylarını asla kabul etmemelidir.  Özellikle ülkemizde, yükseltilen adayların seçimlerden 2 ay önce tamamen gözden geçirilmekle kalmayıp, doktor ve ruh hastalıkları ve başka tıbbi kontrollerden geçmeleri kaçınılmaz olmuştur.

Bu yüzden karşımıza iş yapacak ve yüzde yüz bizden olan adam çıkmadan EU – Parlamento seçimlerinde oyumuzu kullanmaya acele etmeyelim. AB başkenti turistik bir merkez değildir.

Birliğe üye olduğumuz için her yıl 600 000 000 (altı yüz milyon) Euro aidat ödüyoruz. Bu çok büyük bir paradır, bizim ise saçıp savuracak paramız yoktur. Ver elini dünya havasındaki vekiller – evlerinde dursun!

Yazar