Kazakistan’da yaşanan halk hareketlerinin geri planı ile ilgili birçok spekülatif açıklamalar, farklı değerlendirmeler yapıldığı görülmektedir. Dikkat çeken ise değerlendirmelerin kesişim noktasında; Rusya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin’in yer almasıdır.

Ayrıca Ukrayna konusunda ABD ve Avrupa ile karşı karşıya gelen Rusya’nın eş zamanlı ve beklenmedik bir hamle ile Kazakistan iç karışıklıklarında başat rol alan taraf olması dikkat çekmiştir. Daha da ilginç olan ise Türk Devleri Teşkilatı üyesi Kazakistan, bu örgütten değil, Rusya’dan yardım istemiştir.

***

LPG (sıvılaştırılmış petrol gazı) fiyatlarındaki artışı protesto etmek için 2 Ocak 2022 günü sokaklara dökülen halk gösterilerini Kazakistan’a yönelik “terörist” bir saldırı eylemi olduğunu belirten Kazakistan Devlet Başkanı Cömert Tokayev’in, Rusya liderliğinde Kazakistan, Ermenistan, Kırgızistan ve Belarus’un da yer aldığı Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’ne (CSTO) çağrıda bulunarak yardım istemesi üzerine, çoğunluğu Rus olmak üzere bu ülkelerden Kazakistan’a gelen askeri kuvvetler, yerel kuvvetlerle birlikte olaylara müdahale etmiştir[1].

Dolayısı ile Kazakistan merkezli gelişmelere bağlı olarak Türkistan coğrafyasında beklenilmeyen gelişmeler yaşanmakla birlikte Kazakistan’ın büyük bir kısmında olağanüstü hâl ve sokağa çıkma yasağı devam etmektedir.

30 yıllık bağımsızlığın ardından yakıt fiyatlarındaki artışın tetiklediği ve bu zamana kadar en büyük gösteriler haline gelen bir haftalık huzursuzluğun ardından büyük topraklara sahip Kazakistan’a sükunetin büyük oranda geri döndüğü görülmektedir.

Zengin yeraltı kaynakları ve kıymetli madenlere sahip olan Kazakistan’ın[2], dünya uranyum rezervlerinin %20’ne sahip olmakla 2’nci sırada, bakır rezervleri bakımında dünyada 3’üncü, doğal gaz rezervleri ile 12’nci, petrol rezervleri ile 11’inci sırada yer aldığı değerlendirmektedir. Ayrıca mineral, metal ve endüstriyel kimyasal ürün ihracatlarıyla da dikkat çeken Kazakistan’ın, zımnen Rus işgali altına girdiği düşünülürken, 13 Ocak 2022 günü Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü askerlerinin 10 günlük periyot dahilinde parça parça çekilmeye başladığı açıklanmıştır.

Rusya’nın çekilme açıklaması da Kazakistan’a girmesi kadar uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Zira 2020 verilerine göre 19 milyonu aşan Kazakistan nüfusu içerisinde ciddi oranda Rus olması nedeniyle “Rus nüfusun güvenliği bahanesiyle”, zengin yeraltı kaynaklarına ve stratejik konuma sahip Kazakistan’dan çıkmaya yanaşmayacağı değerlendiriliyordu. (Kazakistan demografik yapısındaki yaklaşık değerler: %68,5 Kazaklar, %18,9 Ruslar, %3,3 Özbekler, %1,5 Uygurlar, %1,4 Ukraynalılar, %1,1 Tatarlar, %1,0 Almanlar ve %4,3 diğer uluslar)

***

ABD ve Rusya merkezli olarak İkinci Dünya Savaşı’nın ardında inşa edilmiş olan İki Kutuplu Dünya Sisteminin yerine Çin ve İngiltere merkezli yeni bir dünya sisteminin inşa sürecinde[3], Türk Devletlerinin üçüncü bir kutup olabilirliğinin tartışıldığı bir zamanda, Rusya’nın Kazakistan hamlesi, uluslararası kamuoyu ile birlikte Türk coğrafyasında da şaşkınlığa sebep olduğu muhakkaktır.

2050’lere kadar, yakın bir gelecekte inşa sürecini tamamlaması beklenen Yeni Dünya Sistemi’nde dünya devletleri, İki Kutuplu Sistemde olduğu gibi kendi çıkar ve menfaatleri doğrultunda veya çeşitli dayatmalara bağlı olarak elbette ki taraflarını belirleyeceklerdir. ABD ve Avrupa ülkelerinin doğal olarak İngiltere’nin yanında yer alacakları öngörülmektedir. Yumuşak Güç stratejisini sessizce ve muhteşem bir şekilde uygulamakta olan Çin tarafında hangi ülkelerin yer alacağı henüz netlik kazanmıyor gibi görülmekle birlikte, ödeyemeyeceğini bile bile borçlandırdığı ülkelerin “mecburiyetten” bu eksende yer almaları şaşırtıcı olmayacaktır.

Burada asıl merak edilen ise “Rusya’nın tercihini hangi tarafı seçerek kullanacağı” sorusudur. Zira gerek ticari gerekse ekonomik olarak hem İngiltere hem de Çin ile menfaatleri çakışacak olan Rusya’nın başlangıçta İngiltere’yi tercih edeceği kuvvetle muhtemel gibi görülse de Türk Devletleri tarafını da tercih edebileceği hatırda tutulmalıdır. Ancak böyle bir durumda Rusya’nın bu kutupta liderlik yarışına gireceği hatta doğrudan kendi liderliği etrafında bir oluşum yaratmaya çalışacağı beklenmelidir. Zira Kazakistan hamlesi ile Rusya perde arkasından bunu belli etmiştir.

Rusya, Kazakistan hamlesi ile Türkiye ve diğer Türk Devletlerine “benim onay vermediğim bir hamleyi yapamazsınız” mesajını Türk karar alıcı mekanizmalarına açıkça duyurmuştur. Rusya’nın mesajı sadece Türk Devletleri Teşkilatı’na değil ayrıca Çin’edir; çünkü Kuşak Yol Projesi’nin karasal olarak Batı’ya çıkış noktasının Doğu Türkistan üzerinden Kazakistan güzergahı ile olacağı bilinmektedir. Orta Asya olarak tanımlanan Türkistan coğrafyasını boydan boya kat ederek Kafkaslar üzerinden Türkiye’ye, oradan da Avrupa güzergahını izleyerek yaklaşık 65 ülkeden geçerek Londra’ya ulaşacak olan Kuşak Yol Projesi’nin önemli kavşaklarından birisi Azerbaycan ve Azerbaycan’ın Nahcivan bölgesidir.

Azerbaycan-Ermenistan arasında yaşanan ve 44 gün süren İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından Rusya, Azerbaycan’ın Karabağ bölgesi ile birlikte stratejik Nahcivan ve Zengezur sahasına da yerleştiği hatırda tutulmalıdır. Dolayısı ile Çin’in Kuşak Yol Projesi’nin geçeceği çok stratejik bir bölgesini kontrol etme hakkını elde eden Rusya, aynı projenin Kazakistan tarafını da kontrol edebileceğini göstermiş ve Çin’e “Bu projede beni es geçemezsin” mesajını vermiştir.

Lakin daha vahim olanı ise Rusya; Türk Devletleri Teşkilatı’nı ve kurulduğu sık sık sosyal medyada yer alan Turan Ordusu efsanesini çok ağır bir şekilde test etmiş ve maalesef Türk Devletleri “mevcut durum itibariyle” bu testte kaybetmiş görülmektedir. Zira Kazakistan örneğinde olduğu gibi Türk Devletleri Teşkilatı üyesi bir devletin, yardıma ihtiyacı olduğu bir durumda Rusya’yı yardıma çağırması, örnek bir hal tarzı olarak tarihte yerini almıştır.

Sonuç olarak;

Sovyet Rusya’nın kontrollü bir şekilde dağılma kararı doğrultusunda 1990’larda bağımsızlıklarını elde eden Türk Devletleri üzerindeki Rus etkisinin halen etkin bir şekilde devam ettiği Azerbaycan’ın İkinci Karabağ Savaşı ve Kazakistan halk olayları ile bir kez daha açıkça ortaya çıkmıştır. Türkiye ve Türk Devletleri ile oluşturulmaya ve sisteminin oturtulmaya çalışıldığı Türk Devletleri Teşkilatı yapılanmasının Rusya’yı devre dışı bırakmayacağı algısı oluşmuş/oluşturulmuştur.

Bağımsızlıklarını elde etmelerine rağmen Rus ekolü ve Rus Devleti kültürünün halen etkin olduğu Türk Cumhuriyetleri kadar Türkiye’nin de Rusya’yı es geçemeyeceği algısının Rusya tarafından dayatıldığı fiilen görülmüştür. Zira Türkiye’nin, Rusya ile karşılıklı ticari ve ekonomik ilişkileri kadar; Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Ukrayna ve Kafkaslar sahasında da mücadele halinde oldukları bir süreç yaşandığı aşikardır.

Son söz olarak;

İnşa süreci devam etmekte olan Yeni Dünya Sisteminde rol kapmaya çalışan Rusya’nın, Türkiye ve Türk Devletleri ile mücadelesinde zorlu bir süreç yaşandığı ve yaşanmaya da devam edeceği muhakkaktır.

Türk Dünyası karar alıcı mekanizmaları tarafından; uluslararası ilişkilerde ve Türk coğrafyası üzerine yapacakları planlarda; daha kararlı, daha cesur ve bir o kadar da teşkilatçı davranmamaları halinde Üçüncü Kutbun liderliğini Rusya’nın kapma olasılığının kuvvetle muhtemel olduğu hatırda tutulmalıdır. Rusya’nın Türk Devletlerine lider olması halinde, Soğuk Savaş Dönemi “Demir Perde” yapılanması gibi parça parça olacakları da unutulmamalıdır.

                              :

İsmail CİNGÖZ; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı/M.A. – BULTÜRK Ankara Temsilcisi. cingozismail01@gmail.com

 

[1] Roman GONCHARENKO; “Rusya’nın Yakın Müttefiki Kazakistan’da Neler Oluyor?”, Deutsche Welle, 05.01.2022.

2] Fethi Ahmet YÜKSEL; “Kazakistan’ın Yeraltı Kaynakları ve Çevre Sorunları”,

https://tasam.org/tr-TR/Icerik/4232/kazakistanin_yeralti_kaynaklari_ve_cevre_sorunlari

[3] İsmail CİNGÖZ; “İnşa Sürecindeki Yeni Dünya Sistemi”, Ticari Hayat Gazetesi, 24.03.2021.

 

Resim Kaynak: Marek Grzegorczyk. Emerging Europe 10.01.2022 (https://emerging-europe.com/news/csto-emerges-emboldened-from-kazakhstan-unrest/)

Yazar