Delikkemer, Anadolu’daki özgün Roma hidroloji mühendisliği eserlerinden biridir ve antik Likya bölgesinin başkenti Patara’ nın su ihtiyacını karşılamak üzere inşa edilmiştir.
Delikkemer, eski adı Bodamya olan İslamlar köyündeki doğal kaynaktan alınan suyu, Patara antik kentine getiren antik hidrolojik sistemin bir parçasıdır;
Delikkemer,birbirine geçen devasa kaya bloklarından oluşur ve uzunluğu yaklaşık 22 kilometreydi. Toplam mesafenin
bir bölümünde yer alan ve bir mühendislik harikası olarak kabul edilen Delikkemer, yüksek tepelerin üzerinden hafif bir bükülmeyle gelir ve üzerindeki delikli kübik taşların mekanik özelliği sayesinde taşıdığı suyu bu tepelerden kolayca aşırabilmektedir.
Konstrüksiyon kübik taş boruların birbirine geçip iyi tutunmaları için özel olarak yapılmıştır; Herhangi bir tahribat yada hasar olması durumunda kolayca değişme imkanı sağlayacak şekilde tasarlanmış, su sızdırmasını mani olmak içinde sarımsı bir harç ile ara bağlantılar kapatılmıştır.
Delikkemer, Roma İmparatorluk Dönemi’nin başlarına tarihlenir.
Üzerinde bulunan iki yazıtttan inşasının İmparator Claudius’un Likya Eyaleti Valisi Vilius Flaccus döneminde başlandığı (M.S. 48-50) ancak inşaatı tamamlayanın ondan sonraki vali Eprius Marcellus (M.S. 50-55) olduğunu öğreniyoruz.
Likya medeniyeti Akdeniz’ in en eski medeniyetlerindendir ve Patara antik kenti, bu şehir devletleri birliğinin başkentliğini yapmıştır. Hitit metinlerinde “Patar”, Likya dilinde”Pttara”olarak geçen kentin M.Ö 8. yüzyıl’dan itibaren var olduğu bilinmektedir. Patara, Roma döneminde çok önemli bir kent konumuna gelmiştir; Roma’nın doğu eyaletleriyle bağlantısını kurduğu bir deniz üssü vazifesi üstlenmiş, Anadolu’dan Roma’ya nakledilen tahıllar Patara limanında depolanmış ve saklanmıştır. Doğu Akdeniz’de bulunan üç önemli hububat deposundan biri de Patara’da bulunmaktaydı. Bunun yanısıra Roma valiliklerinin adli işlerini gördüğü bir merkez olmuştur.
Likya birliği şehirlerinin temsilcilerinin buluştuğu meclis binası, ünlü Fransız düşünür Montesquieu’nün “Yasaların Ruhu” adlı kitabında da geçer .Birleşik devletler’in kurulurken esinlendiği bu meclis binası,Fransız düşünür Montaigne tarafından “Antik Dünya’nın en mükemmeli” olarak gösterilmiştir.