Geçtiğimiz günlerde Hollanda’nın Lahey şehrinde bir konferans için bulunuyordum. Programın bir parçası olarak Avrasya Vakfı’nı ziyaret ettim. Vakfın değerli başkanı Fatma Aktaş Hanımefendi, bizleri yalnızca misafir etmekle kalmadı, aynı zamanda Türk kültürünün derin misafirperverlik geleneğini de bizlere yaşattı.
Tam dönüş günümüzde, otelden çıkmaya hazırlanırken elimize bir çanta tutuşturdu. Çantanın içi Hollanda’nın ünlü laleleriyle doluydu. Siyahından beyazına, kırmızı-beyaz karışığından yeşil-beyaza kadar her renginden özenle hazırlanmış paketler… Ve bir de tembih: “Sakın unutmayın, mutlaka ekin!”
Bu söz kulağımda çınlarken tarihin bize bıraktığı izler gözümün önünden geçti. Laleler, yüzyıllar önce Osmanlı topraklarından Avrupa’ya götürülmüş, Hollanda’da “Lale Çılgınlığı”na yol açmıştı. Bugün ise tarih tekerrür ediyor gibiydi. Yüzyıllar önce bizden alınan bu çiçekler, şimdi Hollanda’dan yeniden anavatana dönüyor. Küçük bir çiçek soğanı, aslında koskoca bir tarihî yolculuğun, kültürel hafızanın sembolü haline gelmişti.
Fatma Hanım bununla da yetinmedi; ayrıca bir çanta da kaşar peynirleri hazırlamış, her çeşidinden ayrı ayrı koymuştu. Yani sadece laleleri değil, soframızın tadını da yanımıza almamızı istedi. Bu incelik, Türk misafirperverliğinin ne kadar köklü ve güçlü bir gelenek olduğunu bir kez daha gösterdi.
Kısmetse, bu laleleri BULTÜRK Derneği merkezimizin arka bahçesinde, mezarlık tarafına ekeceğiz. Açacak her lale, sadece bir çiçek değil; dostluğumuzun, dayanışmamızın ve kültürümüze bağlılığımızın nişanesi olacak.
Bize bu imkânı tanıyan Avrasya Vakfı’na, ayrıca “Bulgaristan’ın Dünü ve Bugünü” konulu konferans vermemize vesile oldukları için teşekkür ediyorum. Ama en büyük teşekkür, Avrupa’nın göbeğinde Türk misafirperverliğini, örf ve adetlerimizi unutmayan, yaşatan Fatma Hanım’a.
Evet, tarih tekerrürden ibarettir. Bugün görüyoruz ki, laleler yeniden anavatana dönüyor, Türk misafirperverliği ise nerede olursa olsun kök salmaya devam ediyor. Bu, yalnızca bir çiçek hediyesi değil, bir kültürün, bir milletin ve bir dostluğun sessiz ama anlamlı nişanesidir.

Sofya’dan Bugüne: Bir Askerin Ruhu, Bir Milletin Sorumluluğu
Bir Kalbin Attığı Yer: Bayrampaşa’da Türk Dünyası
Türk Dünyası Medyasında Tarihi Buluşma: Kazakistan’dan Yükselen Ses
Türk Dünyasının İletişim ve Sanat Zirvesi Almatı’da Başlıyor!
Bulgaristan`da Aşırı Yüklü Kamyonlara Sensörlü Otomatik Ceza Sistemi Başladı
Turan Diyarlara Ayağı Kaldırmak
V. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI İLETİŞİM VE SANAT SEMPOZYUMU BASIN BİLDİRİSİ
Töre: Kılıçtan Güçlü Bir Miras
Bulgaristan’da Şipka Tüneli İçin Tarih Verildi