Raziye ÇAKIR
İnsanoğlu, hayat yolculuğunda türlü zorluklarla karşılaşır. Kimi zaman daralan göğsüne ferahlık, kimi zaman acılarının dinmesini ister. İşte bu noktada dua, sadece sözlerden ibaret bir niyaz değil; kalbin en derininden yükselen, ruhu teskin eden, insana yönünü hatırlatan bir teslimiyettir.
“Allah’ım, günümüzü hayırlı eyle, bereketli eyle.” diye başlayan bir dua, aslında bütün bir hayatın özeti gibidir. Çünkü insan, zamanın her anında hayrı arar. Her gün, her dakika bir fırsattır; ya iyiliğe vesile olur ya da gafletle tüketilir. Duamız, zamanı hayırla değerlendirme bilincinin ifadesidir.
Hikmet ve İdrak Üzerine
Dua, sadece dilek değil; aynı zamanda insanın ahlaki ve manevi terbiyesinin de bir parçasıdır. “Bizi hikmet ehli eyle, hikmetsiz tutumlardan uzak eyle.” niyazı, aklın ve kalbin dengesini arayışın işaretidir. Hikmet, bilgiyi doğru yerde kullanma erdemidir. İnsan, ancak hikmetle yolunu bulur; hikmetsiz tutum ise kişiyi karanlığa sürükler.
Firavun karakterinden uzak olmak, aslında kibirden, zulümden ve nefsin esaretinden uzak kalmak demektir. Bunun karşısında ise Ahlâk-ı Muhammedî durur: merhamet, adalet, tevazu ve güzel ahlak… Dua, insana bu ahlak üzere yaşamayı hatırlatır ve kalbe yön verir.
Kulluk Bilinci
“Bizi inanıp güvenenlerden eyle, sebat edenlerden eyle, kime kulluk ettiğinin farkında olanlardan eyle.” sözleri, kulluğun şuuruna varmayı anlatır. Çünkü insanın en büyük yanılgısı, kime kul olduğunu unutmasıdır. Dua, bu bilinci diri tutar.
Yanlış hislerin doğruya çevrilmesi, yanlış anlayışların giderilmesi, hatalı yollardan dönülmesi… Bunların her biri, duanın insanı arındıran ve yeniden inşa eden yönüdür. Dua, insanın iç dünyasında bir muhasebe başlatır; kusurlarını fark ettirir, hatalarını kabul ettirir ve arınma yolunu gösterir.
Affın ve Korumanın Kapısı
Allah’ın en büyük lütuflarından biri affediciliğidir. “Sen affedicisin, affı seversin, bizleri de affeyle.” diye yakarırken, insan aslında kendi acziyetini ve Rabb’inin rahmetini idrak eder. Affedilmek, sadece geçmişin yükünden kurtulmak değil, aynı zamanda geleceğe umutla bakmaktır.
Her türlü afetten korunmak için edilen dua da insanın Rabbine sığınışını gösterir. Çünkü insan bilir ki, gerçek koruyucu sadece Allah’tır.
Dua, insanın en derin ihtiyaçlarının tercümanıdır. Acıları dindirir, kalbe ferahlık verir, akla hikmet kazandırır, ahlaka yön verir. İnsanı hem içsel bir yolculuğa çıkarır hem de Rabbine yaklaştırır. Ve her dua, şu niyazla taçlanır:
“Allah’ım, bizleri affeyle, mağfiret eyle, bizi her türlü afetten muhafaza eyle. Âmin.”

Sofya’dan Bugüne: Bir Askerin Ruhu, Bir Milletin Sorumluluğu
Bir Kalbin Attığı Yer: Bayrampaşa’da Türk Dünyası
Türk Dünyası Medyasında Tarihi Buluşma: Kazakistan’dan Yükselen Ses
Türk Dünyasının İletişim ve Sanat Zirvesi Almatı’da Başlıyor!
Bulgaristan`da Aşırı Yüklü Kamyonlara Sensörlü Otomatik Ceza Sistemi Başladı
Turan Diyarlara Ayağı Kaldırmak
V. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI İLETİŞİM VE SANAT SEMPOZYUMU BASIN BİLDİRİSİ
Töre: Kılıçtan Güçlü Bir Miras
Bulgaristan’da Şipka Tüneli İçin Tarih Verildi