Avrupa Birliği (AB) son 7 yılın en kötü değerlendirmesini Bulgaristan’a gönderdi.

Bulgaristan’ın durumu karışık bir tablo gibidir.

Gerekli ve uzun zamandan beri beklenen yargı ve adalet sistemi reformu Bulgaristan için çok büyük bir kazanım olabilir.

2008 yazında Başbakan Sergey Stanişev hükümetinde patlayan büyük ölçekli yolsuzluk skandalları nedeniyle AB’nin bazı yatırım fonlarını dondurmasıyla ilgili olarak Avrupa Komisyonu’nun (AK) yayınladığı rapor, gözetim (monitoring) mekanizması yürürlüğe gireli yayınlanan en sert uyarı raporudur. Bu rapor şöyle sona eriyor: “Yüksek katlardaki yolsuzluk ve örgütlü suçlarla ilgili sorgulama, adli kovuşturma ve mahkemelerin bu davalarda karar vermesi, ilerleme testi olacaktır.”

AB üyeliğimizin üzerinden 5 (beş) yıldan fazla bir zaman geçmesine karşın, uzmanların değerlendirmesi değişmediği gibi, ifadeler bir o kadar sertleşmiştir. Daha sert bir dille ve direk hitabeyle ve somut saptamalarla yazılmış yeni raporda AK gözüyle yapılan eleştiride şöyle deniyor:

–     “Bulgaristan’da yargının bağımsızlığı konusunda endişeler devam ediyor.”

Yargı sistemini yöneten en yüksek yargı organı olan Yüksek Yargı Konseyi (YYK) son dönem çalışmalarıyla da Bulgaristan hukuk ahlakını esas öncelik haline getirememiştir;

–     Önemli atamalar, çok güçlü ekonomik ve politik grupların müdahalesi altında

 ve gizlice yapılıyor; Burada denmek istenen Genel Müdürlüklere ve gümrükler, Devlet Elektrik Şirketi (NEK) vb. yüksek kurumlara politik atamalar yapılmasıdır, devlet görevlerine tama yapılırken anonim sınav kuralına uyulmamasıdır.

–   Gizliği olan sözleşmeler, resmi süreçlerden daha ağır basıyor. Hükümet ile oligarşi kurum ve şirketleri arasında böyle gizli sözleşmeler olduğu biliniyor. Bu, uygulama AB fonlarından gelen paralar için tamamen geçerlidir.

–   Yolsuzluklar ciddi sorun olmaya devam ediyor. Yolsuzluk sorunlarını

çözmede hükümet güçsüzdür. Yolsuzluk dalgası devlet makamlarını sarmıştır. Bu konuda, bakanlıklarda çalışanlara sürekli prim ve ödüllendirme paraları dağıtıldığını Bölgesel Kalkınma Bakanlığı örneğinde aşağıda göstereceğiz.

–     Halka açık ihalelerdeki yolsuzluklara son verilebileceği umudunu yitirmeye

başlayan ekonomik çevreler, tepki yükseltiyor. Oligarşi dışı olan şirketler menfaatlerini savunmada güçlük çekiyor. Bu tepki, Bakanlık ve devlet kurumlarında ihalesiz iş yapılmasının yasaklanmasını hedefliyor. İş Adamları Birliği bu teklifleri destekliyor.

–          Rüşvetle başa çıkıldığını kamuoyuna kanıtlayan emsaller olmadığından,

iktidarın üst katlarında yolsuzlukların sorgulandığını ispat etmede güçlük çekiyor. Bugüne kadar Bulgaristan’da ihaleye fesat kaçırma suçundan ne bir ihale durduruldu, ne soruşturma açıldı ne de bakanlıklarda ve yüksek devlet makamlarında çalışanlardan herhangi birinin işine son verildi.

–          Yargılanmış şahıslar mahkeme kararlarının açıklanmasından bir gün önce

ülkeyi terk dip izlerini kaybettirebiliyor…..” Son olarak bir kızın ölümüne neden olan bir katil genç, yargının açıklanacağı gün kayıplara karıştı. Bulgaristan’ın en büyük yolsuzluk olaylarını yöneten ve “anvitamin” üretim tesisi olan, birçok defa azmettiricilikten yargılanan “Galev Kardeşler” gibi mafya temsilcileri ülkeyi terk etmiştir. Büyük paralar karşısında, birçok kişinin infazını tetiklemiş kimi gangsterler elini kolunu sallayarak etrafta dolaşmaya devam ediyor. Bunlar gibi cinayet  olayların sayısı çok büyüktür. Hele Rus mafyasından olup Başbakan Andrey Lukanov’un 1994’te tek kurşunla öldüren, önce ömürlük ağır hapis cezası alan, Yüksek Mahkeme tarafından serbest bırakılan, daha sonra tutukluluk sürelerinde işkence gördükleri gerekçesiyle Strazburg İHM’nde Bulgaristan’ı yargılayarak 150 000 (yüz ellişer bin) Euro tazminat almaları, toplumda şok etkisi yaratan olayların sayısı büyüktür.Para için insan kaçırma “Kilarite 1, 2, 3, 4, 5” davaları devam ediyor.

 

Evet rapordan ana alıntılar durumu apaçık göstermeye yeterli gibi olsa da:

İngiliz Büyükelçisi Conatın Alın’in ifade ettiği üzere “AK raporu ruh bozucudur.” 

Ne yazık ki, bu rapor hükümet katlarında can sıkısı yaşatmadı. Sofya hükümeti değerlendirmeyi nesnelgösterirken, karanlık tabloyla razı olduğunu gizlemedi.

Başbakan Yardımcısı ve Adalet Bakanı Zinaida Zlatanova, son durumda iyileşme izlendiğini anlatmaya çalışırken, “2013’ün ikinci yarısında hükümetin yargıya direk müdahalesi olmadığını”, açıkladı. Onun bildiriminden hemen 4 (dört) saat sonra, meclis ikinci bir öneri tartışılmayı bile gerekli görmeden, Yargı Başmüfettişi atadı. Yine asla tartışılmadan ve görüş açıklamadan Mali Kontrol Komisyonu’na iki yeni müfettiş tayin edildi.

AB komisyonu görüşlerinin mecliste okunmasından hemen 2 saat sonra ise, Önemli atamalar, çok güçlü ekonomik ve politik grupların müdahalesi altında ve gizlice yapılmaya devam etti, AK savı dikkate bile alınman yeni tayinler yapılmaya devam edilerek, rapordaki hususlar bir kez daha doğrulanmış oldu. Şimdi de Yüksek Mahkemelere ve il mahkemelerine 100 yeni özel yetkili yargı görevlisi atanması işlevi de aynı usulle yapılıyor. Üçlü hükümet her konuda bildiğini okumaya devam ediyor. Bilindiği üzere, Temmuz 2014’te mafya şeflerinden olan HÖH milletvekili Daniyel Peevski’nin gizli polis örgütü “DANS” Başkanlığına tepki şeklinde başlayan “HAYIR” hareketi 6 ay devam etti. Bu atama usulsüzlüğü tüm valiliklerde de devam ediyor.

 

Yolsuzluklar ciddi sorun olmaya devam ediyor. Yolsuzluk sorunlarını çözmede hükümet güçsüz kalıyor, çünkü en fazla yolsuzluk yapılan yer bakanlıklardır.

Örnekleyelim:

2013 yılının 10 ayında Bölgesel Kalkınma Bakanlığında çalışanlara prim olarak 2,4 milyon leva dağıtılmıştır. Her memur 4.269 leva almıştır. 2013’ün Ocak ayında “Belene” AES referandumu yapılmazdan önce, bakanlıkta çalışanlara ek olarak dağıtılan 510.905 levanın, 188.082 levası bütçeden 321.923 levası ise operatif programlara teknik destek fonundan sağlanmıştır.  Geçen yılın Nisan ayında Genel Müdürlükler personeline 454.442 le dağıtılmıştır. Bu, susma parası mı, gösterilere pasif kalma parası mı pek anlaşılamamıştır. “Paralar Mayıs 2013’te yapılan parlamento seçimlerini hazırlayanlara destek olarak verildi,” denildi.  Aynı yılın Haziran ayında bakanlıklarda çalışan görevlilere maaşlarına ek olarak verilen 251.484 leva AB fonlarından alınmıştır.

BSP-HÖH- “Ataka” hükümeti ise, Ekim 2013’te Genel Müdürlük personelini 665.166 leva ile destekledi. Hiçbir hükümet rüşvet yolunu kesmek istemiyor. Memurlar avanta bekliyor, hükümetler de onları besliyor. Bu yolsuzluğun içinde hak ve özgürlükçü elit de var tabii. Son paylaşımda kişi başına 1.177 leva verildi. Yol altyapısı ajansına çalışan görevlilere de 826.471 leva dağıtılmıştır.  Basında yayınlanan bu rakamlar, yolsuzlukların yolda, kenarda köşede değil, Bakanlıklarda ve Genel Müdürlüklerde aramak gerektiğini kanıtlıyor ki, bu da AK raporundaki eleştirinin haklı olduğunu ispat ediyor. Bulgaristan yolsuzluk ve rüşvet olayları saymakla bitmez.

Yazar