2007’de Avrupa Birliği’ne katıldığımızda hepimiz umutluyduk. Demokrasi gelecek, yolsuzluk bitecek, halkın yüzü gülecek sandık. Ama bugün gerçekler gözlerimizin önünde: Sözde Türk partisi halkın iradesini temsil etmiyor, aksine yüzümüzü kızartıyor. Yolsuzluk, çıkarcılık ve kirli ittifaklar artık bizim adımızla anılır hale geldi. Bu, kabul edilemez!


Sert Gerçek: Peevski’nin Gölgesinde Kaybolan İrade

Bugün partimizin başına oturtulan Delyan Peevski, Türklerin iradesini temsil etmiyor. O, bir kişinin değil; çürümüş bir sistemin sembolüdür. Türklerin partisi denilen yapının başına Bulgar oligarklarının simgesi geçirilmişse, bu açık bir hakarettir.
Ama unutmayalım: Peevski yalnızca bir isimdir. Asıl sorun, yıllardır halkın iradesini kişisel çıkarları için satan eski düzenin ta kendisidir.


Stratejik Ders: Gelecek Yeni Yüzlerle Kurulacak

Türkler siyasette sadece “oy deposu” değildir. Biz, bu ülkenin eşit vatandaşlarıyız. Demokrasi, Türklerin ayağa kalkışıyla tamamlanacak. Bunun yolu:

  • Eski kalıntıları tasfiye etmek,
  • Gençlere ve temiz siyasetçilere alan açmak,
  • Sivil toplumla, basınla ve yerel örgütlerle sürekli çalışmak,
  • Bulgarlarla ortak demokrasi mücadelesi vermek.

Bir parti kurmak tek başına çözüm değildir; asıl mesele siyasete yeni bir ruh kazandırmaktır.


Umutlu Gerçek: Türklerin Gücü Yeniden Doğabilir

Tarih boyunca Türklerin gücü sabırlı ama kesindir. Ne zaman ayağa kalksak, yalnızca kendi haklarımızı değil, bulunduğumuz ülkenin kaderini de değiştirdik.
Bugün de aynısı mümkündür. Evet, yüzümüzü kızartan siyasetçiler oldu; ama onların gölgesi Türklerin onurunu silemez.

Bizim ihtiyacımız olan şey, yeni bir başlangıçtır.
Yeni yüzler, yeni fikirler, yeni bir siyasi kültür… Ancak bu şekilde hem kendi geleceğimizi hem de Bulgaristan’ın geleceğini kurtarabiliriz.


2026: Kurtuluş mu, Yok Oluş mu?

Önümüzdeki seçimler sıradan bir seçim değil. Bu seçim, Bulgaristan’ın kader seçimi olacak. Her oy bir kurşun değil; her oy bir umut, bir yol, bir gelecek yatırımıdır.
Unutmayalım:

  • Oy, namustur.
  • Oy, onurumuzdur.
  • Oy, kurtuluşun anahtarıdır.

Eğer halk iradesine sahip çıkarsa, Bulgaristan Türkleri yeniden ayağa kalkacak. Eğer eski düzenin zincirleri kırılmazsa, ülke hem Türkler hem Bulgarlar için karanlığa sürüklenecek.


Uyanış Başlıyor

Artık yeter! Başka devletlerin uydusu olmaya da, kendi içimizdeki hırsızlara da, yüzümüzü kızartan liderlere de mecbur değiliz.
Türklerin sabrı büyük ama sonsuz değil. Ve sabrımız tükendiğinde, yalnızca kendi toplumumuzu değil, tüm Bulgaristan’ın geleceğini değiştirecek güce sahibiz.

Uyanış zamanı geldi.
Türklerin yeniden ayağa kalkma zamanı.
Kurtuluş da yok oluş da bizim ellerimizde.

Yazar