Derya YILDIRIM

Hayat, her birimizin içinde yer aldığı dev bir kitap gibi. Ancak bu kitabı okumak öyle sanıldığı kadar kolay değil. Sayfaları çevirmek için bilgi, sabır, sevgi ve anlayış gerekiyor. Hayatı okuyabilmek, sadece olayları görmek ya da yaşamak değil; yaşananların anlamını çözebilmek, dersler çıkarabilmek ve onları geleceğe aktarabilmektir. Peki, bunu kaçımız yapabiliyoruz?
Dünyanın en büyük problemi, insan yetiştirmek. Çünkü insan yetiştirmek sadece bilgiyi aktarmak ya da bir beceriyi kazandırmak değil. İnsan yetiştirmek, onun ruhunu, ahlakını ve karakterini inşa etmek demek. Bu süreçte sabır, emek ve sevgi, en önemli yapı taşları. Ancak maalesef, günümüz dünyasında insan yetiştirme sanatı giderek geri planda kalıyor. Daha çok başarı, daha çok para, daha çok güç peşinde koşarken, aslında insanı ihmal ediyoruz.
Oysa insan, bir tohum gibi düşünülmeli. Ona ne ekerseniz, nasıl bakarsanız, o şekilde büyür. Ona sevgi, adalet ve merhamet tohumları ekerseniz; hayata karşı güçlü, vicdanlı ve dürüst bireyler yetişir. Ama göz ardı edilen, sadece bir sistemin çarkında dönmeye zorlanan bireyler, kendi değerlerini ve hayata olan bağlılıklarını yitirebilir.
Hayatı okuyabilmek ve insan yetiştirmek, bir medeniyetin geleceğini belirler. Bu nedenle, her birimiz bu sorumluluğu taşımalıyız. Evde bir ebeveyn, okulda bir öğretmen, toplumda bir lider ya da sadece bir birey olarak, önce hayatı doğru okumalıyız ki insan yetiştirme sürecine gerçek bir katkı sağlayabilelim.
Unutmayalım, hayatı okumak bir sanattır. Ve bu sanatı öğrenmeden, dünyanın en önemli problemi olan insan yetiştirme işini çözemeyiz. Öyleyse, gelin hayatı okumayı öğrenelim; hem kendimizi hem de geleceğimizi doğru şekillendirelim.

Yazar