Dr. Nedim BIRINCI
Bir Karardan Fazlası: Medeniyetin Yeni Yürüyüşü
Türk-İslam ordularının Rumeli’ye geçmesi, Osmanlı tarihi açısından yalnızca askeri bir hamle değil, aynı zamanda bir medeniyet vizyonunun ilk adımıdır. Bu karar, bir çağın kapanıp yeni bir çağın açılmasına vesile olmuş; sadece toprak değil, gönüller de fethedilmiştir.
Süleyman Paşa’nın Öncülüğünde
Bu büyük geçişin mimarı, Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa idi. Stratejik zekâsı, ileri görüşlülüğü ve kararlılığıyla, Osmanlı’nın Avrupa’ya açılan kapısını aralayan isim oldu. Ancak bu sefer sadece onun adıyla değil, birlikte hareket ettiği önemli bir isimle de anılmalı:
Yanında Sessiz Kahraman: Kırcaali Bey
Tarihin tozlu sayfalarında adı daha az anılsa da, Kircilarin Ali – Kırcaali Bey bu stratejik harekette Süleyman Paşa’nın en önemli destekçisiydi. Geçiş güzergâhının belirlenmesinden, lojistik desteğe kadar birçok konuda Süleyman Paşa’yla birlikte çalıştı. Fakat onun en sembolik görevi başka bir andaydı…
Rumeli’de Okunan İlk Ezan: Kırcaali’nin Sesi
Tarihi kaynaklara göre, Osmanlı ordusu Rumeli topraklarına ilk kez ayak bastığında, ilk ezan sesini okuyan kişi Kırcaali Bey oldu. Bu, yalnızca bir ibadet çağrısı değildi. O ezan, bir medeniyetin yeni bir kıtaya attığı adımın simgesiydi. Ezanın yankılandığı o an, hem ruhlarda hem topraklarda derin bir iz bıraktı.
Bu Fetih Sadece Toprakla Sınırlı Değildi
Rumeli’deki ilk fetih, klasik anlamda bir “kılıçla alınan şehir” değil, akıl, strateji ve hikmetle kazanılan bir zaferdir. Süleyman Paşa ve Kırcaali Bey gibi liderlerin halkla kurduğu ilişki, adaletli yönetim anlayışı ve İslam’ı temsil ediş biçimi bu fethin başarısındaki en önemli unsurlardı.
Tarih Unutturulmak İsteniyor
Bugün ne yazık ki bu tarihî olaylar ders kitaplarında birkaç satırla geçiştiriliyor. Rumeli’deki ilk ezan, ilk cami, ilk vakıf, ilk medrese gibi kavramlar çoğu zaman unutulmuş ya da unutturulmuştur. Oysa bu fetih, sadece Osmanlı için değil, dünya tarihi için de bir dönüm noktasıdır.
Oyunlara Dikkat! Tarihimize Sahip Çıkalım
Bugün tarihimizin üzerindeki sis perdesi, sadece ilgisizlikten değil, bilinçli çarpıtmaların da sonucudur.
Bizi köklerimizden koparmak isteyenler, özellikle bu tür stratejik ve sembolik olayları görmezden gelir ya da küçümser. Bu yüzden dikkatli olmalı, tarihimize sahip çıkmalıyız.
Anlatmalıyız: Romanlarla, Dizilerle, Filmlerle
Böylesine büyük bir medeniyet yürüyüşü, sadece kitap sayfalarında kalmamalı.
Bu geçişler, romanlara konu olmalı, dizilerde canlandırılmalı, belgesellere ve filmlere dönüşmelidir.
Genç nesil, tarihini duyarak değil, hissederek öğrenmelidir.
Bir Medeniyetin Sessiz Başlangıcı
Rumeli’ye geçen o ilk Osmanlı birliğiyle birlikte başlayan süreç, Avrupa kıtasında asırlar sürecek bir medeniyet izinin başlangıcıydı. O ezan sesiyle başlayan bu yürüyüş, barışın, adaletin ve kardeşliğin sesi olmuştur.
Unutmayalım: İlk adımı bilmeyen, geleceğe sağlam yürüyemez.
Rumeli’deki ilk ezanı, ilk fethi ve ardındaki vizyonu anlamak; sadece geçmişi değil, geleceği de inşa etmektir.

Sofya’dan Bugüne: Bir Askerin Ruhu, Bir Milletin Sorumluluğu
Bir Kalbin Attığı Yer: Bayrampaşa’da Türk Dünyası
Türk Dünyası Medyasında Tarihi Buluşma: Kazakistan’dan Yükselen Ses
Türk Dünyasının İletişim ve Sanat Zirvesi Almatı’da Başlıyor!
Bulgaristan`da Aşırı Yüklü Kamyonlara Sensörlü Otomatik Ceza Sistemi Başladı
Turan Diyarlara Ayağı Kaldırmak
V. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI İLETİŞİM VE SANAT SEMPOZYUMU BASIN BİLDİRİSİ
Töre: Kılıçtan Güçlü Bir Miras
Bulgaristan’da Şipka Tüneli İçin Tarih Verildi