Dr. Nedim BİRİNCİ

Son 35 yılda Türkiye’de Bulgaristan Türklerine dair yazılan kitaplar, Ahmet Doğan gibi figürleri öven, onların liderliğini sorgusuz kabul eden ve gerçekleri çarpıtan bir içerikle dolu oldu. Bu eserlerde, Bulgaristan Türklerinin tarihine zarar veren liderlerin ve politikaların halka verdiği zararlar göz ardı edildi. Daha da kötüsü, bu eserler aracılığıyla yanlış bir tarih yazıldı ve halk, gerçeğin peşine düşmek yerine yanılgılarla dolu bir hikayeye inandırıldı. Şimdi, bu çarpık tarih anlatısını oluşturan yazarlara ve akademisyenlere “hesap sorulmalı mı?” sorusu gündeme geliyor.
Neden Gerçekler Yazılmadı?
1. Siyasi Dengeler ve Manipülasyon Ahmet Doğan ve çevresi, hem Bulgaristan’da hem de Türkiye’de güçlü bir siyasi mit yaratarak kendilerini halkın kurtarıcısı gibi sundular. Türkiye’deki yazar ve akademisyenlerin bir kısmı, bu mitin bozulmasını istemedi. Siyasi hesaplar ve diplomatik ilişkiler, gerçeği yazmak isteyenlerin önünü kesti.
2. Yetersiz Araştırma ve Bilgi Eksikliği Türkiye’de yazılan birçok kitap, gerçek araştırmalara dayanmaktan ziyade yüzeysel bilgi ve duyumlarla hazırlandı. Yazarların çoğu, derinlemesine araştırmalar yapmak yerine, popüler algıyı destekleyen hikayelerle kitaplarını doldurdular.
3. Toplumsal Suskunluk Göçmen topluluklar arasında gerçekleri sorgulama alışkanlığı zayıf kaldı. Ahmet Doğan ve partisi (HÖH/DPS), halkın gözünde “tek seçenek” olarak görüldü. Toplum, liderliği eleştirmek yerine kabul etmeyi tercih etti ve bu suskunluk yazarlara da yansıdı.
4. Medya ve Yayıncılık Baskısı Türkiye’deki yayıncılık sektörü de Ahmet Doğan’ın çevresindeki siyasi ve ekonomik bağlantılarla şekillendi. Eleştirel bir bakış açısıyla yazılan eserler desteklenmedi, yayımlananlar ise genellikle övgü dolu bir dil kullandı.
5. Bilerek ve Bilinçli Çarpıtma Bazı yazarlar, Ahmet Doğan ve çevresine yakın oldukları için bilerek gerçekleri çarpıttı. Halkın zararına olan politikaları görmezden gelerek Doğan’ı yücelttiler. Bu kişiler, siyasi kazanç veya maddi çıkar sağlama amacıyla toplumu yanlış yönlendirdiler.
Ahmet Doğan’ın Gerçek Zararları
1. Kimlik ve Kültür Kaybı: Ahmet Doğan’ın liderlik ettiği süreçte, Bulgaristan Türklerinin Türk kimliği zayıfladı. Kültürel ve dini projelere yeterince destek verilmedi.
2. Ekonomik Geri Kalmışlık: Ahmet Doğan ve çevresi, Bulgaristan Türklerini ekonomik olarak güçlendirecek adımlar atmaktan ziyade kendi ekonomik çıkarlarını önceledi. Bu durum, halkın fakirleşmesine neden oldu.
3. Asimilasyon Politikalarına Karşı Yetersizlik: Ahmet Doğan, Bulgaristan devletinin Türklere yönelik asimilasyon politikalarına karşı güçlü bir duruş sergileyemedi. Hatta bazı durumlarda bu politikalarla uzlaşma içinde olduğu iddiaları var.
4. Halkın Temsiliyet Eksikliği: Bulgaristan Türklerini temsil ettiğini iddia eden Ahmet Doğan ve partisi, halkın gerçek ihtiyaçlarını göz ardı ederek kendi politikalarını yürüttü.
Bugün Bu Yazarlardan Hesap Sorulmalı mı?
Hukuki ve Etik Sorumluluk
Eğer bu yazarlar, bilerek ve isteyerek halkı yanıltmış, gerçekleri çarpıtmış ve topluma zarar vermişse, hesap sorulması gerektiği düşünülebilir. Ancak bu hesap sorma, yalnızca bir cezalandırma değil, aynı zamanda doğruyu ortaya çıkarma süreci olarak ele alınmalıdır.
Toplumsal Bir Hesaplaşma
Bu yazarlardan toplumsal olarak hesap sormak, geçmişle yüzleşmek ve yanlışların düzeltilmesi açısından önemlidir. Bu hesaplaşma, gerçeklerin açığa çıkması ve halkın doğru bilgiye ulaşması adına bir sorumluluk taşımalıdır.
Eserlerin Yeniden Değerlendirilmesi
Geçmişte yazılan kitaplar, akademisyenler ve bağımsız araştırmacılar tarafından yeniden incelenmeli, yanlış bilgiler ortaya çıkarılmalı ve halkın doğruyu öğrenmesi sağlanmalıdır. Yalan ve çarpıtma içeren eserlerin etkisiz hale getirilmesi için de çalışmalar yapılmalıdır.
Çözüm Önerileri
1. Gerçek Tarih Yazımına Geçilmesi: Türkiye’de ve Bulgaristan’da, Bulgaristan Türklerinin gerçek tarihini yazacak bağımsız ve tarafsız akademisyenlerin çalışmaları teşvik edilmelidir.
2. Geçmişteki Kitapların Eleştirisi: Daha önce yazılmış olan kitaplar, bağımsız bir kurul tarafından incelenmeli ve doğru bilgiden sapmış olanların eleştirisi yapılmalıdır.
3. Halkı Bilinçlendirme Kampanyaları: Bulgaristan Türkleri arasında, geçmişle yüzleşmeyi ve gerçekleri öğrenmeyi teşvik edecek programlar başlatılmalıdır. Bu kampanyalar, toplumun liderlik algısını sorgulamasına yardımcı olabilir.
4. Ahmet Doğan ve Çevresinin Etkilerinin Araştırılması: Ahmet Doğan’ın liderliği döneminde Türklere verdiği zararlar, derinlemesine araştırılmalı ve belgelenmelidir.
5. Yeni Nesil Yazar ve Akademisyenlerin Yetiştirilmesi: Genç nesiller arasında tarih bilincini güçlendirecek çalışmalar yapılmalı, bu alanda çalışan akademisyenlere ve yazarlara destek verilmelidir.
Sonuç
Türkiye’deki Bulgaristan Türklerinin tarihi, yazılmamış ya da çarpıtılmış bir geçmişle doludur. Ahmet Doğan gibi figürler, halkın temsilcisi olarak lanse edilip övülürken,

onların topluma verdiği zararlar göz ardı edilmiştir. Bugün, geçmişte bu yanlışları yazanlardan etik ve toplumsal bir hesap sorulmalıdır. Ancak bu hesaplaşma, bir cezalandırmadan ziyade gerçekleri ortaya çıkarma, halkı bilinçlendirme ve doğru bir tarih yazımına adım atma süreci olarak ele alınmalıdır. Çünkü toplumun geleceği, ancak gerçekleri öğrenip geçmiş hatalardan ders almakla şekillenir.

Yazar