Derya YILDIRIM

Türk tarihi boyunca, toplumsal düzenin, adaletin ve dayanışmanın temel taşları olan “töre,” yalnızca bir hukuk sistemi değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olarak var olmuştur. Bilge Kağan’ın anayasası olarak bilinen “Töre,” Türk milletinin adalet anlayışını, sosyal düzenini ve değerlerini yansıtan en eski yazılı metinlerden biridir.

Töre’nin Felsefesi
Bilge Kağan, Töre’yi “Tengri’den kut alan” bir milletin yol göstericisi olarak sunar. Tengri’ye inanç ve bağlılık, törenin temel taşıdır. Bu yasalar yalnızca birer kural dizisi değil, Türk milletinin kimliğini, dayanışmasını ve onurunu koruyan bir yaşam rehberidir. Töre’nin şu temel prensipleri, o dönemin toplumsal yapısını ve değerlerini anlamak açısından oldukça önemlidir:

1. Birlik ve Bütünlük: “Bir İl, bir Kağan, bir Tengri!” anlayışı, Türk milletinin liderlikte ve inançta birlik olması gerektiğini vurgular. Toplumun düzeni, ancak güçlü bir liderlik ve ortak değerler etrafında birleşmeyle sağlanabilir.

2. Adalet ve Hesap Verilebilirlik: “Kimse töreden üstün değildir,” diyen Bilge Kağan, töreye uygun yaşamayanların hesap vereceğini belirtir. Bu, bir Kağan’dan bir çobana kadar herkesin töreye tabi olduğunu gösterir.

3. Ahlaki Değerler: Töre, ahlaki değerleri sıkı sıkıya korur. Yalan söylemek, hırsızlık yapmak, komşuyu gözetmemek gibi eylemler kesinlikle yasaklanmış; doğruluk, merhamet ve adalet yüceltilmiştir.

4. Doğa ve Çevreye Saygı: “Gereksiz yere ağaç kesmeyeceksin, suyu kirletmeyeceksin” ilkesi, o dönemde bile doğaya olan duyarlılığı ortaya koyar. Bu, Türklerin yalnızca insanlara değil, doğaya da saygılı bir toplum olduğunu kanıtlar.

Günümüzde Töre’nin İzleri
Töre, yalnızca geçmişte kalan bir hukuk düzeni değil, Türk toplumunun genetik kodlarında var olan bir anlayıştır. Bugün bile adalet, yardımlaşma ve birlik gibi değerler, Töre’nin yüzyıllar önce belirlediği prensiplerden beslenir. Modern hukuk sistemlerinin temellerinde bile bu ahlaki ve etik kuralların izlerini görmek mümkündür.

Töre’nin Evrensel Mesajı
Töre’nin en dikkat çekici özelliği, yalnızca bir millete hitap etmekle kalmayıp evrensel değerlere de ışık tutmasıdır. Bugün, dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan adaletsizlikler, doğa tahribatı ve toplumsal bölünmeler göz önüne alındığında, Töre’nin felsefesi insanlık için halen bir rehber niteliği taşır. “Kin ve gururdan uzak olunacak,” “Mazluma merhamet, zalime azap duyulacak,” ve “Herkes adaletle iş görecek” gibi ilkeler, toplumların barış ve huzur içinde yaşaması için temel prensiplerdir.

Sonuç: Töre’nin Mirası
Bilge Kağan’ın “Töre”si, yalnızca bir anayasa değil, Türk milletinin varoluş felsefesini özetleyen bir rehberdir. Bu miras, binlerce yıl sonra bile Türk toplumunun değerlerini anlamak ve yaşatmak açısından eşsiz bir kaynaktır.

“Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe,” bu kadim törenin ışığı, Türk milletinin yolunu aydınlatmaya devam edecektir.

Yazar