İbrahim SOYTÜRK
Dünyada sayısız canlı türü var, her biri yaşamın karmaşık döngüsünün bir parçası. Ancak insan, bu döngüde benzersiz bir yer tutuyor. İnsan, akıl ve fikir gibi ayrıcalıklı yetilerle donatılmış tek canlıdır. Bu yetiler, ona sadece diğerlerinden farklı olma gücü vermez, aynı zamanda bu dünyadaki durumdan sorumlu olma yükümlülüğünü de beraberinde getirir. İnsan, hem iyiliğin hem de kötülüğün dünyadaki başlıca kaynağıdır.
İnsan ve Akıl: Farklılık Nerede?
İnsanı diğer canlılardan ayıran şey, yalnızca biyolojik özellikleri değil; düşünme, planlama, yaratma ve ahlaki değerler üretme yetisidir. Ancak bu fark, insana bir üstünlük sağlamaz; aksine, onu daha büyük bir sorumluluğa çağırır. Çünkü akıl, yalnızca bireysel hayatı şekillendirmek için değil, toplumu ve dünyayı da yönlendirmek için verilmiştir.
İnsan ve Denge: Doğanın Koruyucusu
Dünya, hassas bir denge üzerine kuruludur. Doğa, her şeyin birbirine bağlı olduğu karmaşık bir sistemdir. İnsan ise bu sistemin parçası olmanın ötesinde, onu koruma ve sürdürülebilir kılma görevine sahiptir. Ancak bu dengeyi korumak yerine bozduğunda, hem diğer canlıların hem de kendi yaşamını tehlikeye atar. Ormansızlaşma, çevre kirliliği, iklim değişikliği gibi sorunlar, insanın dengeyi gözetmeyen eylemlerinin sonucudur.
İnsan ve Sorumluluk: İyilik ile Kötülük Arasında
İnsanın bu dünyadaki varlığı, sorumlulukla tanımlanır. İnsana akıl verilmişse, bu akıl hem iyiliği hem de kötülüğü üretme gücüne sahiptir. Bugünkü dünya, insanların ortak kararlarının bir sonucudur:
İyilik: İnsan, doğayı koruyabilir, diğer canlılara yardım edebilir, adaleti ve eşitliği savunabilir. Eğitim, bilim ve sanat gibi araçlarla dünyayı daha iyi bir yer haline getirme potansiyeline sahiptir.
Kötülük: İnsan, ihtiras ve açgözlülükle hareket ettiğinde, dünyayı savaş, yoksulluk ve çevre tahribatına sürükler. Kötülük, insanın sorumluluklarını unutmasıyla ortaya çıkar.
İnsan ve Gelecek: Seçimlerimizle Şekillenen Bir Dünya
Bu dünyada insanın rolü, yalnızca yaşamak değil, aynı zamanda dünyayı gelecek nesiller için yaşanabilir kılmaktır. Bu, bireysel ve toplumsal düzeyde bir farkındalık ve çaba gerektirir. Sürdürülebilir bir yaşam, doğaya saygı, toplumsal adalet ve empati gibi değerler, insanın bu sorumluluğu yerine getirmesinin yollarıdır.
Sonuç: Sorumluluk ve Akıl
İnsan, dünyadaki diğer canlılardan farklı olarak, kaderini ve çevresini şekillendirme gücüne sahiptir. Bu güç, hem iyiliği hem de kötülüğü büyütebilir. İnsan, aklını ve fikrini hangi yönde kullanırsa, dünya da o yönde şekillenir. Bu nedenle insan, hem bireysel hem de kolektif düzeyde sorumluluğunun farkında olmalı ve bu dünyadaki varlığını bir denge unsuru olarak görmelidir. Çünkü dünya, bizim seçimlerimize göre şekillenen bir aynadır.
_____________________________________________________________________
İnsanın Yükü
Dünyanın bağrında bir yolcuyuz,
Her adım bir iz, her iz bir avuç toz.
Akıl verir gökler, fikir dolu bir ses,
İyilik de bizden, kötülük de bizden bes.
Sonsuz mavilikte nefes alan biz,
Ormanı, toprağı dert edeniz.
Ama unutkan bir yürek taşırız,
Bazen sever, bazen de yakarız.
Sorulur sorular yıldızlı gecelerde,
“Niye buradayız, bu yükle nerede?”
Cevap mı? Gözlerimizde saklı,
İnsanın yükü, hem ağır hem tatlı.
İçimizde bir denge, kurmamız gerek,
Dünya bize emanet, sevdalı bir dilek.
Koruyalım, yaşatalım tüm renkleri,
Çünkü bu hayat, her şeyden derin bir şiir.
Bilinçle yanan bir meşaledir insan,
Hem karanlıkta, hem ışıkta bir roman.
Bu dünya, bizim en kutsal yuvamız,
Hadi, yeniden inşa edelim tüm bağımız.