Gülten RAYİMOĞLU
Gün Gelecek, Bütün Türkler Birleşecek!
Ve işte o vakit, tarih yeni baştan yazılacak…
Tarih sahnesinde nice milletler, nice imparatorluklar görüp geçirdik.
Ancak bu toprakların üstünde asırlardır süregelen bir gerçek var: Türkler, varoluşlarından bu yana yalnızca güçlü olmayı değil, adaletin timsali olmayı da başarmış bir millet olarak hep ön planda durdu.
Öyle ki sadece kılıçla değil, sözle; yalnızca zaferle değil, kültürüyle de dünyaya yön verdiler.
Bugün dünyanın dört bir yanında dağılmış bir Türk coğrafyası var.
Asya steplerinden Balkanlara, Kafkasya’dan Orta Doğu’ya kadar uzanan geniş bir haritaya yayılan Türk halkları, zaman içinde farklı coğrafyalara, farklı yönetim biçimlerine ve hatta farklı dillere bölünmüş olsa da bir ortak bağ bizi birbirimize bağlıyor:
Türk olma bilinci.
Peki ya bir gün bu coğrafyalar arasındaki sınırlar zihnimizdeki engellerden ibaret olur ve tüm Türkler yeniden birleşirse? İşte o gün, geçmişten geleceğe uzanan büyük bir uyanışın zamanı gelmiş demektir. Çünkü birleşmiş bir Türk dünyası, yalnızca kendi halklarının değil, aynı zamanda mazlum milletlerin de umudu olacaktır.
Türk milletinin geçmişten gelen adalet ve merhamet anlayışı, bugün bile bize rehberlik ediyor.
Zalimlere karşı mazlumların yanında duruşumuz, barış ve kardeşlik için gösterdiğimiz çaba ve her şartta koruduğumuz bağımsızlık ruhu, Türk’ün özünde olan değerlerdir.
Birleşmiş bir Türk dünyası, yalnızca askeri bir güç değil, aynı zamanda kültürel bir rönesansın, ekonomik bir devrimin ve insanlık için yeni bir umudun sembolü olacaktır.
Bir gün gelecek…
Gök kubbede yankılanan ezgilerimiz, aynı dile sahip coğrafyalarda bir ağızdan söylenecek.
Bir gün gelecek…
Türkistan’dan Anadolu’ya uzanan köprüler yalnızca sembolik değil, fiziksel olarak da yeniden inşa edilecek.
Bir gün gelecek…
Türk dünyası, sadece tarih kitaplarında değil, dünyanın gözünde hak ettiği itibarıyla tanınacak.
Ve işte o vakit, herkes Türk’ün gücüne ve adaletine biat edecek!
Ancak bu biat, korkudan değil; saygıdan, hayranlıktan ve Türk’ün taşıdığı değerlerden kaynaklanacak. Çünkü Türk milletinin büyüklüğü yalnızca kılıçla değil, ilimle, irfanla ve vicdanla kendini gösterir.
Gün gelecek, bütün Türkler birleşecek!
Ve o gün, insanlık yeni bir çağın kapılarını aralayacak. Bu bir ütopya değil, tarihsel bir gerçekliktir.
Çünkü her şey bir hayalle başlar, bir inançla filizlenir ve bir adımla gerçeğe dönüşür.
Biz o gün için hazır mıyız?
Unutmayın, Türk’ün gücü birliğinde saklıdır.
Bu güç, mazlumların dualarında, gençlerin hayallerinde ve tarihimizin her bir satırında gizlidir.
Şimdi o günü beklemek değil, o günü inşa etmek için harekete geçme zamanıdır!