Rafet ULUTÜRK
Bulgaristan’da hükümetin istifası yalnızca siyasi bir kararın duyurulduğu bir an değil; Sofya’nın soğuk Aralık akşamında binlerce insanın nefesinin birbirine karıştığı uzun bir hikâyenin yeni bir dönemece girişi oldu. Meydanlarda yankılanan sesler, bir bütçe maddesini aşan yılların biriktirdiği sabırsızlığı, umudu, öfkeyi ve yeniden başlama arzusunu taşıyordu.
Sokak lambalarının sönük ışıkları altında toplanan kalabalık, aslında yıllardır aynı soruyu soruyordu: “Bizi kim duyacak?”
Bu kez cevap, hükümetin istifasıyla geldi; fakat bu cevabın bir son mu yoksa bir başlangıç mı olduğu hâlâ muğlak bir çizginin üzerinde duruyor.
Ve elbette, ülkede her siyasi çalkantı yaşandığında olduğu gibi bu defa da tartışmaların merkezinde aynı isim belirdi: Peevski.
Bulgaristan’ın siyasal hikâyesi yazılırken, satır aralarında hep bir yerlerde duran bir isim.
İşte tam da bu yüzden, dün gece yaşanan istifa yalnız bir hükümetin düşüşü değil; aynı zamanda toplumun yıllardır içinden çıkamadığı bir labirentte yeni bir duvarın daha yıkılışı gibiydi.
Protestocuların taşıdığı pankartlarda öfke kadar umut da vardı.
Çünkü bir ülkenin hikâyesi, yalnızca kimlerin yönettiğiyle değil, halkın hangi anlarda susmayıp ayağa kalktığıyla yazılır.
Ve dün gece Bulgaristan kendi hikâyesine yeni bir satır ekledi:
“Biz buradayız.”
Şimdi bütün ülke, karla karışık bir bekleyişin içinde. Parlamento koridorları sessiz, meydanların yankısı hâlâ taze…
Yeni hükümet arayışları, müzakereler, ittifaklar, olası kopuşlar ve yeniden birleşmeler…
Fakat bütün siyasi ihtimallerin ötesinde, en güçlü gerçek yine halkın kalbinde saklı duruyor:
Değişim, bazen bir gecede olmaz ama bazen bir gecede başlar.
İstifa bir kapının kapanışı değil; yeni bir kapının aralanışı gibidir.
Ama o kapının ardında ne olduğunu görmek, sadece siyasetin değil; halkın ısrarı, meydanların kararlılığı ve ülkedeki güç odaklarının hareketiyle belirlenecek.
Belki Peevski’nin adı yine tartışılacak.
Belki yeni aktörler yükselecek.
Belki Bulgaristan, uzun süredir beklediği yenilenmeyi başlatacak.
Ama dün gece yaşanan an, ne olursa olsun, şunu gösterdi:
Bir millet, gerektiğinde kaderini yeniden yazmak için ayağa kalkabiliyor.
Ve o gece, Sofya’nın sokaklarında yankılanan her adım Bulgaristan’ın geleceğinde yankısını bulacak.
İstifa bir bitiş değil; sessizce atılan bir noktanın ardından gelen yeni bir cümlenin başlangıcı.
Yazar
Bunu paylaş:
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Facebook
- X'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) X
- Linkedln üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) LinkedIn
- Threads'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Threads
- WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) WhatsApp
- Pinterest'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Pinterest
- Telegram'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Telegram

Türkiye ile Azerbaycan arasında akademik işbirliği güçleniyor
Bulgaristan’da İstifanın Ardından: Sessiz Bir Gece, Yükselen Bir Hafıza
Bulgaristan Hükümetinin İstifası Sonrası Siyasal Dönüşüm Dinamikleri ve Olası Politik Yönelimler
Bulgaristan’da Hükümet İstifa Etti
Hüseyin Nihal Atsız’ın İz Bırakan Mirası
Една Държава, Която Се Страхуваше от Собствените си Деца
БЪЛГАРИЯ И НЕЙНОТО САМОУБИЙСТВЕНО МИНАЛО: Нация, Която Застреля Своя Собствен Мозък, Сърце и Бъдеще
BULGARİSTAN’IN KENDİNE KIYDIĞI TARİH: Bir Ulusun Aklını, Yüreğini ve Kardeşliğini Kurşuna Dizmesi