Gülten RAYİMOĞLU
Bazen kendimize şu soruyu sorarız: “Gerçekten kimim?”
Modern hayatın karmaşası içinde, bu basit soru tuhaf bir şekilde karmaşık bir bilmeceye dönüşebilir. Kendin olmak, kulağa basit gibi gelir, ama çoğu zaman çevremizin dayattığı kimliklerden sıyrılıp gerçek benliğimizi bulmak zordur.
Herkesin birbirine benzediği, “şunu giy, bunu söyle, şöyle davran” gibi kurallarla yönlendirildiği bir dünyada, kendin olabilmek cesaret ister. Çoğu insan başkalarının onayını kazanmak için maskeler takar. Ama ne kadar maske takarsak takalım, sonunda kendi yüzümüzden uzaklaşırız. Sahte gülüşler, başkalarının istediği gibi şekillenmiş bir hayat…
Bunlar belki geçici bir rahatlık sağlayabilir, ama uzun vadede kendini kandırmaktan öteye geçmez.
Kendin olmak, yüzleşmeyi gerektirir. Kendi kusurlarını kabul etmeyi, başkalarının gözünde mükemmel görünmeye çalışmamayı gerektirir. Bu, zayıflık değil, aksine gerçek bir güçtür.
Çünkü sahte bir görüntüyü sürdürmek çok daha yorucudur.
Oysa kendin olduğunda, kimseden izin alman gerekmez.
Eleştirilmekten korkmazsın, çünkü zaten içindeki huzura sahipsindir.
Kendin olmanın güzelliği, özgürlüktür.
Başkalarının beklentilerine uymaya çalışmadığında, hayat çok daha hafif gelir.
Yapmacıklık yerini doğal bir duruluğa bırakır. İnsanlarla olan ilişkilerin daha anlamlı hâle gelir. Seni sen olduğun için sevenler kalır, diğerleri kendiliğinden gider.
Bu kayıp değil, kazançtır.
Dünyaya uyum sağlamak için kendini değiştirme çabası, seni sadece daha yalnız yapar. Çünkü ne kadar değişirsen değiş, içindeki gerçek “sen” bir gün ortaya çıkmak ister. Ve o bastırılmış gerçeklik, bir yük gibi omuzlarında birikir.
Peki, kendin olmak ne demektir?
Bu, bazen “hayır” diyebilmek, bazen herkesin aksi yönde ilerlediği bir yolda tek başına yürüyebilmektir. Başarıyı ya da mutluluğu başkalarının ölçütleriyle değil, kendi değerlerinle belirlemektir. Herkesin seni alkışlamasını beklemeden, kendi başarılarını kutlayabilmektir.
Unutma, dünya bir sahne olabilir, ama bu senin hayatın.
Başkalarının yazdığı senaryolarda figüran olmak yerine, kendi hikâyenin başrol oyuncusu olmayı seç. Kendin ol, çünkü başkası olmaya çalışmak seni asla tam anlamıyla mutlu etmeyecek.
Kendin olmak, hem kendine hem de dünyaya karşı dürüst olmanın en güzel yoludur.
Sahte bir hayatı sürdürebilirsin, ama gerçek bir hayatı sadece kendin olarak yaşayabilirsin.