Eğitim için 41 yıl önce geldiği İstanbul’a aşık olan Bulgar kökenli sanatçı Maria Kılıçoğlu, yerli ve yabancı birçok sanatçının eserinin yer aldığı, bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen “Artweeks@Akaretler” projesi kapsamında düzenlenen sergiye İstanbul sevgisini anlattığı heykeliyle katıldı.
Galata Kulesi, Kız Kulesi, Ayasofya, Sultanahmet Camii, köprüler, martı ve kedi gibi İstanbul’un sembollerini yaklaşık bir yılda tamamladığı heykelinde toplayan Kılıçlıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 41 yıldır Türkiye’de yaşamaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi.
O dönem ismi İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi olan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ni kazanınca hayatında yeni bir sayfa açıldığını dile getiren Kılıçlıoğlu, “Ben çok şanslı bir sanatçıyım. Çünkü İstanbul’a çok genç yaşta geldim. Akademi okudum. Ailem Paris, Avrupa’nın diğer şehirleri ve Rusya ile sürekli ilişki halindeydi. Ame ben hep derim ki batı benim için bir anne, ama Türkiye bir baba gibi. Burada büyüdüm. Burada okudum. Burada var oldum.” diye konuştu.

“Bu şehir katman katman tarih kokuyor”
Kılıçlıoğlu, üniversiteyi bitirince İstanbul’da kalmaya karar verdiğini belirtti.
“Ben İstanbul’a aşığım. Bu heykel benim hayatımda bir sembol ve simge. Bir anlatım. Bu şehir sırlarla dolu ve işin içinde mitoloji de var. Bu şehir katman katman tarih kokuyor. Su içinde ve tertemiz bir enerjisi var. Aynı zamanda bir tanrıça portresi var. Ben onu görüyorum. Orhan Veli şiirleri ve Bedri Rahmi’nin İstanbul anlatımları benim için çok önemli. Orhan Veli’nin şiirleri bana çok ilham verdi. Onun tabiriyle insan kapalı gözlerle dünyayı seyrederse sakin bir şekilde tüm sahneleri görür, rüzgarı ve kedileri hisseder, kuşların seslerini duyar. Ben gözlerim kapalı İstanbul’u dinliyorum. İstanbul çok detaylı bir şehir. Bir sembolü de yok. Kız Kulesi mi Galata Kulesi mi sembol olsun diye hep düşündük. O kadar zengin bir şehir ki. O kendi başına bir sembol. Ben de heykelimle bir sembol yapmak istedim. İstanbul 3 imparatorluğun torunlarının şehri, yani biz onun torunlarıyız. Bütün dünyanın gözü İstanbul’da. Napolyon ‘İstanbul ölümsüzdür. Eğer benim şehrim olsaydı dünyanın merkezi yapardım.’ diyor. Onun şehrinin olması gerekmiyor çünkü İstanbul’un kendisi bir merkez.”
“İstanbul herkesi kucaklayan bir şehir”
İstanbul’un kadim bir şehir olarak binlerce yıllık geçmişe sahip olduğunu ve kültürlerin başkenti olduğunu belirten Kılıçlıoğlu, “Bu şehrin bir anne tarafı var. Herkesi kucaklayıcı bir şehir. Hayvanını, kuşunu her şeyini kucaklıyor. Her türlü ırkı da kucaklıyor ama intikam da alıyor. Birisi onu bozarsa kendini yeniliyor ve intikamanı alıyor. “dedi.
Kılıçlıoğlu, heykelindeki sembolik ögelere ilişkin de “Galata Kulesi var. Burası İstanbul’un en yüksek yeriydi tarihte. Kuşlar var. Biliyorsunuz martı İstanbul’un simgesi, ama kargaları da unutmamak gerekiyor. Kediler zaten İstanbul’un sembolüdür. Fakat herhangi bir kedi değil tekir cinsi sembolüdür. Ayrıca vapurların da İstanbul’da yeri ayrıdır. Sultanahmet ve Ayasofya da bambaşka öneme sahiptir. Ben bunların hepsini birleştirdim.” ifadelerini kullandı.
![]()

“Türk Töresi” Füzuli’de: yaratıcı ve öğretici üç günlük eğitim programı
Türk Asrına Doğru: Geçmişin Sınavından Geleceğin Ufuklarına
Birliğin Unutulan Hikâyesi: Doğu Türkistan’dan Bugüne Uzanan Ders
Almatı’da Hissedilen Türkiye: 4 Kasım 2025’ten Türk Asrı’na
Sofya’dan Bugüne: Bir Askerin Ruhu, Bir Milletin Sorumluluğu
Bir Kalbin Attığı Yer: Bayrampaşa’da Türk Dünyası
Türk Dünyası Medyasında Tarihi Buluşma: Kazakistan’dan Yükselen Ses
Türk Dünyasının İletişim ve Sanat Zirvesi Almatı’da Başlıyor!
Bulgaristan`da Aşırı Yüklü Kamyonlara Sensörlü Otomatik Ceza Sistemi Başladı