Derya YILDIRIM
Bazen insan geçmişine bakar ve yalnızca yılları değil, yanlış koyduğu insanları da görür. Hayatın fırtınaları bizi sarsmadı, kışın soğuğu da. Ama en güvenli sandığımız ellerde solduk. En çok da dost bildiklerimizin sessiz yargısı, sevdiklerimizin ağır suskunluğu incitti bizi.
Hayatımız “elveda”larla doldu. Her giden, sadece kendini değil, ona bağladığımız umutlarımızı da alıp götürdü. Ve biz, ardında kalan boşlukta, kendi sessizliğimizle kaldık. Çünkü söyleyemediklerimiz, soramadıklarımız, susup yutkunarak geçirdiğimiz o anlar – en derin yaralarımız oldu.
Peki, yarını nerede aramalı? Gözlerinin ardında başka hesaplar taşıyan insanlarda mı? Yoksa havada uçuşan sözlerde, tutulmayan vaatlerde mi? Belki de yarın hiçbirinde değildir. Belki yarın, düş kırıklıklarımızın içinden kendimize kalan parçaları toplama cesaretindedir.
Bugün dünya başka bir terazide tartıyor değerleri. Dostluk, sadakat, insanlık – hepsi para ve menfaatin gölgesinde kayboluyor. İnsan, bütün varlığını birine adasa bile karşılığında çoğu zaman yalnızca ihaneti buluyor. İşte asıl ağır olan da bu: yalnızlık değil, kalbin en derin köşesine yanlış insanları koymuş olmak.
Ama yine de, her düşüşten sonra ayağa kalktık. Ve belki işte tam da bu yüzden yarın hâlâ mümkün. Çünkü umut, başkalarının sözlerinde değil, bizim yeniden başlamamızda gizli.
Yarın nerede mi? Belki dışarıda bir yerde değil. Belki de içimizde, tüm acılara rağmen hâlâ atan kalbimizde saklıdır.

“Türk Töresi” Füzuli’de: yaratıcı ve öğretici üç günlük eğitim programı
Türk Asrına Doğru: Geçmişin Sınavından Geleceğin Ufuklarına
Birliğin Unutulan Hikâyesi: Doğu Türkistan’dan Bugüne Uzanan Ders
Almatı’da Hissedilen Türkiye: 4 Kasım 2025’ten Türk Asrı’na
Sofya’dan Bugüne: Bir Askerin Ruhu, Bir Milletin Sorumluluğu
Bir Kalbin Attığı Yer: Bayrampaşa’da Türk Dünyası
Türk Dünyası Medyasında Tarihi Buluşma: Kazakistan’dan Yükselen Ses
Türk Dünyasının İletişim ve Sanat Zirvesi Almatı’da Başlıyor!
Bulgaristan`da Aşırı Yüklü Kamyonlara Sensörlü Otomatik Ceza Sistemi Başladı