Rafet ULUTURK
Bir zamanlar bilime “insanlığın umudu” denirdi.
Bugün ise gördüğümüz manzara koca bir çöplükten ibaret. Rafine edilmemiş yalanlar, manipüle edilmiş raporlar, kimin işine gelirse onun çıkarına göre kaleme alınmış araştırmalar…
Adına hâlâ “bilim” deniyor ama gerçekte geriye kalan sadece çıkarların kılıfı.
Para kimdeyse hakikat onun dudaklarından dökülüyor.
Büyük şirketler milyarları masaya koyuyor, sonra istedikleri sonuçları “bilimsel gerçek” diye önümüze koyuyor. Siyasetçiler, kendi ajandalarına hizmet eden raporları kutsal metin gibi halka dayatıyor. Akademi mi? Yayın baskısına boğulmuş, fon arayışıyla tükenmiş, özgürlüğünü çoktan rehin vermiş durumda.
Bugün bir makale okuduğunuzda, aslında bilimin sesini değil, patronun siparişini duyuyorsunuz.
Halkı aydınlatmak yerine, halkı yönlendirmek için yazılmış koca bir tiyatro metni…
Gerçeğin yerinde koca bir illüzyon var.
Ve işin en acı tarafı, bunu herkes biliyor ama susuyor.
Susuyor çünkü sistem böyle işliyor.
Susuyor çünkü gerçeği haykıran, kapı dışarı ediliyor.
Susuyor çünkü çıkar düzeni, ahlakı boğmuş durumda.
Bilim dediğimiz şey, eğer adalet ve ahlakla yoğrulmamışsa, geriye kalan sadece süslü bir aldatmacadır. Bugün geldiğimiz nokta, tam da budur. İnsanlık adına utanç verici bir tablo…
Bilimin pusulası şaştı.
Artık hakikatin değil, kimin cüzdanının ağır bastığının peşinden gidiyor.
Eğer bu kirli düzen böyle devam ederse, yarın kimse “bilime güven” diyemeyecek.
Çünkü güven, çürük zeminde yeşermez.
Peki halk ne yapıyor?
Televizyon ekranlarından pompalanan bu sahte bilgilere inanıyor, çünkü başka kaynağı yok.
Halkı aydınlatması gereken bilim, bugün halkı köleleştirmenin aracı haline gelmiştir!
Ama biz susmayacağız.
Bu kokuşmuş düzeni görmezden gelmeyeceğiz.
Bilim, birkaç şirketin ve politikacının oyuncağı değildir!
Bilim halkındır, insanlığındır.
Bugün sesimizi yükseltmezsek, yarın çocuklarımızın önüne koyacak tek şey çürümüş bir bilgi çöplüğü olacaktır. Gerçeği savunmak, adaleti haykırmak, bilimi çıkarların esaretinden kurtarmak bizim boynumuzun borcudur.
Unutmayın:
- Hakikati satın alamazlar!
- Ahlakı fonlarla susturamazlar!
- Adaleti sonsuza dek gömemezler!
Halk uyanmazsa, bilim ölmüştür.
Ama halk uyanırsa, bilim yeniden doğar!

“Türk Töresi” Füzuli’de: yaratıcı ve öğretici üç günlük eğitim programı
Türk Asrına Doğru: Geçmişin Sınavından Geleceğin Ufuklarına
Birliğin Unutulan Hikâyesi: Doğu Türkistan’dan Bugüne Uzanan Ders
Almatı’da Hissedilen Türkiye: 4 Kasım 2025’ten Türk Asrı’na
Sofya’dan Bugüne: Bir Askerin Ruhu, Bir Milletin Sorumluluğu
Bir Kalbin Attığı Yer: Bayrampaşa’da Türk Dünyası
Türk Dünyası Medyasında Tarihi Buluşma: Kazakistan’dan Yükselen Ses
Türk Dünyasının İletişim ve Sanat Zirvesi Almatı’da Başlıyor!
Bulgaristan`da Aşırı Yüklü Kamyonlara Sensörlü Otomatik Ceza Sistemi Başladı