Rafet ULUTURK

Londra’da sokak, hastane, hatta toplu taşıma saatleri bile parayla…
Türkiye’de ise hâlâ halkın nefes alabileceği bedava kolaylıklar var.

Londra’ya İlk Adım: Cebine Vurulan Tokat

Londra’ya ilk kez giden bir Türk, şehrin büyüsüne değil, cebine çarpan tokada şaşırır.
Şehrin merkezine arabayla girmek için 15 pound ödemek zorundasınız.

“İstanbul’da Fatih’e girmek için yol başında 800 lira ödediğinizi hayal edin…
İşte Londra gerçeği bu.”
Daha adım atmadan, daha bir şey yaşamadan cüzdanınızdan kesilen pay… İşte Avrupa’nın gerçek yüzü.

Alışverişin de Bedeli Var

Alışveriş merkezine gidiyorsunuz… Bizdeki gibi rahat rahat “otopark ücretsiz” tabelasını beklemeyin.
Burada park yerleri de ücretli. Üstelik hafta sonu, yani halkın biraz nefes alacağı günlerde daha pahalı.

Hastanede Bile Para

En can yakıcı olanı ise hastaneler.
Çocuğunuz hastalanmış, anneniz acile yetiştirilmiş…
Londra’da aracınızı hastane otoparkına bırakmak için dahi para ödüyorsunuz.

“Doğum da olsa, ölüm de olsa… Londra’da parayı ödemeden hastaneye giremiyorsunuz.”

Tır Şoförlerine Nefes Yok

Yollarda yük taşıyan tır şoförleri için de durum farklı değil.
İngiltere’de tır parkları ücretli. Öyle Türkiye’deki gibi geniş alanlarda, dilediğiniz kadar kalabileceğiniz yerler yok.
Yolda yalnızca bir, iki, bilemediniz dört tır için özel alan ayrılmış. Onun dışında her yer paralı.

“İngiltere’de şoför bile yolda dinlenmek için para ödemek zorunda.”

Çöp Kutusu Bile Yok

Londra’nın göbeğinde çöp atacak yer bulmak bile çok zor.
Sokaklarda çöp kutuları yok denecek kadar az. Modern diye övülen bir şehirde, en basit ihtiyaç bile yok.

Sahte Tatlar: German Döner

Bir de kültür hırsızlığı var. Sokakta “German Döner” tabelası gördüm.
Yunanlıların yaptığı gibi Almanlar da Türk dönerinden esinlenip, kendi isimleriyle pazarlıyorlar.
Oysa bu lezzet bizim, kökleri Anadolu’da.
Londra’da gördüğünüz şey, sadece sahte markalar ve her şey para için kurulmuş bir düzen.

“Londra’da her şey sahte ve her şey para içindir.”

Toplu Taşımada da Ceza

“Tamam, toplu taşımaya bineyim” derseniz, orada da sürpriz sizi bekler.
Londra’da metro ve otobüs fiyatları günün saatine göre değişir.
Sabah 06.30–09.30, akşam 16.00–19.00 arası… yani halkın işe gidip geldiği saatlerde ücretler daha pahalıdır.
“Sabah işe gitmek bile Londra’da lükstür. Çünkü en yoğun saatte biletin fiyatı artar.” Şaka değil gerçekler…

Türkiye’nin Görülmeyen Yüzü: Cennet Türkiye

Şimdi dönüp Türkiye’ye bakalım.
Evet, sorunlarımız var. Ama şunu unutmayalım:

  • Büyük alışveriş merkezlerinde otopark ücretsizdir.
  • Hastanede park parası ödemezsiniz.
  • Evimizin önünde aracımızı bırakırken “park ücreti” diye faturayla karşılaşmayız.
  • Toplu taşımada sabah yoğun saatte fiyat artışı yoktur.
  • Tır şoförleri geniş park alanlarında ücretsiz dinlenebilir.
  • Sokaklarda çöp kutusu bulmak için aramanıza gerek yoktur.

“Türkiye cennettir, cennet… Bunu görmek için Avrupa’yı gezmek yeterlidir.”

Gerçek Zenginlik Nedir?

Gerçek zenginlik, halkın cebinden daha çok almak değildir.
Gerçek zenginlik, halkın yükünü hafifletmektir.

“Gerçek zenginlik halkın cebinden almak değil, halkın yükünü hafifletmektir.”

Bugün Londra “dünyayı yöneten şehir” diye övülüyor. Ama gerçekte, halkını her adımda cezalandırıyor.
Türkiye ise hâlâ, bütün sıkıntılarına rağmen, insanına nefes aldırıyor.

Kıymetini Bilelim

Türkiye’yi küçümseyenlere, sürekli “orada her şey kötü” diyenlere bu yazı bir hatırlatma olsun.
Çünkü biz çoğu zaman içinde yaşadığımız güzelliklerin farkına varamıyoruz.
Ama Londra’da gördüğümüz tablo kulağımıza küpe olmalı:

“Bizim ülkemiz hâlâ insanına nefes aldırıyor.” Gidip görmek gerekir…

Yazar