İbrahim SOYTÜRK

Yeni Kaledonya, Pasifik Okyanusu’nun güneyinde bulunan, zengin doğal kaynakları ve eşsiz kültürel çeşitliliğiyle bilinen bir ada. Ancak bu ada, sadece doğal güzellikleriyle değil, bağımsızlık mücadelesiyle de dünya gündeminde yer alıyor. Fransa’nın denizaşırı topraklarından biri olan Yeni Kaledonya, uzun yıllardır kendi kaderini tayin etme ve bağımsızlık için mücadele eden bir halkın yuvasıdır.

Tarihî Arka Plan

Yeni Kaledonya, 1853 yılında Fransa tarafından ilhak edilmiştir. O tarihten itibaren ada, Fransız etkisi altına girmiş ve zamanla Fransa’nın sömürge politikalarının bir parçası haline gelmiştir. Ancak adanın yerli halkı olan Kanaklar, kültürel kimliklerini ve geleneklerini koruma çabalarını hiçbir zaman bırakmamışlardır. 20. yüzyılın ortalarına doğru adada bağımsızlık hareketleri güç kazanmaya başlamış, Kanak halkı kendi topraklarında tam bağımsız bir ulus olma arzusunu dile getirmiştir.

1980’lerde, bağımsızlık talepleri şiddetli çatışmalara yol açtı ve bu dönemde Kanak Sosyalist Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLNKS), bağımsızlık hareketlerinin başını çekti. 1988 yılında imzalanan Matignon Anlaşması ve ardından 1998 yılında kabul edilen Nouméa Anlaşması, Yeni Kaledonya’nın geleceği hakkında önemli adımlar atılmasına zemin hazırladı. Bu anlaşmalar, adanın özerklik kazanmasına ve bağımsızlık referandumu düzenlenmesine imkan tanıdı.

Bağımsızlık Referandumları

Nouméa Anlaşması çerçevesinde, Yeni Kaledonya’da üç bağımsızlık referandumu yapılması kararlaştırıldı. 2018, 2020 ve 2021 yıllarında yapılan referandumlarda bağımsızlık yanlıları her seferinde az farkla kaybetti. 2018’de yapılan ilk referandumda %56 oranında bir “hayır” oyu çıktı ve adanın Fransa’ya bağlı kalması yönünde karar verildi. 2020’deki ikinci referandumda ise bu oran %53’e düştü, bağımsızlık talepleri güç kazandı. Ancak, 2021’de yapılan üçüncü referandumda Fransa yanlıları daha büyük bir farkla galip geldi. Bu sonuç, Kanak halkı arasında hayal kırıklığı yarattı.

Bağımsızlık Mücadelesinin Devamı

Her ne kadar referandumlar bağımsızlık yanlılarının beklediği sonuçları vermemiş olsa da, Yeni Kaledonya’daki bağımsızlık mücadelesi bitmiş değil. Bağımsızlık isteyen Kanak halkı, ekonomik eşitsizlikler ve sömürge döneminden kalma politikaların etkilerinden kurtulmayı amaçlıyor. Ada, nikel gibi stratejik madenler açısından zengin, ancak bu kaynakların büyük kısmı Fransız ve uluslararası şirketler tarafından kontrol ediliyor. Kanaklar ise bu zenginlikten yeterince fayda sağlayamadıkları görüşünde.

Bağımsızlık hareketi, aynı zamanda kültürel bir mücadeledir. Fransız kültürü ve dili, Yeni Kaledonya’nın resmi yapılarında ve eğitim sisteminde baskın durumda. Kanak halkı ise kendi dillerini, kültürlerini ve geleneklerini koruma çabasında. Bu nedenle, bağımsızlık talebi sadece siyasi bir ayrılma isteği değil, aynı zamanda kültürel kimliğin korunması ve güçlendirilmesi için verilen bir mücadeledir.

Yeni Kaledonya’nın Geleceği

Bağımsızlık mücadelesinin geleceği belirsizliğini korurken, Yeni Kaledonya halkı arasında hem Fransa’ya bağlı kalma yanlıları hem de bağımsızlık isteyenler arasında derin bir bölünme var. Fransa, adaya geniş özerklik hakları tanımış olsa da, Kanak halkının tam bağımsızlık talebini karşılayamamış durumda. Fransa’nın adadaki stratejik çıkarları, özellikle doğal kaynaklar üzerindeki kontrolü, bağımsızlık sürecinin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor.

Ancak Yeni Kaledonya’daki bağımsızlık hareketi, sadece bir siyasi mücadele değil, aynı zamanda sömürgecilik sonrası dönemde kendi kimliğini ve geleceğini belirlemek isteyen bir halkın haklı arayışıdır. Uluslararası toplumun desteği ve Yeni Kaledonya halkının kararlılığı, bu mücadelenin başarıya ulaşmasında kilit rol oynayacaktır.

Sonuç olarak, Yeni Kaledonya’nın bağımsızlık mücadelesi, dünya genelinde halkların kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahip olduklarını hatırlatan bir örnek teşkil ediyor. Bu küçük ada, büyük bir mücadeleyi simgeliyor; kültürel varlığını koruma, siyasi özgürlüğe kavuşma ve ekonomik adaleti sağlama yolunda verilen bu mücadelenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ise zamanla görülecek.

Yazar