Derya YILDIRIM

Hayat, her birimizin yaşadığı ve içinde şekillendiği bir yolculuktur. Bu yolculukta her adımımız, bazen ışık tutan bir doğru, bazen de karanlıkta kaybolan bir yanlış olarak karşımıza çıkar. İnsan olarak hepimiz hata yaparız; yanlışlarımız, hatalarımız hayatın kaçınılmaz gerçekleridir. Ancak, bazen yanlışlar o kadar cazip hale gelir ki, insan onları alışkanlık haline getirir, hem kendine hem de çevresine zarar verir. Peki, bu yanlışlara talip olmak yerine doğruya talip olmanın ne anlama geldiğini derinlemesine düşünmek gerekirse, hayatın temel dinamiklerini yeniden gözden geçirmiş oluruz.
Yanlışlara talip olmak, genellikle o anki duygusal rahatlıkla ilişkilendirilir. Birçok insan, başkalarını geçici olarak tatmin edebilecek fikirleri, davranışları ya da duygusal tepkileri kolayca sahiplenir. Hızlı sonuçlar, anlık zevkler ve kısa vadeli başarılar, yanlışlara talip olmanın temelinde yatan sebeplerdir. Ancak bu kolaycı yaklaşım, eninde sonunda daha büyük kayıplara yol açar. Her ne kadar yanlışların kısa vadede konforlu bir çözüm sunduğu düşünülse

de, uzun vadede telafisi mümkün olmayan yıkımlar yaratır.
Toplumsal anlamda bakıldığında, yanlışlar sadece bireyleri değil, toplumları da etkiler. Yanlışlarla büyüyen bir toplum, kendini sürekli olarak düzeltmeye çalışmak zorunda kalır; ancak her düzeltme, başlangıçtaki yanlışların daha büyük bir yük haline gelmesine neden olur. Tarih, yanlışlara talip olmanın sonuçlarını gösteren örneklerle doludur. Politikada, ekonomide, kültürel alanlarda yanlış adımlar atıldığında, bunun bedelini sadece o dönemdeki insanlar değil, sonraki nesiller de öder.
Doğrulara talip olmak, çoğu zaman zahmetli ve yorucu bir süreçtir. Doğruyu bulmak, sabır, emek ve sürekli bir arayış gerektirir. Fakat doğru, insanı kısa vadeli tatminlere değil, uzun vadeli olgunluğa, büyümeye ve içsel huzura taşır. Doğruyu arayabilmek, bir düşüncenin ya da davranışın arkasında sağlam temelleri sorgulamak demektir. Bu, her kararın daha dikkatli bir şekilde verilmesi, her davranışın daha derin bir anlamla hareket edilmesi gerektiği anlamına gelir.
Bir insan doğruyu bulduğunda, hayatına anlam katmaya başlar. Çünkü doğrular, her zaman insanın gelişimine hizmet eder. Yanlışlar, sadece dışsal sonuçlarla sınırlıdır, oysa doğrular, içsel bir dönüşüm süreci başlatır. Doğruyu seçmek, kişinin kimliğini güçlendirir, karakterini şekillendirir ve bir başkası için de örnek teşkil eder. Bir insan, doğruyu seçmeye başladığında, sadece kendi hayatını değil, çevresindeki insanların hayatlarını da daha iyi bir hale getirebilir.
Yanlışlara talip olmak, rahat bir yol seçmektir. Yanlışlar, çoğu zaman başlangıçta ödüllendirici gibi görünebilir. Ancak uzun vadede yanlışlar, kişiyi sadece aldatır, onu geriye çeker ve yaşamın anlamını kaybettirir. Oysa doğrular, genellikle zorlayıcı ve çetrefillidir, ama bir noktada insanı daha güçlü kılar. Yanlışlara talip olmak, çoğu zaman anlık zevkler için kaybetmeyi kabul etmek demektir. Ancak doğrulara talip olmak, insanın kendine ve çevresine olan sorumluluğunu yerine getirmesini sağlar. Zorluklarla mücadele etmek, nihayetinde daha kalıcı bir tatmin duygusu yaratır.
Toplumsal düzeyde de doğrulara talip olmanın önemi büyüktür. Bir toplum, doğruları inşa etmek için çaba sarf ettiğinde, bu toplumun sağlıklı bir yapısı oluşur. Aksi takdirde, yanlışlar toplumu adım adım yozlaştırır. Yanlışlar, toplumsal çatışmaların, adaletsizliklerin ve eşitsizliklerin temelini atar. Toplumlar, doğruları savunduklarında ise daha güvenli, adil ve huzurlu bir ortam yaratır.
Sonuç olarak, yanlışlara talip olmak, kişiyi geçici bir rahatlığa götürse de, uzun vadede büyük kayıplara neden olur. Doğrulara talip olmak, hem bireylerin hem de toplumların en sağlam temeller üzerinde yükselmesini sağlar. Yanlışların peşinden gitmek kolaydır, fakat doğruyu bulmak ve onu savunmak her zaman daha değerli ve anlamlıdır. Hayatınızdaki doğrulara talip olun, çünkü doğru, her zaman sizi daha iyi bir yere taşır. Doğrulara talip olmak, yalnızca kişisel bir seçim değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu yerine getirerek, daha güçlü bir toplum ve daha aydınlık bir gelecek inşa edebiliriz.

Yazar