Ukrayna-Rusya Savaşının 32. ayı biterken nasıl sonuçlanacağı hala belirsizliğini korumaktadır. Rusya’nın eski kudretli günlerine güvenerek birkaç haftada zaferle ve Ukrayna’nın iç-dış politikalarını da kendi planlarına göre dizayn ederek sonuçlandıracağını düşünen Rusya Lideri Vladimir Putin, ABD merkezli Batı/NATO ülkelerinin (Türkiye hariç) Ukrayna’ya sınırsız desteği ve son dönemin “Vekalet Savaşı” tanımlamasına birebir uyan bir savaş ile karşı karşıya kalmıştır.
Esasında Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından önce Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin defalarca “ABD bizi Rusya ile savaşa sokmak istiyor” sözleri savaşın sebeplerini ve sürecini o günden özetlediği hatırda tutulmalıdır.
Rusya’nın birçok noktadan Ukrayna’ya saldırısı ile eş zamanlı olarak ABD ve Batı, askeri ve siyasi olarak Ukrayna’nın yanında konumlanırken, Rusya, Avrupa ülkelerine doğalgaz ve enerji hatları üzerinden, küresel anlamda ise tahıl koridoru ambargosu ile cevap vermeye çalıştığı görülmüştür.
7 Ekim 2023 günü Gazze Şeridi’nde başlayan Filistin-İsrail çatışmaları ile ABD ve Avrupa’nın bu coğrafyaya odaklanması, Ukrayna’ya olan yardımların bitme noktasına getirmiş ve Zelenski, feryat edercesine “yardımlar gelmezse Rusya’ya karşı direnmelerinin imkansıza yakın olduğunu” sık sık dile getirilmiştir. Gazze Şeridi’nde çatışmaların hafiflemesi ile NATO ülkelerinin F-16 Savaş Uçakları, askeri teçhizat ve donanımları Ukrayna’ya göndermeye başlaması ile Ukrayna’nın Kursk cephesi ile kuzeye doğru Rus topraklarına girerek göreceli bir ilerleme kaydediyor görülmekle birlikte ABD ve NATO desteklerinin ilanihaye devam edemeyeceği gerçeğini bilen ve yaşayarak deneyimleyen Zelenski’nin zaman zaman ateşkes ve barış taleplerini dillendiriyor olması dikkatli gözlerden kaçmamaktadır.
Hatta 3. Ülkeler üzerinden barış görüşmelerini servis eden Zelenski’nin bu planlarından birisine atıf yapan ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield, düzenlediği bir basın toplantısında bu konuyu dile getirmiş ve ABD’nin Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin Ukrayna’daki krizi çözmeye yönelik ‘barış planını’ gördüğünü ve planın “işe yarayabileceğine” inandığını[1] beyan etmiştir.
Zelenski bir taraftan ateşkes ve barış sürecine uzanacak vurgular yaparken bazı kaynaklar ise 22 ve 23 Eylül 2024 BM Zirvesinde ABD’den asker talebinde bulunabileceğine atıf taptıkları görülmektedir. Zira ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Uluslararası Güvenlik İşlerinden Sorumlu eski ABD Savunma Bakan Yardımcısı Chas W. Freeman, yaptığı bir açıklamada Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’in, ABD Başkanı Joe Biden’dan Ukrayna’da NATO birlikleri konuşlandırmasını isteyeceğini[2] açıklamıştır.
Bu açıklama ABD’nin mevcut Başkanı Biden ile halihazırda Başkan Yardımcısı ve Başkan Adayı Kamala Harris’in savaşın sürdürülmesi taraftarı olduklarından da hareketle uluslararası kamuoyunun dikkatlerini Ukrayna-Rusya Savaşına yönlendirmiştir; çünkü Kasım 2024 tarihinde yapılacak olan seçimleri kaybetmeleri halinde Başkan Seçilecek olan Donald Trump’ın “Başkan seçilmem halinde 24 saatte savaşı bitirebilirim” sözlerini hatırlatmıştır. Dolayısı ile Trump’un olası kazanma ihtimali nedeniyle ABD Başkanı Biden bir oldu-bitti yapabilir mi? sorusunu akıllara getirmiştir. Biden giderayak böyle bir hamle yapabilir mi henüz belli olmasa da müesses nizamin yöneticileri ve ABD silah lobilerinin bu yöndeki olası taleplerini Biden’in reddedemeyeceği ve Trump’ı bu durum ile karşı karşıya bırakabileceği hatırdan çıkartılmamalıdır.
Sonuç olarak;
Zelenski’nin NATO askeri talebi olasılığına NATO’nun tamam deme ihtimalinin zayıf olduğu söylenebilir; çünkü uzun vadede Rusya’yı karşılarına almak istemeyecek ülkeler olduğu bilinmektedir. Enerji başta olmak üzere birçok alanda Rusya’ya bağımlı olan birçok Avrupa ülkesi de Rusya’yı karşılarına almak istemeyeceklerdir. Askeri kapasitelerinin de uzun soluklu bir sürece dayanamayacağı da bilinmektedir. En önemlisi ise Avrupa kamuoyunun bunu desteklemeyeceği de hatırdan çıkartılmamalıdır, zira ekonomik süreç dahil birçok sebebi olduğu muhakkaktır. Ancak böyle bir durum asıl ve doğrudan Türkiye’yi zora sokacaktır.
ABD merkezli NATO’nun Ukrayna’ya asker konuşlandırma kararı alması halinde Türkiye çok zor bir dış politika ile karşı karşıya kalacaktır. Öncelikle Montrö ve Boğazlar Sözleşmesi uluslararası kamuoyunun gündemine bir kez daha gelecektir. NATO üyesi bir devlet olarak Türkiye, bu karara uymayı reddederse ABD ve NATO ile karşı karşıya gelecektir.
Kabul ederse Ukrayna-Rusya tarafsızlığı bozulacak ve Rusya ile karşı karşıya gelecektir. Türkiye’nin Rusya ile karşı karşıya gelmesi halinde Kafkaslar, Azerbaycan ve Türkistan politikası çökecektir.
Son söz olarak; her iki durumda da inşa süreci devam eden Yeni Dünya Sisteminde Türk Devletleri Teşkilatı’nın Küresel Güç Olma Planlarının tehlikeye gireceği muhakkaktır. Dolayısı ile Türkiye ve Türk Devletleri Teşkilatı karar alıcı mekanizmalarının ivedilikle bu konuya odaklanmaları ve olası gelişmelere hazırlıklı olmaları hayati öneme haizdir.
:
İsmail CİNGÖZ; Uluslararası Siyaset Uzmanı/M.A. BULTÜRK Ankara Temsilcisi. TDPB Basın Kulübü Başkanı. cingozismail01@gmailçcom
[1] Sputnik, “ABD’nin BM Daimi Temsilcisi: ABD, Zelenskiy’in ‘Barış Planının’ İşe Yarayabileceğini Düşünüyor”, 17.09.2024.
https://anlatilaninotesi.com.tr/20240917/abdnin-bm-daimi-temsilcisi-abd-zelenskiyin-baris-planinin-ise-yarayabilecegini-dusunuyor-1088142900.html (Erişim Tarihi: 22.09.2024)
[2] Sputnik, “Eski Pentagon Danışmanı Freeman: Zelenskiy Biden’dan Ukrayna’ya Asker Göndermesini İsteyecek”, https://anlatilaninotesi.com.tr/20240922/eski-pentagon-danisma, 22.09.2024 (Erişim Tarihi: 22.09.2024)