Ahmet ÇOLAK

Türkiye, Yunanistan sınırına ilk kez bir çit inşa etmeye hazırlanıyor. Bu gelişme, özellikle Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde farklı anlamlar taşıyor. Peki, bu hamle salt bir güvenlik tedbiri mi, yoksa daha derin stratejik hesaplar mı var?

Göç Dalgası ve Güvenlik Politikaları

Öncelikle, Türkiye-Yunanistan sınırında bir çit inşa edilmesi tamamen yeni bir fikir değil. Avrupa Birliği, özellikle 2015’teki mülteci krizi sonrası, Türkiye’den Avrupa’ya göç akışını engellemek için sınır önlemlerini sıkılaştırdı. Yunanistan, Meriç Nehri boyunca daha önce de benzer bariyerler inşa etti. Şimdi Türkiye’nin de benzer bir adım atması, düzensiz göçle mücadele çerçevesinde değerlendirilebilir.

Ancak burada önemli bir soru beliriyor: Türkiye, neden şimdi bir çit inşa etme gereği duydu? Göç meselesi yeni değil, düzensiz geçişler yıllardır sürüyor. Demek ki bu çit yalnızca bir güvenlik tedbiri olarak görülemez, siyasi ve stratejik mesajlar da içeriyor.

Yunanistan’a Verilen Mesaj

Son dönemde Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde bir yumuşama gözlemlense de iki ülke arasında kronikleşmiş sorunlar var: Ege’deki kıta sahanlığı, hava sahası ihlalleri, adaların silahlandırılması ve göçmen krizi gibi konular sürekli gerginlik yaratıyor. Türkiye’nin sınırına çit inşa etmesi, Yunanistan’a “Biz de sınırlarımızı koruyoruz” mesajı vermek anlamına gelebilir.

Yunanistan, göç meselesini genellikle Türkiye’nin Avrupa’ya baskı aracı olarak kullandığını iddia ediyor. Türkiye ise Yunanistan’ı göçmenlere kötü muamele etmekle suçluyor. Bu çitin inşası, Türkiye’nin “Biz bu geçişleri kontrol altına alıyoruz” şeklinde bir duruş sergilemesini sağlayabilir.

Rusya-Ukrayna Savaşının Etkisi

Peki, bu gelişme Rusya-Ukrayna savaşıyla nasıl bağlantılı olabilir?

Öncelikle, savaş Avrupa’nın güvenlik hassasiyetlerini artırdı. NATO ve AB, sınırlarını daha iyi koruma refleksiyle hareket ediyor. Türkiye’nin de NATO üyesi olarak kendi sınırlarında güvenlik önlemlerini artırması, Batı’ya bir güven mesajı olabilir.

Öte yandan, Rusya’nın savaş nedeniyle Avrupa’daki etkisinin artmasını istemeyen NATO, Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerginlikleri mümkün olduğunca azaltmak istiyor. Türkiye’nin sınırına bir çit çekmesi, göçmen hareketliliğini kontrol altına almakla birlikte, Rusya’nın bölgedeki olası etkilerine karşı bir “güvenlik tamponu” oluşturma stratejisi olarak da okunabilir.

AB ve NATO Desteği Alabilir mi?

Bu noktada, Türkiye’nin sınır güvenliği için AB’den maddi destek alıp almayacağı da önemli bir soru. Yunanistan, sınırlarını güçlendirmek için AB’den fon alırken Türkiye de benzer bir taleple AB’nin kapısını çalabilir. Bu, Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerinde bir pazarlık kartı olabilir.

Ayrıca, NATO üyesi olan Türkiye, bu çiti inşa ederek “sınır güvenliğini güçlendiren bir müttefik” olarak kendini konumlandırabilir. NATO’nun Doğu Avrupa’daki varlığını artırdığı bir dönemde, Türkiye’nin de sınırlarını sıkılaştırması, “Rusya’nın etki alanına karşı bir önlem” olarak görülebilir.

Sonuç: Güvenlik mi, Stratejik Hamle mi?

Türkiye’nin Yunanistan sınırına çit inşa etmesi, yalnızca düzensiz göçü önlemek için alınan bir önlem olarak görülmemeli. Bu hamlenin:

Yunanistan’a bir mesaj vermek,

AB ile sınır güvenliği konusunda pazarlık yapmak,

NATO’ya “güvenlik sağlayan müttefik” mesajı vermek,

Rusya’nın savaş ortamında bölgedeki etkisine karşı bir önlem almak gibi çok katmanlı hedefleri olabilir.

Türkiye’nin bu hamlesinin Avrupa ve Yunanistan tarafından nasıl karşılanacağını önümüzdeki dönemde göreceğiz. Ancak şurası kesin ki, sınırın bir tarafında çit örmek, diğer tarafında da politik hesapların örüldüğünü gösteriyor.

Yazar