İnsan vardır sıkıntılar içinde bile şükrederek mutluyum der, insan vardır mutluluk içinde mutsuzluk sezer. Kimileri bir asgari ücretle geçinmenin savaşını verirken, kimilerinin evine üç misli fazla gelir gelse de yoksulluktan şikayet eder. Böylelerine bir yakından göz atacak olursak eğer, dolabı elbiseden kapanmasa da üstüne giyeceği yoktur.

Kimisi parasını kıyafete yatırır ama zevksizdir ve kendi aldığını kendi beğenmez.

Kimileri ille de marka olacak der. Bazıları da, kıyafeti veya giydiği markayla değil de insanlığı ile iz bırakır bizlerde.

Birde madalyonun ters tarafı vardır ve ona bir göz atacak olursak eğer bambaşka bir tablo çıkar ortaya.

Dünyanın öbür ucunda bir parça ekmeğe el açanlar varken bu kadar israf, haramın da ötesindedir.

Bugün yaptığı yemeği akşama bayatlamış diyerek çöpe atanları gördüğümde, ekmeğini çöpten çıkaranları gördükçe ellerinden öpesim geliyor.

Garip bir dünyada yaşadığımız inkar edilemez, ne yazık ki dünyadan daha garip bir yolculuk içindeyiz.

Muhtaç olan bir kişiye bir kuruş yardım yapmamak için dokuz dereden su getirirken, hiç gereksiz yerlerde cepler son kuruşuna kadar boşaltılabiliyor maalesef.

Bir kitaba on TL vermekten çek iniyorken, bir şişe içkiye, dört, beş misli fazlasını hesaba kitaba vurmadan verebiliyor olduğumuzu herkes biliyor.

Bu dengesizliklerden kurtulmadıkça benliğimizi kaybedeceğim günler hiç uzak sayılmaz.

İnsanların en büyük zenginliği gönül zenginliğidir, gönlü boş olanın ömrü de boşa geçmiş sayılmaz mı?

Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük miras insan olabilmektir, yoksa boşa geçen ömre yaşam deyip, gelip göçeriz bu dünyadan, ardımızdan bir iz bile bırakamadan.

İnsanoğlu neyi ararsa odur ve sadece arkasında bıraktıklarıyla yaşar.

Kendimize gelmek lazım henüz zaman dolmadan.

Firdevs BÜYÜKATEŞ

KIRKLARELİ


MEMLEKET GÖZLÜM

Sana benzer biri geçti yanımdan

Dudağında senin gülüşün vardı

Çıkıp geldin sanki dualarımdan,

Ruhumu cennetin kokusu sardı.

Yüzünde hasretin katmeri hakim

İçimde ağlayan gizli ney gibi

Enginlerde koşan bakışı sakin,

Sarıyor gecenin asil rengini.

Lal olan dillerin kelamı farklı

Dökülse dudaktan binlerce lisan

Serdi göz önüne bu büyük farkı,

Gözleri memleket, yüzü gülistan.

Firdevs BÜYÜKATEŞ

“DAMLA,DAMLA BALKANLAR” kitabından


YEŞİL BİR SIZI

Yeşil bir sızının korkusu

Aştı aşacak engini

Acıların en soylusu

Yüzdüğüm suların en derini.

Yeşil bir dağ gibi çöreklenmiş

Kalbimin her metrekaresine

Anladım her acıya değermiş

Yaşanacak mutlulukların şerefine de

Gözlerimden gözyaşlarımı silip

Aynalarda görmeliyim kendimi

Yeşil bir sızının acısından silkinip

Aşmalıyım artık kendi kendimi

Firdevs BÜYÜKATEŞ

KIRKLARELİ

_________________________________________________

ÖLÜ DENİZ ÖYKÜSÜ

Gecenin yarısı güzelliğini

Terk ediyor sanki yeni sabaha

Yanımda olup ta yabancı gibi

Duruşun atıyor beni yabana.

Oyalama artık avutma beni

Sabır taşlarımı sükût söküyor

Diline kök salan cimriliğini

Gördükçe yüreğim yaprak döküyor.

Çıkar şu kalbini bir gün karşıma

Dökülsün ortaya solan gülüşü

Naz dersen belki de çekerim ama

Ölü bir denizin olmam öyküsü.

Firdevs BÜYÜKATEŞ

KIRKLARELİ

Yazar