Hamiyet ÇAKIR

Herkes bu dünyada kendi ateşini taşır.
Kimisi farkındadır, kimisi ise bu yükün ağırlığını bilmeden yürür hayat yolunda.
O ateş, insanın kendi seçimlerinden, hatalarından, pişmanlıklarından veya hayallerine ulaşmak için yaktığı içsel bir tutku alevinden ibarettir.
Bazılarının ateşi, haramdan ve adaletsizlikten doğan bir azabın habercisidir.
Yanlış yollarda, başkalarının hakkını yiyerek kazandıklarıyla o ateşi büyütürler.
Belki şu an fark etmeseler de, her haram lokmada, her adaletsiz kararlarında o ateş daha da harlanır ve sonunda onları yakacak bir azap haline gelir.
Kimilerinin ateşi ise temizdir, saf bir iradeden ve alın terinden doğar.
Helal rızkın, iyiliğin, vicdanla alınmış kararların ışığında yanar.
Bu ateş, yakmak için değil, aydınlatmak ve ısıtmak için vardır. Çünkü bu insanlar, hayatı doğru yaşamak için çabalar; kimseyi incitmeden, kimseyi ezmeden ve kimsenin hakkını çiğnemeden.
Herkes, bu dünyada kendi ateşini götürür, ama herkes o ateşin farkında değildir.
Oysa o ateş, insanın hem bu dünyadaki izini hem de ahiretteki sonucunu belirler.
Ateş, sadece bir ceza değil, aynı zamanda bir vicdan muhasebesinin sembolüdür.
O halde, ateşimiz ne olacak?
Yakıcı bir azaba dönüşen bir yük mü, yoksa yolumuzu aydınlatan bir ışık mı?
Her adımda, her seçimde, kendi ateşimizi şekillendiriyoruz.
Unutmayalım, bu dünyada yaktığımız her ateş, sonunda bizimle birlikte gelecek.
Ve o gün geldiğinde, kimse başkasını suçlayamayacak; çünkü herkes kendi ateşini taşır.

Yazar