Derya YILDIRIM
Tarih, her zaman cesaretle adım atanların hikâyeleriyle yazılmıştır. Cesur olanlar, sınırları zorlayanlar, bilinenin ötesine geçenlerdir. Onlar, hem korkularına meydan okuyup risk alırlar hem de başkalarının cesaret edemediği kararlarla yeni bir dünya kurarlar. İşte “Съдбата обича смелите” (Kader cesurları sever) sözü, bu gerçeği en güçlü şekilde ifade eder.
Düşünün; büyük zaferler, devrimler, keşifler… Bunların hiçbirisi sıradan bir cesaretle ya da garanti yollarla kazanılmadı. Bilinmeyeni keşfetmek, engellerle yüzleşmek, risk almak, çoğu zaman yalnız kalmayı göze almakla mümkündü. Cesurlar, korkularının esiri değil; korkularını aşmanın kahramanları oldular.
Bugün bireylerin hayatında da milletlerin kaderinde de aynı dinamik geçerlidir. Cesur olanlar, “imkânsız” denileni mümkün kılar. Risk almaktan korkmayanlar, kaybetme ihtimaline rağmen kazanan olurlar. Ancak cesaret sadece bir duygudan ibaret değildir; akıl, planlama ve kararlılıkla birleştiğinde gerçek anlamını bulur. Cesaret; yıkıcı değil, yapıcı olmalıdır.
Cesaretin Bireysel Boyutu
Hepimizin hayatında fırsatlar, zorluklarla birlikte gelir. Ancak bu fırsatları değerlendirebilmek, zorlukların üzerine gitmekle mümkündür. Kaçmak, ertelemek ya da başkalarını suçlamak kolaydır. Ancak unutulmamalıdır ki, gerçek başarı ve mutluluk, zorlu yolları aşmakla elde edilir. Cesaret, sadece büyük adımlar atmak değil, bazen en küçük adımı bile atmaktan geçer. Bu bir başlangıçtır.
Cesaretin Toplumsal Boyutu
Toplumlar da cesur liderlere, cesur halklara ihtiyaç duyar. Bir milletin kaderi, halkının ve liderlerinin aldığı cesur kararlara bağlıdır. Geçmişte imparatorluklar kurmuş, savaş meydanlarında bağımsızlık kazanmış bir millet olarak, biz Türkler, cesaretin ne demek olduğunu tarihimizden çok iyi biliyoruz. Ancak bu cesareti sadece geçmişte bırakmak, geleceği inşa etmemizi engeller. Bugün de dünya sahnesinde iddialı ve bağımsız bir Türkiye için cesur adımlara ihtiyaç vardır.
Cesaretin Bedeli ve Getirisi
Elbette cesur olmak risklidir. Cesaret, bazen kaybetmeyi göze almayı gerektirir. Ancak şunu unutmamalıyız: Kaybetmek korkusuyla hareket etmeyenler, kazanmaya da yaklaşamaz. Kader, bekleyenleri değil, harekete geçenleri ödüllendirir. Tarih, cesaretsizlikle yazılmaz; cesaretle yeniden şekillenir.
Kendi hayatlarınızda ya da toplum olarak büyük bir adım atmak için bekliyorsanız, o zamanı ertelemeyin. Çünkü zaman geçmez; o sadece bizi geride bırakır. Cesaret gösterin, risk alın ve hayallerinize doğru ilerleyin. Unutmayın, kader cesurları sever!
Kendi hikayenizi yazmaya cesaretiniz var mı? Çünkü dünya, yalnızca hikayesini cesurca yazanları hatırlar.