Çuvaşların dini inançları ve kültleri sistemi IX-XIX yüzyıllarında oluştu. Çuvaş mitolojisi ve dininin ayrı özellikleri günümüze de ulaştı.

Çuvaşlar geleneksel dine ‘ataların adeti’, takipçilerine ise ‘öz Çuvaşlar’ derler.

Modern Çuvaşlarda paganlığın izi hemen hemen kalmadı. Ama Hıristiyanlığın eskiden yayıldığı bölgelerde oturan yaşlıların aklında paganlık dönemi ile ilgili anılar hala yaşıyor. Kendileri de yarım yüzyıl önce eski Çuvaş tanrılarına kurbanlar verirlerdi.

Çuvaş mitolojisinde dünya üç kısım bu arada üst dünya, insanların yaşadıkları dünya ve alt dünyadan ibarettir. Dünyanın toplam olarak yedi katı da vardır. Üç kat üst dünyaya, bir kat yaşadığımız dünyaya ve üç kat daha alt dünyaya aittir.

Çuvaşların dünya yapısı ile ilgili inancında bütün Türk dili konuşan halklara özgü olan yer üstü ve yer altı katlara bölünme gözleniyor. Gökyüzü katlarından birinde en üstteki katta yaşayan Tanrı Tura’ya insanların dualarını yönelten baş Pireşti Kebe yaşar. Yerüstü katlarda da Ay ve Güneş bulunur. Çuvaş mitolojisinde Pireşti – Baş Tanrıya insanların duaları ve isteklerini ulaştıran ve gökyüzündeki tanrılardan insanlara müjdeler gönderen haberci, insanın omuzlarında oturan onu koruyan melek, sadece iyilik yapabilen evin koruyucusudur.

Birinci yerüstü kat yeryüzü ile bulutlar arasında bulunur. Önce onun üst sınırı daha altındaymış, ama insanlar kötü olunca bulutlar yükselmiş.

Dünya kare şeklindeymiş. Üzerinde çeşitli halklar yaşıyormuş. Çuvaşlar, halkının dünyanın ortasında yaşadığına inanırlarmış. Gökyüzü Çuvaşların kutsal saydıkları hayat ağacına ve altın, gümüş, bakır ve taş sütuna dayanırmış. Bu dört sütunun üzerinde her birinde ördeğin üçer civciv çıkardığı yuvalar varmış. Kare yeryüzünün her kenarında insanları kötülükten koruyan bahadırlar bulunuyormuş.

Yeryüzünün kıyılarını yalayan okyanusun köpüren dalgaları sürekli karayı yıkıyormuş. Eski Çuvaşlar, ‘yeryüzünün ucu Çuvaş toprağına ulaşınca Kıyamet Günü yaşanacak’ diye söylerdi.

Üst dünyada velilerin ve doğmamış çocukların ruhları yaşıyor. İnsan öldüğünde ruhu çok dar köprüden gökkuşağına doğru geçerek üst dünyaya çıkar. Çok günah işlemişse insan ruhu dar köprüden alt dünyaya cehennemin dibine düşer. Alt dünyada günahkarların ruhlarının kaynadığı dokuz kazan bulunuyor. Mitolojik kahramanlar yeryüzünde bulunan ‘kakar’ denilen deliklerden geçerek cehenneme iner ve yakınlarını oradan kurtarmaya çalışırdı.

 

 

Yazar