1) Belçika, Afrika ülkesi Ruanda’yı daha iyi sömürmek için bir proje geliştirir. Hutu ve Tutsi adında iki kabile vardır. Belçika Tusilerin Hutulardan üstün olduğunu söyler. Tusilerin daha uzun, yakışıklı olduğunu, Hutuların çirkin ve hain olduğunu yayar. Bakın neler olur.
2) Tusilerin daha güzel olduğunu ispatlamak için kafatası bile ölçtürdü. Belçika daha az nüfusa sahip olan Tutsilere imtiyaz tanıdı. Eğitim ve bürokraside imtiyazlar verdi. Hutulara karşı onları provoke etti. Aynı dili, dini, kültürü paylaşan iki kabileyi birbirine düşürdü.
3) Halk Tutsi ve Hutu olarak ikiye bolündü çatışmaya başladı. Hatta Belçika, nufus kağıtlarına Hutu ve Tutsi yazdı. Daha çok bölmek için ezik burunlu ve dik burunlu olarak ayırdı. Hutu ve Tutsiler birbiri ile çatışıp katliam yapmaya başladı. Yüz günde 1 milyon insan öldü.
4) Daha kalabalık olan Hutular acımadan boğarak Tutsi öldürdü. Silah ve kesici alet olmadığı için zor oldu. Bu durumdan istifade eden Fransız Belçikalı tacirler Ruandalı Hutulara sadece 6 ay içinde 5 milyondan fazla balta ve satır sattı. Pala ve satırla yüzbinlerce insan kesildi.
5) Ruanda halkı birbirini katlederken Belçika sömürmeye ve hâkim olmaya devam etti. Ölen de öldüren de aynı toprağın insanıydı. Demem o ki Kürt-Türk, Sağ-Sol, Dindar-Laik, Alevi-Sünni, A Parti-B Parti diye birbirimize düşürüp bizi teslim alıp dayatma yapabilirler. Aman dikkat.
Ana yöntemleri hiç değişmedi ayrışım noktalarını tespit et, yumuşak taraflarına karşı taraftan vur ya da vurdur. Keyifle bölünmesini izle. Bölünmeden faydalan ve imza attır uzun dönem sömür. Sömürgen canlılara fırsat vermeyelim.
Bunların her tarafından masumların mazlumların kanları damlıyor. Devlet olarak bir çalışma yapıp, tüm dünyaya böyle devletlerin işledikleri ve sebep oldukları insan kıyımlarını sömürü düzenlerini anlatmamız şart olmuştur.